Bağımlılıkları Önlemede Aile İçi İletişimin Önemi - page 23

yesilay.org.tr
23
YEŞiLAY
ŞUBAT 2015
E
Ebeveynlerin en önemli ve değerli varlıkları çocukları-
dır. Onları korumak ve sağlıklı bireyler olarak topluma
kazandırmak aynı zamanda görevleridir. Maalesef son
yıllarda ülkemizde madde bağımlısı çocukların sayı-
sı gittikçe artıyor. Biz de bu sayıda çocuk psikolojisi
üzerine değerli çalışmaları olan Prof. Dr. Haluk Yavuzer
ile konuştuk. Çocukların eğitiminin daha anne karnında
başladığını söyleyen Yavuzer çocukları bağımlılıklardan
korumanın temel yollarını anlattı…
ÇOCUKLAR NASİHATLERİ DEĞİL
DAVRANIŞLARI ESAS ALIR
Toplumun yapı taşı olan aileler olarak çocuklara hak
ettikleri değeri veriyor muyuz?
Dün mutlak itaat bekleyen bir ebeveyn vardı. Çocuğu
yetiştirmenin özünde kayıtsız şartsız annenin sözlerini
dinlemesi yatıyordu. Bugün öğretim ve sosyo-kültürel
düzeyin artması paralelinde özerklik, bağımsızlık özel-
likle öne çıkmaya başladı. Öbür taraftan ebeveynlerin
sorumluluk paylaşımı ile ilgili olarak 27 ilde düzenlediği-
miz ana-baba okuluna annelerin katılımı yüzde 80-60
iken babaların katılımı yüzde 20-40 ile sınırlı kalıyordu.
Ortaya çıkan profil bile sosyo-kültürel ve ekonomik
sınıfı ne olursa olsun çocuğu büyütme ve yetiştirme
görevi annelere bırakılmış görünüyordu. Bugün ente-
lektüel düzeyin artmasıyla babaların çocuk sorumlu-
luğunu paylaşan, anneye destek olan ebeveynler ol-
duklarını görüyoruz. Rol model olarak anne ve babanın
çocuğun kişiliğinin gelişiminde büyük katkısı olduğunu
düşünüyorum. Çünkü çocuklar anne ve babaların söy-
lediklerini değil davranışlarını karbon kâğıdı gibi yaşam-
larına monte ederler. Yaşadıkları ortamda iyiyi kötüyü,
doğruyu yanlışı sözle değil eylemle gözlemlemekte,
bunu erken gelişim döneminde oyunlarına, ergenlik
döneminde ise tüm yaşamına yansıtmaktadır.
ÇOCUK AİLEDEN SAYGINLIK
GÖRMEK İSTER
Ergenlik demişken madde bağımlılığı konu-
sunda ebeveynlerin tutumları çocukları
nasıl etkiliyor?
Madde kullanmaya yatkın kişilik yapısı,
onu dışlayan olumsuz aile, çevre ve
ortamın etkisiyle gencin alkol ve madde
alt kültürünün içine düştüğünü, sığındı-
ğını vurgulamak istiyorum.
Ergen içinde yaşadığı ortamda bulamadığı kimliği, say-
gınlığı, dayanışmayı bu alt kimlikte buluyor.
Bahsettiğiniz kişilik arayışını biraz daha açar mısınız?
Eğer çocuk ve ergen aile içinde aidiyet duygusunu
yaşamışsa, destekleyen paylaşımcı bir birey olarak
varlığını kabul eden ve ona saygı duyan ebeveyni
görmüşse, bu paylaşımcı ortamda ergenin olumsuz
arkadaş gruplarının olumsuz hedefleri doğrultusunda
adım atmadığını ve seçici olduğunu görüyoruz.
Çocukluk yıllarından itibaren televizyonda gördü-
ğü çizgi filmlerdeki şiddet öğelerinin de sevgi içinde
yaşayan ailelerde nötralize olduğunu, çocuğu ve ergeni
doğrudan etkilemediğini görüyoruz. Ne zaman şiddet
aile içinde yaşanıyorsa çocuk bu davranışı repertuarına
alıyor ve hayata geçiriyor.
EN BÜYÜK KORUYUCU AİLE
Son yüzyılda özellikle son on yıllarda aile yapısının
değiştiğini görüyoruz. Aile yapısındaki bu değişimin
madde bağımlılığına etkisi var mı?
Çocukların madde alt kültürünün içine girmesinin ne-
deni olarak duygusal doyumsuzluğu görüyoruz.
O doyumu biz adım adım bebeklikten itibaren bireye
veriyorsak sorun yaşamayız. Aslına bakarsanız madde
bağımlılığından korunmanın aşısı ailede var.
1975 yılında İngiltere’de çocuk suçluluğunu incelerken
İçişleri Bakanlığı yetkililerini eleştirmemüzerine “Sizin
neyiniz var?” dediler. “Bizde geleneksel aile var” dedim.
Önleyicilik geniş aile içinde vardı. Dede, dayı, teyze, halanın
bulunduğu o aile içinde çocuk anti-sosyal davranışa yö-
nelmeden önleniyordu. Sosyal ağ onu iyiye yönlendiriyor-
du. Olumsuzu bertaraf ediyordu. Çekirdek ailede bu yok.
Herkes koşarken, kaçarken çocuğu görmüyor, yeterince
zaman ayırmıyor. Demek ki madde bağımlılığının panze-
hiri önleyici yaklaşım. Bugün aile ortadan kalmıştır, o za-
man çocuk serseri mayın gibi kendisini kabul eden çetenin
iyi-kötü olduğuna bakmayan üyesi olacaktır. Bu
nedenle çocuklara zigottan itibaren değer ve-
ren ebeveynlerin varlığı çok önemli. Bunun
bilincinde olan ailelerin ikliminde yetişen
çocuğun ve ergenin daha uyumlu,
sağlıklı, benlik saygısı yüksek, kendini
seven bireyler olduğunu görüyoruz.
Kendi başlarına karar verebilen ve bu-
nun sorumluluğunu üstlenen bireyler
olduğuna şahit oluyoruz.
Prof. Dr. Haluk Yavuzer “Çocukların madde alt kültürünün içine girmesinin nedeni olarak duygusal
doyumsuzluğu görüyoruz. O doyumu biz adım adım bebeklikten itibaren bireye veriyorsak sorun yaşamayız.
Aslına bakarsanız madde bağımlılığından korunmanın aşısı ailede var” diyor.
Hamilik
demek çocuğun
paravanı olmak
demek değil. Çocuğun
kanatlarıyla uçmasına
imkân vermek
demektir.
1...,13,14,15,16,17,18,19,20,21,22 24,25,26,27,28,29,30,31,32,33,...84
Powered by FlippingBook