

HAZİRAN 2019 69
şiirlerinde en dikkat çekici olgu
Bergson felsefesinden kaynaklanan
zaman kavramıdır. Eserlerinde
zaman, basit bir süreklilik değil,
çok katlı ve karmaşık bir akıştır.
"Ne İçindeyimZamanın", "Bursa'da
Zaman" şiirleri, bu olgunun
örnekleridir.
1929 Ağustos ayından itibaren Gazi
Terbiye Enstitüsü’nün bünyesinde
bulunanMusiki Muallim
Mektebi’nde de hocalık yapar. Batı
müziği konusundaki bilgisi ve
zevkinin artmasını bu okula borçlu
olduğunu söyler. Ömür boyunca
devam edecek olan Beethoven
tutkusu bu dönemde başlar.
Ahmet Haşim’in ölümü üzerine,
Güzel Sanatlar Akademisi’nde
boşalan kadroya atanır. 1933
Ekim ayından itibaren burada
“Estetik ve Mitoloji” ile “Şark
Sanatları Tarihi” derslerini vermeye
başlar. Şiirleriyle ilk gençlik
yıllarında tanıştığı Ahmet Haşim,
Tanpınar’ın her zaman en değer
verdiği Türk şairlerinden biri
olmuştur. Ankara’da, konservatuvar
çevresinde Klasik Batı Müziği’ni
tanıyan Tanpınar, akademide
çalıştığı yıllarda da resim sanatıyla
yakından ilgilenir. Tanpınar’ın
müziğe ve plastik sanatlara olan
ilgisi, eserlerini hem yapı hem tema
açısından şekillendiren en önemli
beslenme kaynağı olmuştur.1936
sonrasında resim, heykel ve müzeler
üzerine çeşitli yazılar yazar. Daha
sonra Türk resminin önde gelen
isimleri arasında yer alacak olan
Bedri Rahmi, Nuri İyem, Selim
Turan, Zeki Kocamemi, Fuat
İzer, Turgut Belge, Avni Arbaş,
akademide Tanpınar’ın öğrencisi
olur. Tanpınar onların sergilerini
yakından takip eder ve eleştiri
yazılarıyla gelişmelerini destekler.
Tanpınar, 1939 yılında İstanbul
Üniversitesi'ne Yeni Türk Edebiyatı
profesörü olarak atanır. 1942-1949
yıllarında Maraş Milletvekili olarak
Türkiye BüyükMillet Meclisi'nde
bulunmuştur. Bir süre bu görevi
yerine getiren usta yazar bu
görevinin ardındanMilli Eğitim
Müfettişliği görevini üstenmiştir.
Birçok ülkede görev yapan
Tanpınar, 23 Ocak 1962 tarihinde
kalp krizi nedeniyle yaşama veda
etmiştir.
UNUTULMAZ ESERLER
Tanpınar‘ın İlk romanı "Mahur
Beste" 1944'te Ülkü Dergisi'nde
yayınlanır. Osmanlı Devleti'nin
son döneminde seçkin bir çevrenin
yaşayışını sergileyen bu romanın
ardından, kendi yaşamından da
izler taşıyan "Huzur", 1949'da
basılır. Huzur, hem bir aşk hem
de Tanpınar'ın İstanbul'a olan
derin sevgisinin romanıdır. Estetik
anlayışını, kültür birikimini ve
geçmiş kültürlere yaslanan yaşam
felsefesini yansıttığı bu kitabı
Tanpınar'ın en yetkin romanı sayılır.
1950'de Yeni İstanbul gazetesinde
yayınlanan, ancak ölümünden
sonra 1973'te basılan "Sahnenin
Dışındakiler" ile 1961'de basılan
"Saatleri Ayarlama Enstitüsü”nde
de iki uygarlık, iki değerler
sistemi arasında bocalayan Türk
toplumunun ironik tablosu çizilir.
Ölümünden sonra plan ve notlarına
dayanılarak bir araya getirilen
ve 1987'de yayınlanan "Aydaki
Kadın" da da aynı irdeleme vardır.
Şiir, roman ve yazılarının yanı sıra
İstanbul, Bursa, Ankara, Erzurum ve
Konya kentlerini doğal, tarihsel ve
kültürel yapılarıyla anlattığı 1946'da
basılan "5 Şehir" önemli eserleri
arasındadır. Hikayelerini “Abdullah
Efendi’nin Rüyaları” adı altında
kitaplaştırır.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Edebiyat Müze
Kütüphanesi, 12 Kasım
2011 yılında açıldı.
Gülhane Parkı’nın içinde
yer alan kütüphanede
yerli-yabancı 1000’i aşkın
yazara ait yaklaşık 9000
kitap mevcut. Kütüphaneye
ayrıca pek çok süreli yayın
da geliyor.
Bütün Şiirleri (1976-1981)
Mahur Beste (Tefrika 1944 - Basım 1975)
Huzur (1949-1983)
Sahnenin Dışındakiler (Tefrika 1950- Basım 1973)
Saatleri Ayarlama Enstitüsü (1961-1977)
Ay'daki Kadın (Ölümünden sonra 1987)
Abdullah Efendi'nin Rüyaları (1943-1983)
Yaz Yağmuru (1955-1983)
Hikayeler (Kitaplaşmayan iki hikayesiyle birlikte, 1983)
Beş Şehir (1946-2001)Yaşadığım Gibi (1970-1977)
Araştırma-İnceleme: Tevfik Fikret (1937-1944), Namık Kemal
(1942), Edebiyat Üzerine Makaleler (1969-1977),
Yahya Kemal (1940-1982),19. Asır Türk Edebiyatı Tarihi
(Ancak birinci cildini tamamlayabildi,1942-1985)
AHMETHAMDİ TANPINAR'INESERLERİ