Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  33 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 33 / 84 Next Page
Page Background

yesilay.org.tr

33

YEŞiLAY

MART 2015

Y

Yaşam becerilerinden biri olan 'hayır' demek, güvenli

davranışın da bir göstergesi olarak istenmeyen

taleplerle veya baskılarla karşılaşıldığında bunlara

karşı koyabilmek anlamına gelir. Kişi 'hayır' demeye

başladıkça hayatı üzerindeki kontrol duygusu ve

kendine olan güveni artar. 'Hayır' demeyi öğrenemeyen

kişi, madde kullanan arkadaşının teklifini de

reddedemeyecek ve sonuçta bağımlılığın ilk adımı olan

deneme basamağı ile karşı karşıya kalacaktır.

KARARINDA VE DENGELİ BİR SÜREÇ

GEÇİRMEK

Pedagog ve aile danışmanı Öznur Simav, çocuklarda

'hayır' deme becerisinin doğal olarak iki yaş döneminde

kendisini belli ettiğini söylüyor: "Bu dönem gelişimsel

bir süreçtir ve bazı noktalara dikkat edilerek

atlatılmaya çalışılmalıdır. Bu yaşta çocuklar benliklerini

ortaya koymaya başlarlar. Aslında kendilerinin farkına

varırlar ve kendilerini dünyanın merkezinde olarak

görürler. Bu sürecin sağlıklı ve olması gerektiği şekilde

geçirilmesi önemlidir. Her şey kararında ve denge

içinde olmalıdır. Çocukların benlikleri ne çok ezilmeli,

ne de her istekleri yerine getirilmelidir. Her iki uç aşırı

şekilde yaşanırsa ilişkilerde sorunlar başlar ve iletişim

güçleşir. Çocuklar bu dönemde isteklerinin mutlaka

yerine getirilmesini isterler. Yetişkinle inatlaşma

tarzında ilişki içine girerler. Sonuna kadar diretirler

ve en çok ağlama, bağırma, çığlık atma davranışı

gösterirler. Hatta bunun ötesine geçerek, ağlamaktan

katılabilirler ve kendilerini yerlere atabilirler. 'Hayır'

sözcüğü bu yaşta en çok duyulan iletişim ifadesidir."

Simav, daha sonraki yaşlarda çocukların muhakeme

etme becerisinin gelişip, çevresinde başkalarının da

hakları ve istekleri olduğunun farkına vardıklarını

ve benmerkezcilik döneminin bittiğini belirtiyor ve

ekliyor: "Anaokulu döneminde kurallar ve alışkanlıklar

yerleştirilmeye çalışılır. Bu dönemde özgüven

geliştirilmesi ve çocuğun kendini rahat ifade edebilmesi

üzerinde dikkatle durulması gerekiyor. Çocuğa

kuralları öğretirken ve alışkanlıkları yerleştirirken

baskılayıcı tutumlardan uzak durulmalı ve aile içinde

çatışmalardan mümkün olduğunca kaçınılmalı. Aksine,

pozitif özellikleri üzerinde durularak eğitilmeli, olumsuz

davranışları bazen görmezden gelinerek, bazen

oyunlarda, öykülerde örnekleyerek hissettirilmeli."

ÖDÜL-CEZA UYGULAMASINA DİKKAT

Ödül-ceza uygulamalarını ise özellikle önemsiyor

Öznur Simav. "Ödül, en küçük olumlu bir davranışta

abartılmamalı, çocuk sürekli ödül beklentisi içinde

'HAYIR' DİYEBİLMEK

Çocuğun yaşıtları ya da içinde bulunduğu grup

tarafından bir şeyi yapmaya zorlanması ya da

cesaretlendirilmesi ciddi bir baskıdır. Aslında

grubun yapmalarını istediği eylemi yapmaya istekli

olmadıkları zamanlarda bile, karşı koyamayarak

istenileni yapabilirler. Bu tip baskılar en fazla

ilköğretimin ikinci aşamasında ve ortaöğretimde

ortaya çıkar. Akran baskısı karşısında ebeveyn

olarak yapabilecekleriniz elbette var.

Çocuğunuza 'hayır' demeyi öğretin. Böylece

istemediği bir durumla karşılaştığında karşı

koyma cesareti ve kararlılığı gösterebilecektir.

Bunun temel kuralı, onu duygu ve düşüncelerini

korkmadan ve açık yüreklilikle paylaşabileceği

bir ortam içinde onu büyütmenizdir. Size

'hayır' diyemeyen veya gerçek düşüncelerini

saklamaya zorlanan bir çocuktan evde

yapamadığını, sosyal ortamda yapmasını

bekleyemezsiniz.

Herhangi bir gruptan baskı gördüğünde veya

istemediği bir davranışı yapmaya zorlandığında

sizinle veya öğretmenleriyle paylaşabileceği

konusunda ona cesaret kazandırın.

Çocuğunuzun davranışlarının sonuçlarını

fark etmesini, kendisine veya başkalarına

verebileceği zararları düşünmesini teşvik edin.

Ona kısa ve uzun vadeli hedefler koyun.

Geleceğe dair pozitif beklenti ve hayaller, hayata

daha sağlam iplerle bağlanmasını kolaylaştırır.

Onunla neden okula gittiği, okula gitmesinin

esas amacının ne olduğu, ileride nasıl bir hayat

hayal ettiği, nasıl bir meslek seçebileceği gibi

esas amacına bağlanmasını kolaylaştıracak

konuşmalar yapın.

olmamalıdır. Ödül sık verilirse önemsizleşir ve

etkisini kaybeder, ebeveyn de beklediği sonucu

alamaz. Bazen de en küçük olumlu davranışı

desteklemek ve ödüllendirmek gerekebilir; ancak,

bu durum uzun süreli olmamalıdır. Ceza, olabildiğince

kullanılmamalı ve ceza gerektirecek ortam ya da

durumun oluşmasının önüne geçilmelidir. Yaş ve

gelişim seviyesine dikkat edilmeli, ödül ve ceza

orantılı olmalı, geciktirilmemelidir. 'Hayır' sözcüğünün

kullanılması, çocukta hep negatif yaklaşımlara

yakınlık olarak değerlendirilmemeli; çocuk bunu

yaşam tarzı haline getirmemelidir. Ancak, kime,

nasıl, hangi bilinçle kullanılması gerektiğini de bilmesi

gerekir."