Background Image
Previous Page  12 / 36 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 36 Next Page
Page Background

“CANIM HİÇ İSTEMİYOR”

DİYE DÜŞÜNÜRKEN...

YAZAN: GÜL NİNE’NİN TORUNU CAN

Eminim, benim gibi hisseden birçok insan vardır.

Hem çocuk hem de yetişkin. Çok sevdiğim

bir şey olsa da bazen “Canım hiç istemiyor,

yapmasam olmaz mı?” diye düşünüyorum. Yanlış

anlaşılmasın “tembellikten” değil benimkisi.

Sadece anlamaya çalışıyorum: Neden insanlar

kafasına göre vakit geçirmiyor? Boş vakti

doldurmak gibi bir çaba içerisindeler. Belli

meslekleri olan yetişkinler, sürekli aynı işi

yaparken sıkılmıyorlar mı?

En güzeli bir an evvel etrafımdaki insanları

gözlemlemeye başlamak. İlk olarak babamla

başladım. Canım babam, her sabah saat

altıya çeyrek kala uyanır. Altı buçukta iş yerinin

servisine yetişmek için hazırlanır. Çoğu zaman

gün ağarmadan çıkıp işine gider. Tüm günü,

vazifesi başında geçirir. Akşam eve yorgun gelse

de belli etmez. Dinlenmeye çekilmeden evvel her

birimize hatırımızı, günümüzün nasıl geçtiğini

sorar. Yine böyle bir akşam babama sordum:

“Babacığım, çalışmak seni yormuyor mu?

Çalışmak zorunda olmasan sevinmez miydin?”

“Can’ım. Çalışırken yoruluyorum elbette.

Ama keyifli bir yorgunluk bu. İşim sayesinde

başkalarına da yararı dokunan bir insanım. Hem

alın terimle geçimimizi temin ediyorum. Daha

ne isterim! Hem boş kalmak daha yorucu inan

bana.” diye cevap verdi gülümseyerek.

Anladım ki babam, canı isteyerek işine, ailesine

sarılıyor.

Babam halinden memnundu anlaşılan. Sırada

annem vardı. Bir Pazar sabahı o kahvaltı hazırlarken

yanına gittim. Telaş içindeydi. Babamın en çok sevdiği

börekten yapmış, benim için patates kızartmış,

yumurtaları da Ayşe’nin sevdiği gibi pişirmişti. Yüzüne

bakıp durdum. Öyle keyif alıyordu ki “Anneciğim, hiç

sıkılmıyor musun? Bir sabah da ‘Canım istemiyor,

sofra hazırlamayayım’ diye düşünmüyor musun?”

diye sormak istemedim doğrusu.

“Eline sağlık!” dediğimizde, gözlerinin içi gülerek

“Afiyet olsun!” dedi. Sanırım, bizi mutlu etmek onun

tüm yorgunluğunu alıyor. Anladım ki annem bizim

için, evimiz için canı gönülden uğraş veriyor.

Okulda öğretmenlerimi gözlemledim. Gördüm ki

öğrencilerine yeni bir şey öğrettiklerinde, yüzleri

gülümsüyor.

Mahalledeki Berber Amca’ya baktım. Müşterileri

memnuniyetle ayrılınca dükkanından, sevinçle

ellerini ovuşturuyor.

Sokaktaki kuru yaprakları temizleyen Temizlikçi

Bey’e baktım. Temizlediği yerlere dönüp bakınca

gönlü rahat bir şekilde derin bir nefes alıyor.

İzlediğim maçı düşündüm. Futbolcular ter içinde

koştursalar da takımları galip geldiğinde havalara

uçuyor.

10

Mavi Kırlangıç - Aralık