ANNE-BABALAR OKULA HAZIR MISINIZ?
dosya
Yeşilay
30
bir bölümünü temsil eder. Çünkü
başarılı insanlar özgüvenleri yüksek
olduğu için değil, başarılı oldukları
için özgüvenli gözükürler. Başarılı
olmak için özgüvenini artırmak ve
özgüvenli bir insan olmak isteyen
bir insanın önünde iki büyük engel
vardır: Birincisi, “Haydi özgüvenimi
yükselteyim” diyerek özgüveni
yükseltmek mümkün değildir.
Özgüven öyle kendiliğinden ve isteğe
bağlı olarak yükselmez. İkincisi,
özgüvenin yükselmesi herhangi
bir alanda başarı için gerekli olan
yeteneği kişiye kazandırmaz.
Farklı alanlarda istisnai başarı
gösteren Türk veya yabancı bütün
insanlara bakıldığında, başarılarının
özgüvenlerine değil, yeteneklerine
ve yeteneklerinin olduğu alanda sıkı
çalışmalarına borçlu olduklarını
görürsünüz. Hiç şüphesiz bunun
sonunda elde ettikleri başarı,
bu insanların özgüvenlerini
artırmıştır. Çocuklarda özsaygı
da özgüven kadar önemlidir.
Bunun için de çocuğunuzun
güçlü yönlerine odaklanın. Onun
her konuda mükemmel olmasını
beklemeyin. Zayıf taraflarının
ancak önlerindeki büyük engeli
aşacak kadar güçlendirilmesi yeter.
Çocuğunuzun doğru yaptıklarını
yakalayın ve o konularda ona olumlu
geri bildirim verin. Her yaptığını
övmeyin. Küçüklükten başlayarak
oynadığı her oyunu o kazanmasın.
Başarısızlığın doğal olduğunu
öğrenmenin ilk adımı budur.
Mümkün olduğu kadar az müdahale
edin. Müdahale çocuğun yaptığına
“yapma”, yapmadığına “yap”
şeklinde ortaya çıkar. Doğrudan ve
hemenmüdahalenin gerekli olduğu
durumlar “tehlike” olan durumlardır.
Bunun dışındakiler çocuğun yaşına
göre, önceden prova ederek veya
sonradan söyleterek (söyleyerek
değil) çözülebilir. Başarılı olduğu
durumlarda zekasını, yakışıklılığını/
güzelliğini övmeyin. Gayret ve
çalışmasını dile getirin. Arkadaşlığın
önemini vurgulayın. Arkadaşlık
hoşgörü ve bağışlayıcılık gerektirir.
Bu da ortak geçmiş yaratmaya
imkan verir. İnsanlara iyilik yapmak,
kendisinden daha az şanslı olanlara
karşı kendini borçlu hissetmek
empati ve şefkat duygusu geliştirir.
Hafta sonları “Bu hafta kime iyilik
yaptın/yardım ettin?” sohbeti yapın.
İnsanlara kendisini iyi hissettirmek
için ona örnek olun. Samimi ilgi
gösteren sorularla, yeni tanıştığı
insanlar dahil, konuşmaktan çok
dinlemeye yöneltin. İnsanlardan
ayrıldıktan sonra arkalarından
iyi konuşun. Yaşadığı olumsuz
duyguları kabul edin. Duygularının
yatışmasını bekleyin. Olumsuz
duyguyu yaşadığı sırada
yargılamaktan ve akıl vermekten
uzak durun.
“AŞKIM, SEVGİLİM, ANNECİM
GİBİ HİTAPLAR, ÇOCUKTA
KİMLİKKARMAŞASI YARATIR.”
Size göre anne-babaların
çocuklarıyla “arkadaşlık” ilişkisi
kurması doğru mu? Sizce bu
durum tehlikeleri önler mi,
yoksa çocuğu tehlikelere açık
hale mi getirir?
Ailelerin çocuklarına hitap
şeklinde iki boyut vardır: Birincisi
“biz” boyutu, diğeri “annecim,
aşkım, sevgilim” boyutu. Ayrı
ayrı ele almak lazım, ama vardığı
nokta aynıdır. Bir tanesi çocuğun
kazanacağı kimliğe müdahale
etmek, bağımlı kılmak, çocukla
davranışlarının sorumluluğunu
üstlenmekte zorlanan kişinin
böyle bir durumda önünde üç yol
vardır: Başarısızlık nedenini kendi
dışında aramak, yalan söylemek
ve fırsat bulduğunda hile yapmak.
Başarısızlık insanı üzer ve mutsuz
eder. Ancak aynı zamanda insanı
geliştirir, derinleştirir, bilgelik
yolunda ilerlemesini sağlar ve
kendisinden daha az şanslı olanlara
karşı empati geliştirmesine yardım
eder. Başarısızlığın getirdiği
üzüntüyü yaşamak, başarısızlık
nedenleri üzerinde düşünmek
insanı geliştirir. Bu noktada değerli
olan kavram “özsaygı”dır. Özsaygı,
“Ben kendimi nasıl görüyorum?”
sorusunun cevabıdır. Yüksek özsaygı,
“Değerim başarıma bağlıdır”
yerine “Başarısız olduğum zaman
da değerliyim” anlayışını temsil
eder. Özsaygısı yüksek insanlar
hayatın sadece başarılardan ibaret
olmadığının farkındadır. Böyle bir
anlayış, başarısız olduğu zaman
kişinin, nedeni kendi dışında aramak
yerine, enerjisini kendisinin kontrol
edebileceği noktalara odaklamasına
imkan verir. En tehlikeli yalan,
içine doğru karışmış yalandır. Bu
ifadelerin hepsi gerçeğin çok sınırlı