

kültür
Yeşilay
70
(Belediye Sarayı), Brugse Vrije
(Brugge Müzesi), Bishop’s
Palace(Piskoposun Sarayı) ve
Basilica of the Holy Blood (Kutsal
Kan Bazilikası) yer alıyor. 14.
yüzyılda gotik bir başyapıt olarak
inşa edilen, kule ve heykelleriyle
şatoyu anımsatan Belediye Sarayı,
görsel açıdan büyülüyor. Kutsal Kan
Bazilikası’nda ise içinde Hz. İsa’nın
kanının olduğuna inanılan küçük
bir şişe sergileniyor.
ŞEHRİN SOKAKLARINDA
KAYBOLMAK İSTEYECEKSİNİZ
Brugge öyle büyüleyici bir şehir
ki, gezerken belli bir rota takip
etmek yerine sokaklarında
kaybolmak, tarihini, doğasını ve
büyüleyici havasını iliklerinize
kadar hissetmek istiyorsunuz.
Ancak şehir, kaybolmanıza izin
vermeyecek kadar küçük ve
düzenli. Brugge’e o kendine özgü
dokusunu kazandıran en önemli
olacağım dercesine varlığını
koruyor. Şehrin en karakteristik
sembollerinden bir tanesi olan
kulede 47 tane çan bulunuyor.
Şehrin iki meydanından birisi
olan Markt Meydanı’nda dikkat
çeken bir diğer yer ise Historium
isimli tarih müzesi. Sizi 1435 yılına
götürecek bu müzede, tarihte
yolculuk yapmanız için her detay
düşünülmüş. Kendinizi Ortaçağ
Avrupası’nda hissedeceğiniz sanal
gerçeklik turu, panoramik terastan
meydanı izleme keyfi ve sergi alanı
müzede sunulan aktivitelerden
bazıları. Brugge’ün bir diğer
meydanı olan Burg Meydanı’na
Breidelstraat sokağından geçerek
ulaşabilirsiniz. Gotik tarza sahip
yapılarıyla dikkat çeken şehrin
en kalabalık ikinci meydanı olan
Burg Meydanı’nda kilise ve devlet
binaları yer alıyor. Meydan adını
artık olmayan Brugge Kalesi’nden
almış. Burg Meydanı’nda Stadhuis
edelim. Markt Meydanı’nın
ortasında Brugge’ün iki önemli
kahramanı Jan Breydel ve
Pieter de Coninck’in heykeli yer
alıyor. 14. yüzyılda Fransızlarla
yapılan Altın Mahmuzlar Savaşı
sırasında kahramanlık gösteren
iki komutanın heykellerinin
olduğu meydan, bu iki ikonik
heykelle birlikte arkasındaki
yapılar ve elbette ki Belfry
Çan Kulesi ile şehre dair en
güzel fotoğraflarınızın mekanı
olacak. Özellikle de güneşli
bir günde Brugge’de olma
fırsatı yakaladıysanız şehri
yukardan izlemek için 83 metre
uzunluğundaki Belfry Çan
Kulesi’ne mutlaka çıkmalısınız.
Asansörün olmadığı bu kuleye
tırmanmak için 336 basamak
çıkmayı göze alabilirseniz
tüm güzelliğiyle panoramik
Brugge manzarası sizi bekliyor
olacak. Yapımı 1282 yılında
başlayan bu kule, yüzyıllar
boyu birçok kez yangın ve
yıldırım tehlikesi atlatmasına
karşın, şehri ziyaret edenlere
ben buradayım ve hep burada
Markt Meydanı şehirle
özdeşleşmiş en
karakteristik yerlerin
başında geliyor.
Meydanda yer alan
yapılar, özgün mimari
dokuları, muntazam
dizilimleri ve renkleriyle
kente dair zihninizde ve
kalbinizde iz bırakacak
kadar etkileyici.
Brugge’e o kendine özgü
dokusunu kazandıran en
önemli özelliklerinin başında
kanalları geliyor. Şehir
kanallarıyla ‘Kuzey’ in Venedik’ i’ tanımını
sonuna kadar hak ediyor.
Markt Meydanı
Brugge'de bir dantel
dükkanı