Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  20 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 20 / 84 Next Page
Page Background

dosya

yıla geldiğimizde öncelikle

uluslararası arenada 100 ülkede

Yeşilaylar kurmak istiyoruz.

Bu ilk hedefimiz diyebilirim.

Ayrıca bu yıl itibarıyla her

şehirde bir YEDAM olmasını

da hedefliyoruz. Belki 100.

yılda 100 tane YEDAM olacak.

Bu, bütün bağımlıların,

yakınlarının, bu anlamda

ihtiyaç duyan herkesin ücretsiz

psikoterapi görebildiği yapıların

ülke çapında yaygınlaştırılması

anlamına geliyor. Bununla

beraber, artık uluslararası

arenada daha çok söz sahibi

olan bir Yeşilay var. Yeşilay

Rehabilitasyon Modeli’nin ilkini

bu yıl açarak çalışmalarımıza

başladığımızda, dünyaya da

örnek teşkil edecek bir model

sunmuş olacağız. 20’den

fazla ülke incelenip, 10 ülke

gezildikten sonra sosyal ve

kültürel yapıya da uygun olarak

oluşturduğumuz rehabilitasyon

modeli Türkiye’ye özgü bir

model olacağı için aslında yeni

bir şey söyleyecek. Dolayısıyla,

bu da 100. yıla girerken bizi

başka bir yere taşıyacak farklı

bir projemiz olacak diye ümit

ediyoruz.

Ülkemizde, toplumumuzda

bağımlılıklar konusunda bilinç

düzeyimiz nedir? Bağımlılığa

bakış açımız hakkında ne

söylemek istersiniz?

Aslında bu konuyu iki şekilde ele

almak gerekiyor. Bir noktada bu

konu kanayan bir yaramız. En saf

haliyle baktığınızda, bağımlılıkla

çalışan bir STK olduğumuz için

bazen Yeşilay’a evin üvey evladı

gibi davranıldığını düşünüyorum.

Bağımlılık alanında çalıştığımız ve

birçok insan bazı sorunları görmek

istemediği için sizi bir STK olarak

da görmüyor. Siz aslında toplumda

kanayan bir yaraya dokunuyorken

onlar sizi öteleyerek çok da

içlerine almak istemiyorlar. Yani,

görmek ve bu gerçekle yüzleşmek

istemiyorlar. Dolayısıyla burada

bir bağımlılığı reddetme ve aslında

Burada da maalesef toplumda bir

bilinç eksikliği var. Ebeveynler hâlâ

çocuklarını susturmak için ellerine

telefon veya tablet veriyorlar.

Bunun da ötesinde ebeveynler

de kendilerini telefon ve tablet ile

meşgul ediyor, bu da çocuklara

olumsuz rol model olmaları için

yeterli oluyor. Bağımlılığın bu

noktasında toplumda gerekli

bilincin hâlâ olmadığı görülüyor.

Buralardaki bilinç noktasını

biraz daha artırmamız gerekiyor.

Toplumda bunun henüz tam

olarak anlaşıldığını ve kabul

gördüğünü düşünmüyorum.

Size göre bağımlılığın

psikolojik ve sosyolojik

nedenleri neler? Genç ve yeni

kuşakların bağımlılıklarla

ilişkisi, teması nedir? Ailelerin

bu noktada hassasiyet

göstermesi gereken noktalar

hakkında bilgi verir misiniz?

Bağımlılıkla ilgili ilk sorulan

soru şu oluyor: Neden bağımlı

olunuyor? Aslında bunun tek

bir cevabı yok. Kimi zaman

“Aman çok da dokunmayayım.”

minvalinde bir yaklaşımın var

olduğundan bahsedebiliriz.

Toplumsal olarak öncelikle bu

yaklaşımı kırmamız gerekiyor.

Çünkü bağımlılık dediğimiz, her

an hepimizin başına gelebilecek

bir durum. Çalışmalara baktığımız

zaman, çocuklar arasında herhangi

bir maddeye başlamanın ilk noktası

merak, akran veya arkadaş teşviki

olabiliyor. Yani bu da şu demek; her

birimizin çocuğu, kardeşi veya bir

yakını bu noktaya kolayca gelebilir.

En önemlisi de bağımlılığın uzun

ve meşakkatli de olsa tedavisi

olan bir hastalık olduğu. Kişinin

kendi isteği olduğu sürece aile ve

toplumdesteği ile beraber yeniden

hayata kazandırılabiliyor olması

bağımlılıkla ilgili ilk bilmemiz

gereken konulardan biridir.

Toplum olarak bağımlılıklarla ilgili

ikinci problemi, özellikle teknoloji

bağımlılığı noktasında görüyoruz.

En son Dünya Sağlık Örgütü

online kumarı ve online oyunu

da hastalıklar kitabı olan DSM

kitabına eklemek üzere karar aldı.

2013 yılı tüzüğüne kadar sadece önlemede var olan

bir Yeşilay iken 2013’ten sonra artık müdahale eden

yani terapiler yapan, rehabilitasyon alanına giren,

daha görünür, insanlara daha birebir dokunan bir

Yeşilay var. Bana göre bu çok kıymetli bir şey.

Yeşilay

20

YEŞİLAY DÜNYADA ÖNCÜ