

dosya
Çiftçi, “Akademik hayatına
bu şekilde başlayan bir çocuk
sınıfta sık sık uyarılma ile diğer
çocukların dikkatini çeker.
İlkokulda öğretmenin çocuğa
karşı tutumu diğer öğrencilerin
de tutumunu etkiler. Sevilmeyen,
istenmeyen, ortam bozucu biri
olarak algılandığını fark eden
çocuk, problemin nereden
kaynaklandığını anlayamaz.
Bir süre sonra bir şey yapması
istendiğinde aşırı heyecanlı,
mutsuz bir çocuğa dönüşür. Böyle
bir çocuğun da okulu sevmesi ya
da başarılı olması pek beklenmez.
Aynı zamanda benlik saygısı
bozulmaya başlar ve ileride daha
büyük problemlerin oluşmasına
zemin hazırlar.” diyor.
ÇOCUKLAR
EBEVEYNLERİNİ
ÖRNEK ALIR
Bu dönemde sınıfta uyum
problemi ya da öğrenme
güçlüğü yaşayan çocukların
sorunlarının tespiti ve telafisinin
çok hızlı şekilde yapılması
gerektiğini vurgulayan Arzu
Çiftçi şöyle devam ediyor:
“Çocuklar ebeveynlerini örnek
alır. Bu sebeple arkadaşları ile
görüşen, komşuluk ilişkileri iyi
olan, sık sık sosyal ortamlara
giren ebeveynlerin çocukları
arkadaş edinmeyi hayatın doğal
bir parçası gibi yaşar ve daha
kolay beceri kazanır. Çocuğun
arkadaşlarının eve davet edilmesi,
ev dışında arkadaşlarıyla
buluşacağı programlar
oluşturulması bunun için en
kolay yollardır.”
ONLARIN ANNE-BABAYA
İHTİYACI VAR
“Arkadaşlık, akranlar arasındaki
bir ilişkidir” diye konuşan
Arzu Çiftçi şunları söylüyor:
“Ebeveynlerin, çocuklarıyla
arkadaş olduklarını söylemeleri
yanlış. Çocuklar pek çok arkadaş
bulabilir ama tek ebeveynleri
vardır. Onları koruyacak,
gerektiğinde sınırlayacak,
sorun çözme becerisi kazanma
fırsatını çalmak anlamına
gelebilir. Sorununu anlattığında
sadece dinlemek yeterli olabilir.
Çok üzgün olsa bile hatasını
görmezden gelmek onun
sonraki ilişkilerine de yaşadığı
problemi halletme becerisine
de zarar verebilir. ‘Kimse benim
çocuğuma böyle davranamaz’
gibi bir yaklaşım, anlık olarak
çocuğunuzu rahatlatsa bile
sonrasında sosyal ilişkilerinin
bozulmasına yol açar. Sizden
yardım istediğinde ‘Bu şekilde
yapabilirsin, ne dersin?’ gibi
fikrinizi söyleyerek kendisinin
çözüm yolu bulmasını beklemek
önemlidir.”
ARKADAŞ GRUBUERGEN
İÇİNGÜVENKAYNAĞI
İlkokul yaşındaki arkadaş
grupları oyun içinde yaşamı
öğrenmeyi sağlarken ergenlik
sebep-sonuç ilişkisi kurmasını
sağlayacak anne-babaya ihtiyaç
duyarlar. Çocuklar anne-
babalarını güçlü görmek ister.
Bu; onların kendilerini güvende
hissetmelerini sağlar. Oysa
arkadaş olmaya çalışan ebeveyn
sınırları kaldırır ve çocuğun
sosyal ortamda sorun yaşamasına
sebep olur. Toplumsal kuralları
öğrenemeyen çocuk, ileride
otoriteye saygısız, kendi istek ve
arzuları gerçekleşmediğinde ciddi
ruhsal sıkıntılar yaşayan bir birey
olabilir.”
ONUN SORUNUNU SİZ
ÇÖZMEYİN
Arzu Çiftçi şöyle devam ediyor:
“Çocuklarınız sorunlarını
anlattığında ya da aktif olarak
bir problem yaşadığına tanık
olduğunuzda müdahale ederek
onun yerine çözüm bulmaya
çalışmak onların elinden
Çocuğunuzun davranışları değiştiyse; daha içine
kapanık, evden, odasından çıkmayan ya da daha
öfkeli, saldırgan olduysa akran baskısı olasılığı
mutlaka aklınıza gelmeli. Böyle bir durumda
çocuğun bununla baş edemediği açıktır.
Aile, ne kadar sevgi
verirse versin, arkadaşı
olmayan çocuğun yalnızlık
ve eksiklik duygusunu
karşılayamaz.
Yeşilay
28
BAĞIMLILIK ARKADAŞINIZ OLMASIN!