Alkol tüketimi birçok hastalığa
sebep olmakla beraber ne yazık
ki tedaviyi de engellemektedir.
Sağlık sektörü bu konuda
yalnız kalmaktadır ve küresel
anlamda politikaların belirlenmesi
gerekmektedir” dedi. Chan, her yıl
alkol nedeniyle 2,5 milyon insanın
hayatını kaybettiğine dikkat çekti.
Sempozyumun sonuç bildirgesinde ise
"Alkol tüketimini azaltıp bedensel aktivite ve
sağlıklı beslenmeyi teşvik ederek kardiovasküler
hastalıkların yüzde 75’i ve kanserlerin yüzde 30-40’ı
önlenebilir" deniyor.
“Alkolü az tüketenler de
kanser riski taşıyor”
Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr.
M. İhsan Karaman; “Dünya Sağlık
Örgütü, alkol tüketimini en önemli
ilk 10 kanser nedeninden biri olarak
kabul ediyor. Alkol tüketiminin başta yemek borusu
olmak üzere ağız, boğaz, karaciğer ve meme kanserine
yol açtığı bilimsel verilerle kanıtlanmış durumda. Halk
sağlığı alanındaki en prestijli dergi olan American
Journal of Public Health’te yayınlanan araştırmaya
göre; sadece büyük çapta alkol tüketenler değil, az
ve ölçülü miktarda alkol tüketenler de kanser ve kalp
hastalığı riski taşıyor” dedi.
“Bilime uymayan yanlış
bir yaklaşım”
Alkolün az tüketildiğinde yarar
sağlayacağına ilişkin bilgi için Dr.
Halit Yerebakan ise şöyle söylüyor:
“Hiçbir hekim fayda sağlıyor diye
hiçbir hastasına alkol öneremez, diğer maddelerde
olduğu gibi esas görev alkolden uzaklaştırmaktır.
Ya tamamen bırakmak veya azaltma yoluyla
bırakmak... Neticede alkol kullanılmasını kesinlikle
önermiyoruz. Alkollü içeceklerin faydasını gösteren
çalışmaları incelerseniz çoğunluğu aslında alkollü
içecek ile yapılmıyor! Bu içkilerin içindeki antioksidan
maddelerin sentetik formları laboratuvarda testlerde
kullanılıyor ve sonuç olarak işe yaradığı gösterilerek
alkol öneriliyor. Bu tamamen bilime uymayan yanlış
bir yaklaşım.”
Kalbe zararlıyken yararlı
diye sunulması çok acı
Dr. Yerebakan toplum tüketimi
üzerine yapılan araştırmaların
kişilerin yorumuna kalarak
cevaplanmasının da büyük bir
sorun olduğunu ifade ederek
ekliyor; “Bu araştırmalarda
standardizasyon yok. Alkolü öven
çalışmalarda bilimsel sorun var. Yeren
çalışmalar ise bilimsel açıdan daha uygun
kurgulanmış görünüyor. İşin en acısı
ise yaptığı hastalıklar ortada olan ve bağımlılık
yaptığı bilinen bir zararlı maddenin topluma
sağlıksız olduğunu tekrar tekrar anlatarak onları
inandırmaya çalışmak. Alkolün zararlı olduğunu
kabul edip onun üzerinden konuşmak lazım.”
“Yararlı diye alkole
başlamak cinayettir”
Toronto Alkol Sağlığı
ve Bağımlılık Merkezi
uzmanlarından Dr. Jurgen
Rehm ve ekibi, alkolün zararları
üzerine yaptığı araştırmada
bilinenden fazlasına ulaştı. Elde edilen verilerle
uzmanlar, "Her 100 kişiden dördü alkol nedeniyle
ölürken, hâlâ yararlı diye alkole başlamak
cinayettir" diyor. Dr. Rehm alkol içenlerin zamanla
kalp yetmezliğine yakalanma riskinin içmeyenlere
göre daha fazla olduğunu belirtiyor. Alkol, kalp
kası hücrelerinde geri dönüşü olmayan hasarlara
yol açarak kalbin kasılma gücünü azaltıyor, bu
durum hastaların zor nefes almasına ve günlük
işlerini yapamaz hale gelmesine, kalp nakline
kadar giden bir sürece neden oluyor. Alkol alımına
bağlı gelişen kalp kası zafiyetine son yıllarda daha
sık rastlanıyor. Baş ve boyun bölgesindeki habis
tümörler, mide, kolon ve göğüs kanseri vakalarında
alkolün olumsuz etkisinin belirgin olduğunu
belirten Rehm, alkolün karaciğer ve kalp- damar
sistemi üzerinde de ölüme yol açtığını söylüyor.
Rehm, "Bu kadar zararlı olan ve bağımlılığa
neden olan alkolün az tüketildiğinde kalbe yararlı
olduğunu söylemek bilimsel değil, yorumsal bir
bakış açısıdır. Hiç bir geçerliliği yoktur diyor.
Her yıl alkol
nedeniyle 2,5 milyon
insan hayatını kaybediyor.
Dünya Sağlık Örgütü, alkol
tüketimini en önemli ilk 10
kanser nedeninden biri olarak
kabul ediyor. Az ve ölçülü
miktarda alkol tüketenler de
kanser ve kalp hastalığı
riski taşıyor.
yesilay.org.tr
75
YEŞiLAY
•
MAYIS 2015