Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  28 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 28 / 84 Next Page
Page Background

dosya

Çiftçi, “Akademik hayatına

bu şekilde başlayan bir çocuk

sınıfta sık sık uyarılma ile diğer

çocukların dikkatini çeker.

İlkokulda öğretmenin çocuğa

karşı tutumu diğer öğrencilerin

de tutumunu etkiler. Sevilmeyen,

istenmeyen, ortam bozucu biri

olarak algılandığını fark eden

çocuk, problemin nereden

kaynaklandığını anlayamaz.

Bir süre sonra bir şey yapması

istendiğinde aşırı heyecanlı,

mutsuz bir çocuğa dönüşür. Böyle

bir çocuğun da okulu sevmesi ya

da başarılı olması pek beklenmez.

Aynı zamanda benlik saygısı

bozulmaya başlar ve ileride daha

büyük problemlerin oluşmasına

zemin hazırlar.” diyor.

ÇOCUKLAR

EBEVEYNLERİNİ

ÖRNEK ALIR

Bu dönemde sınıfta uyum

problemi ya da öğrenme

güçlüğü yaşayan çocukların

sorunlarının tespiti ve telafisinin

çok hızlı şekilde yapılması

gerektiğini vurgulayan Arzu

Çiftçi şöyle devam ediyor:

“Çocuklar ebeveynlerini örnek

alır. Bu sebeple arkadaşları ile

görüşen, komşuluk ilişkileri iyi

olan, sık sık sosyal ortamlara

giren ebeveynlerin çocukları

arkadaş edinmeyi hayatın doğal

bir parçası gibi yaşar ve daha

kolay beceri kazanır. Çocuğun

arkadaşlarının eve davet edilmesi,

ev dışında arkadaşlarıyla

buluşacağı programlar

oluşturulması bunun için en

kolay yollardır.”

ONLARIN ANNE-BABAYA

İHTİYACI VAR

“Arkadaşlık, akranlar arasındaki

bir ilişkidir” diye konuşan

Arzu Çiftçi şunları söylüyor:

“Ebeveynlerin, çocuklarıyla

arkadaş olduklarını söylemeleri

yanlış. Çocuklar pek çok arkadaş

bulabilir ama tek ebeveynleri

vardır. Onları koruyacak,

gerektiğinde sınırlayacak,

sorun çözme becerisi kazanma

fırsatını çalmak anlamına

gelebilir. Sorununu anlattığında

sadece dinlemek yeterli olabilir.

Çok üzgün olsa bile hatasını

görmezden gelmek onun

sonraki ilişkilerine de yaşadığı

problemi halletme becerisine

de zarar verebilir. ‘Kimse benim

çocuğuma böyle davranamaz’

gibi bir yaklaşım, anlık olarak

çocuğunuzu rahatlatsa bile

sonrasında sosyal ilişkilerinin

bozulmasına yol açar. Sizden

yardım istediğinde ‘Bu şekilde

yapabilirsin, ne dersin?’ gibi

fikrinizi söyleyerek kendisinin

çözüm yolu bulmasını beklemek

önemlidir.”

ARKADAŞ GRUBUERGEN

İÇİNGÜVENKAYNAĞI

İlkokul yaşındaki arkadaş

grupları oyun içinde yaşamı

öğrenmeyi sağlarken ergenlik

sebep-sonuç ilişkisi kurmasını

sağlayacak anne-babaya ihtiyaç

duyarlar. Çocuklar anne-

babalarını güçlü görmek ister.

Bu; onların kendilerini güvende

hissetmelerini sağlar. Oysa

arkadaş olmaya çalışan ebeveyn

sınırları kaldırır ve çocuğun

sosyal ortamda sorun yaşamasına

sebep olur. Toplumsal kuralları

öğrenemeyen çocuk, ileride

otoriteye saygısız, kendi istek ve

arzuları gerçekleşmediğinde ciddi

ruhsal sıkıntılar yaşayan bir birey

olabilir.”

ONUN SORUNUNU SİZ

ÇÖZMEYİN

Arzu Çiftçi şöyle devam ediyor:

“Çocuklarınız sorunlarını

anlattığında ya da aktif olarak

bir problem yaşadığına tanık

olduğunuzda müdahale ederek

onun yerine çözüm bulmaya

çalışmak onların elinden

Çocuğunuzun davranışları değiştiyse; daha içine

kapanık, evden, odasından çıkmayan ya da daha

öfkeli, saldırgan olduysa akran baskısı olasılığı

mutlaka aklınıza gelmeli. Böyle bir durumda

çocuğun bununla baş edemediği açıktır.

Aile, ne kadar sevgi

verirse versin, arkadaşı

olmayan çocuğun yalnızlık

ve eksiklik duygusunu

karşılayamaz.

Yeşilay

28

BAĞIMLILIK ARKADAŞINIZ OLMASIN!