Background Image
Previous Page  12 / 36 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 12 / 36 Next Page
Page Background

KARINCALAR VE

LİMON KABUKLARI

YAZAN: GÜL NİNE’NİN TORUNU CAN

Evine misafir gelmesinden hoşlanmayan yoktur,

sanıyorum. Ben bayılıyorum doğrusu. Misafir

geleceğini evdeki tatlı telaştan; mutfaktan gelen

güzel kokulardan anlayabiliyorum. Demlikten

gelen su sesi, annemin terliklerinin sesine

karışır. Bir yandan evi toplarken bir yandan da

ikramlıkları hazırlar.

Aile dostlarımız, komşularımız ya da

akrabalarımız… Her birinin sohbeti ve sevgisi

eşsiz. Birlikte olmak bazen öyle keyifli oluyor ki

yatma vakti gelince yanlarından ayrılıp odama

gitmek zor geliyor. Çocuklarıyla arkadaş olduğum

aileler erken ayrıldığında da öyle.

Geçen hafta, bir yakınımız ziyaretimize geldi. Yılın

çoğunluğunu Kaz Dağlarında bir bağ evinde

geçirir. Yazın da biz onu ziyaret etmiştik. Öyle güzel

bir köyde yaşıyor ki! “Hamdi Bey Köyü”, yemyeşil

çam ağaçlarının arasında, eski konakların ve taş

evlerin bulunduğu harika bir yer. Köy meydanı,

insanlarının gönlü gibi geniş ve tertemiz.

Bir hafta kadar misafir etti bizi. Ormanın içindeki

minik sincaplarla tanıştım. Karşılıklı bir güven

oluşmuş insanlarla aralarında. Benden korkup

kaçmadılar. Sabahları çeşit çeşit kuş sesleriyle

uyanmak çok güzeldi.

Köyün insanları doğaya, doğa da insanlara

karşı çok saygılı ve vericiydi. İnsanlar ormana

gözleri gibi bakıyorlardı. Ağaçların bakımını

yapıyor, ormandaki hayvanların aç kalmaması

için çabalıyorlardı. Kış gelince onlar için özel

yiyecekler bırakıyorlarmış. Orman da onlara karşı

cömertti. Odun ihtiyaçlarını karşıladığı gibi, çam

fıstığı, reçine gibi ürünler veriyordu. Ormanda

arıcılık yapılıyordu. Ben de bu ballardan tattım.

Mis gibi çam ve çiçek kokuyorlardı.

Hamdi Bey Köyünden gelen misafirimiz, eksik

olmasın, gelirken bize bir sürü hediye getirmiş.

Kocaman bir şişe zeytinyağı... Annem rengine

bayıldı. Çeşitli kuru meyveler olan bir sepet...

Getirdiği hediyeler bir yana, çok da neşeli bir

insan olduğu için hiç gitmesin istedik. Birkaç gün

sonra yolculadık kendisini.

Kuru meyvelerin sepetini annemden bana

vermesini istedim. Sepeti masama koydum,

içerisine kırtasiye malzemelerimi koymayı

düşünmüştüm. Birkaç gün sonra masamın

üzerinde gezinen karıncalar gördüm. Sepetin

etrafında kümelendiklerini fark ettim. Yeni bir yer

keşfeden kâşifler gibi heyecanla koşturuyorlardı.

Kimisi defterleri, kitapları yokluyordu. Kimisi

de masanın aşağısına doğru bir yol bulma

gayretindeydi.

Anneme, “Kaz Dağlarından misafirlerimiz var!”

dedim gülerek. Odama götürüp sevgili karınca

dostlarımı gösterdim.

10

Mavi Kırlangıç - Ocak