KOCAMAN BİR AFERİNİ
KİM HAK EDER?
Yazan: Gül Nine’nin torunu Can
Rehber öğretmenimiz tüm sınıfa hita-
ben çok uzun bir konuşma yaptı. Bu
konuşmaya neden olan olay, sınıfta iki
arkadaşımızın arasında geçen tartış-
maydı.
Olaydan haberi olan öğretmenimiz
kısa zamanda geldi. Tartışma da do-
ğal olarak sona erdi. Tartışmanın ne-
deni anlaşıldığında sınıfça gülsek mi
ağlasak mı bilemedik! Meğer bu ar-
kadaşlardan birisi, “eleştirinin faydalı”
olabileceğini öğrenmiş. İlk uygulamayı
en yakın arkadaşı üzerinde yapmaya
karar vermiş. Daha ilk teneffüste baş-
lamış arkadaşına “eleştiri” yapmaya.
“Son zamanlarda notların düştü. Ders
çalışamıyorsun galiba!” “Geçen gün
maçta üç gol kaçırdın. Sensiz oynasak
kazanırdık!” “Kırmızı süveter sana hiç
yakışmamış. Bir daha giyme!”
Eleştiri yapıyorum sanarak, arkadaşı-
na demedik söz bırakmamış. Aslında
kötü bir niyeti yokmuş. Amacı arka-
daşının hatalarının, eksik yönlerinin
farkına varmasını sağlamakmış. Tabi
arkadaşı da bu sözleri duyunca daha
fazla dayanamamış, tartışma kaçınıl-
maz olmuş.
Rehber öğretmenimiz, her iki arkada-
şın da birbirlerinden özür dilemesini
ve barışmalarını sağladı. Sonra da
eleştirinin birbirinin kusurlarını bulup
kırıcı bir üslupla dile getirmek olmadı-
ğını anlattı. Öğretmenimiz tüm sınıfa
ödev verdi. Ödev konumuz ise öz eleş-
tiri yani kendi kendimizi eleştirmek.
Her ne kadar kendimde eleştirecek
yön bulmakta zorlansam da başar-
mak durumundaydım.
Okul çıkışı Gül Nineme uğradım. Ödev
konumu duyunca çok memnun oldu.
Her insanın kendisine tarafsız gözler-
le bakıp değerlendirmeyi öğrenmesi
gerekirmiş. Gülerek dedi ki: “Biliyor mu-
sun Can’ım? Kendi kendini tanımayı ve
davranışlarını eleştirmeyi başarabilen
her insan, kocaman bir “Aferin!” hak
eder. Çünkü bu sahiden güç bir iştir.”
12
Mavi Kırlangıç - Haziran