

Evliya Çelebi, Muallim
Naci, Recaizade
Mahmut Ekrem’le dolu
bir çalışma odasında,
büyük yazarların
kitaplarıyla konuşur,
büyülenir… Her gün,
onu cazibesiyle
etkileyen bir oda dolusu
kitabı karıştırmak
sanatçılığa giden yolun
ilk kapısını aralar.
gibi konularda çeşitli dergilerde
makaleler yayımlar. Bu eğitimleri
sırasında büyük yazar Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın da öğretmeni
olur. Yahya Kemal’in öğrencisi ve
kadimdostu olmayı büyük şans
sayan Tanpınar, “Hayatımızda
kalıntı halinde gördüğümüz bir
yığın şey, onunla yenileşti ve değer
kazandı." şeklinde bahseder.
Zamanında dili ve temasından
etkilendiği Servet-i Fünuncu
Cenap Şahabettin ve Tevfik
Fikret’in dusuncelerini artik pek
desteklemez. Ancak Fransa’ya
gitmesindeki en büyük etkenlerden
biri olan Tevfik Fikret için
aktardığı “Ruhumda, sanatımda
en büyük tesiri Tevfik Fikret
yapmıştır.” sözleri baki kalır. O
şiirleriyle Osmanlı’yı istemeyen,
Cumhuriyet’e ise yabancı bir halkın
düşüncelerini aktarır. Saf şiirin
Ahmet Haşim ile iki temsilcisinden
biridir. Şiirlerindeki sadeliği,
konuşma dilini şöyle açıklar: “Bu
dil ağzımda annemin ak sütüdür.”
YAHYAKEMALDEFTERİ
Yahya Kemal İstanbul’daki son
19 yılını bir otel odasında geçirir.
Gençliğinde NazımHikmet’in
annesine duyduğu büyük aşk
dışında kayda değer bir ilişkisi
olmaz. 19 yılı bir otel odasında
geçirmek, onu iyiden iyiye
yalnızlaştırır. Odasına gelen
ziyaretçilerinin kalkmak istemesi
üzerine, “Biraz daha oturmaz
mısınız?” diye ısrar etmesi de
bundandır. Bu yalnızlık onu şiirde
olgunlaştıracak kuvvete sahip de
olsa, şiirinin tek bir kelimesini
beğenmeyip yıllarca üzerinde
düşündürecek takıntıları miras
bırakır. Zor beğenen bir karaktere
sahip olduğu için de hayatı boyunca
hiç kitap çıkarmaz. Halk, onun
şiirlerini dergi veya gazeteden ya
da kulaktan kulağa yayılmasıyla
öğrenir. Bu da edebiyat çevresinde
bir Yahya Kemal hayranlığına
dönüşür. Herkesin bir Yahya Kemal
defteri vardır ve okurken insanın
içine işleyen, adeta içinde ritmi
bulunan şiirlerini bu defterde
toplarlar. Öyle ki, şaire hayran bu
kitle arasında amansız bir yarış
bile başlar. Belki de bu yöntem
Yahya Kemal’in şiirlerinin daha
çok sevilmesine neden olmuştur.
Bu defterde, çoğumuzun bildiği
İstanbul Ufuktaydı, Süleymaniye’de
Bayram Sabahı, Akıncılar gibi
sayısız şiir, ahenkli dili nedeniyle
şarkıya çevrilmiş Sessiz Gemi,
Endülüs’te Raks, Aziz İstanbul ve
Dönülmez Akşamın Ufku olarak
da bildiğimiz Rindlerin Akşamı ve
niceleri yer alır.
TANPINAR’IN SESİNDEN…
Ahmet Hamdi Tanpınar, şiirlerinden
tanıdığı Yahya Kemal’in Darülfünun
Edebiyat Fakültesi’nde ders verdiğini
öğrenince kaydını oraya yaptırır.
Tanpınar ile birlikte onlarca
geleceğin şairi ve yazarı Yahya
Kemal’in bilgi birikimini büyük bir
hayranlıkla dinler. Hem öğrencisi
hemde dostu olmuş Tanpınar,
üzerindeki etkiyi Yahya Kemal’i
anlattığı bir kitapla da tesciller.
Bu yıl Yahya Kemal’in vefatının 60.
yılı vesilesiyle Mimar Sinan Güzel
Sanatlar Üniversitesi'nde bulunan
Tanpınar Edebiyat Araştırmaları
ve Uygulama Merkezi, Ahmet
Hamdi Tanpınar’ın Yahya Kemal’i
anlattığı bir ses kaydını yayımladı.
Kayıtta şair şu sözlerle anlatılıyor:
“O bir kültürü ferdi bir macera
gibi yaşayan, yaşamak isteyen
bir insandı. Onun için tesiri
büyük oldu. Hayatımızda kalıntı
halinde gördüğümüz bir yığın
şey, onunla yenileşti ve değer
kazandı. Musikimiz, masallarımız,
tarihimiz, dilimiz ve insanımız…
Bu işi yapmak için tam zamanında
gelmişti. Her sanatkârın hayatında
asıl kemal noktası olan birkaç sene
vardır. (…) Fakat onun yerine
her zamanınmalı olan bir eserin
etrafında toplanan haklı şöhret
geldi. Kendi kendime tekrar etmek
pahasına da olsa, onun bizim asıl
klasiğimiz olduğunu söylemek
istiyorum.”
KASIM 2018 73
Hayatımızda kalıntı
halinde gördüğümüz
bir yığın şey, onunla
yenileşti ve değer
kazandı. Musikimiz, masallarımız,
tarihimiz, dilimiz ve insanımız… Bu işi
yapmak için tam zamanında gelmişti.
Ahmet Hamdi TANPINAR