

12
Yeşilay, toplumu bağımlılıklardan uzak tutmak amacıyla
mizahın yani gülen düşüncenin ve onun evrensel dili
olan karikatürün gücünden de yararlanıyor. Türkiye’nin
en iyi karikatüristiklerinden biri Raşit Yakalı da Yeşilay’ın
bu faaliyetlerine destek veriyor ve çeşitli etkinlikler
çerçevesinde gerçekleştirilen atölyelerde çocukların sağlıklı
ve mutlu yaşama dair hayallerini karikatürize etmesine
yardımcı oluyor. Karikatürist Raşit Yakalı ile öğretmenlikten
karikatürist olmaya uzanan yolculuğunu ve mizahın
gücünü konuştuk.
Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1943 yılında Tire’de doğdum. 5 yıl ilkokul öğretmenliği
yaptım. O dönemde karikatüre merak salarak çizimlere
başladım. Ömür boyu usta bellediğim Semih Balcıoğlu’nun
teşviki ile karikatüre başladım, Çağdaş Mizah, Yeni Çuval gibi
dergileri çıkardım, PardonMizah Dergisi, Yeni Asır, Büyükşehir
Belediyesi Karikatür ve Mizah Müzesi, Hürriyet Gazetesi gibi
yayınlarda çizdim ve faaliyetlerde bulundum. Karikatürcüler
Derneği’nin 32. Genel Kurulu’nda Başkanı seçildim.
Öğretmenlikten karikatürist olmaya giden yolda nasıl
ilerlediniz?
Öğretmenlik yaparken usta bellediğim Semih Balcıoğlu,
Turan Selçuk, Ali Ulvi gibi ö dönemin karikatüristlerine bir
mektup yazdım ve onlardan bana yardım etmelerini istedim.
10 hafta sonra Semih Balcıoğlu’ndan ‘Madem öğretmensin,
gel görüşelim.’ diye bir mektup geldi. Bir gezi vasıtasıyla
İstanbul’a geldiğimde Tercüman Gazetesi’ne giderek Semih
Balcıoğlu ile görüştüm. O gün ‘Bu masayı çek, seninle 15 gün
çalışacağız.’ dedi. Beni 15 gün boyunca evinde misafir etti. Bir
gün Semih Balcıoğlu bir takvim açtı ve ‘Bu tarihte bir sergi
açacaksın.’ dedi. Onun verdiği o tarihte, yıl 1974’te Söke’de
bir karikatür sergisi açtım ve kamu ve resmi kurumlardan
katılanlar oldu, vatandaş çok ilgi göstermişti ve Semih Bey’de
geldi. Ben ondan sonra bütün hayallerimi gerçekleştirdim.
Aradan 2 hafta sonra Yeni Asır Gazetesi’nden bir teklif geldi
ve kendileri için bir karikatür çizmemi istediler. Sonrasında
her gün Yeni Asır Gazetesi için karikatür çizdim. Tesadüfen
İstanbul’ageldimvePardonadlı bir dergi vardı, selamvermek
babında onlara bir uğramak istedim. Bana “Öğretmenlik
ulvi bir meslek ama gazetecilik de ulvi bir meslek, gel
birlikte çıkaralımbu dergiyi.” dediler. Çıkıp İstanbul’a geldim
ve Pardon Dergisi’ni birlikte çıkardık.
SemihBalcıoğlu’ndandolayıustamdiyorsunuzveburada
bir usta çırak ilişkisi söz konusu. Bugünböyle ilişkiler çok
az. Bu dostluk size ne kattı?
40 yıl boyunca Semih Balcıoğlu Hocamın çantasını taşıdım.
Sabah ezan okunurken beni alır çalışmalarını yaptığı yerlere
götürürdü, tüm çalışmalarında yanımda olmamı isterdi.
O zaman hep kendi kendime şunu sordum; Bir insan
tanımadığı bir insana bu iyiliği neden yapar? Bu sorunun
cevabını bu güne kadar pek bulamasamda o günlerde kendi
kendime bir söz verdim ve bir gün bir karikatürcü olursam
aynı iyiliği ben de yapacağım ve bu borcumu ödemeye
çalışacağım diye. 50 yıldır bu borcu ödüyorum. İnsanların
hayatlarına karikatür ile dokunuyor, çocuklara ve gençlere
katkı sağlamaya çalışıyorum. Gazeteci Çetin Emeç’in
teşvikiyle kurduğumuz Çarşaf Karikatür Kursunu açtık,
ROPÖRTAJ:
Raşit Yakalı:
“Karikatür
Ayna Gibidir”