Background Image
Previous Page  10 / 16 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 10 / 16 Next Page
Page Background

10

Satıcı kız gülümseyerek baktı ve Selim’e dönerek.

“Kaç taksit olsun?”

Hiç düşünmeden yanıtladı.

“En çok hangisiyse o kadar olsun.”

Maaşından biriktirdiği parayla sonunda istediği akıllı

telefona kavuşuyordu. Satıcı kız kredi kartına 12 taksitle

işlem yaptıktan sonra telefonu karton çantaya koydu ve

Selim’e uzattı.

“Hayırlı olsun, tekrar bekleriz.”

dedi gülümseyerek. Selim yeni

oyuncak almış gibi çocuksu heyecanla çıktı telefon satan

dükkandan.

Biraz ilerideki pastaneye oturup çay siparişi verdi ve hemen

kutusundan özenle çıkardığı yeni akıllı telefonuyla tanıştı.

Hayranlıkla yeni telefonuna baktı ve kullanım kılavuzunu

okumaya başladı.

“Vay be anında sesli çeviri yapabiliyormuş? Yüz tanıma özelliği

çok harika bir şey ya. Ooo tüm dünya haritası da var içinde.

Artık kaybolmak yok oğlum Selim.”

Kılavuzu okuyarak telefonun kurulumunu adım adım

yapmaya başladı, ardından keyifle çayını içti. Daha kurulum

biter bitmez telefon çaldı ve Selim yeni telefonunun

kulaklığını kulağına taktı, gelen çağrıyı yanıtladı.

“Alo. Kimsin? Vay Bahattin nasılsın? Yok be oğlum, yeni telefon

aldım da daha adres listesini eklemedim. Yaaa, en sonmodelini

aldım, bildiğin akıllı telefon işte. Bildiğin dediysem son model

olduğu için en akıllısı. Dünya için küçük benim için büyük adım

oldu bu valla. O takoz telefondan buna atladımresmen ha... Eee

oğlum artık akıllı telefon kullanmayanları dövüyorlar. Çağın

gerisinde mi kalalım yani. Sen ne için aramıştın sahi?... Yoo

yarın çok işim var, eve erken gideceğim. Ayrıca bu telefona çok

para verdim, bir süre gece takılamam. Size iyi eğlenceler. Benim

yeni eğlencem bu artık.. Eyvallah Bahattin’ciğim, görüşürüz.”

Keyifle çayından bir yudum daha aldı ve kulaklıktan gelen

“Tanışalım mı?”

sesiyle irkildi.

“Bahattin sen misin?”

dedi gayri

ihtiyari. Kulaklıktan gelen ses ısrarlı konuşmaya devam etti.

“Yok, ben CX5645”

Ne olduğunu anlamayan Selim ısrarla devam etti.

“Bahattin

oğlum dalga geçme.”

Kulaklıktan gelen ses bir cızırdama

yaptıktan sonra devam etti.

“Bahattin kapattı, ben CX5645.

Ama sen kısaca CX diyebilirsin.”

Selim yaşadığı duruma anlam

veremiyor çaresiz gözlerle etrafa bakıyordu. Kulaklıktan gelen

ses devam etti.

“Şu telefon ekranına bak bari bilader.”

Selim

tedirgin telefon ekranında yazan yazıyı okudu.

“Ben senin telefonun CX5645’im. Merhaba Selim nasılsın?”

“Artık tanıştığımızı varsayıyorum... Eee, nasılsın kanka.”

Selim yaşadığı şok ile etrafına aldırmadan kendi kendine

konuşmaya başladı.

“Vay be şimdi ben telefonla mı

konuşuyorum?”

Çevredeki anlamsız bakan gözlere aldırmadan

yeni arkadaşı akıllı telefon CX5645 ile konuşarak pastaneden

çıktı ve eve doğru yol aldı. Yol boyunca sohbet ettiler.

“Eee kanka anlat bakalım neler yaptın görüşmeyeli.”

diye girdi

konuya Selim. Kulaklıktan yanıtladı CX5645.

“Hiiç, sana satılana kadar uyuyordum. Ben son teknolojiye

sahip bir ürünüm ve sana satılana kadar da uyku

modundaydım kanka.”

Selim kulağında akıllı telefon kulaklığı yol boyunca yüzünde

gülümseme eksik olmadan yeni arkadaşıyla konuşarak eve

geldi. Annesi Nimet açtı kapıyı, yüzünde gülümseme ile

kulaklığıyla konuşarak girdi içeri. Annesi ve kız kardeşi Selin

ile küçük bir apartman dairesinde yaşıyorlardı. Babasını bir

trafik kazasında kaybettiklerinden beri aileye bakmak için

kendini bildi bileli çalışmaktaydı Selim.

Akşam yemeğine kadar evin içinde kankası CX ile konuşmaya

devam ettiler. Bir ara

“Seninle yeniden doğuyorum.”

dedi Selim.

AKL-I SELİM

MİZAH ÖYKÜSÜ

Faruk Karaçay / Oyuncu - Yazar