

Yazı: Sümeyya OLCAY
arada 5 yıllık bir fark vardı. Ben
ilk profesyonel oyunumu 1957’de
Dormen Tiyatrosunda oynadım.
Yeşil Sahne’de olmak hoş bir
deneyim ve başlangıçtı benim
için. Bu tiyatroyu denememden
sonra tiyatro oyuncusu olayım
fikri bende gelişmemişti henüz.
Hasbelkader, bir tiyatro ilanıyla
Haldun Dormen Tiyatrosu’na
öğrenci ve oyuncu olarak
müracaat ettikten sonra benim
hayatımın seyri değişti ve ben
tiyatrocu oldum. Tabi sinemacı
olmamda tiyatrocu olmamın çok
rolü var.
O dönemde Yeşil Sahne’de
ve o oyunda oynayan
arkadaşlarınızdan
hatırladıklarınız var mı?
Var, hatırlıyorum tabi ki. Çoğu
şimdi hayatta değil. Ömer Ören
var, hala görüşüyoruz kendisiyle.
Salih Bilen, Bursalıydı, rahmetli
oldu. Ahmet Müftüoğlu vardı.
Sarı Güngör dediğimiz bir
Güngör vardı, o piyeste bir
monşeri oynuyordu. Yani bu
arkadaşlar bir profesyonel kadar
iyi oyunculardı.
Yeşil Sahne’de ne kadar
kaldınız?
Yeşil Sahne’de bahsettiğim
piyesin dolaştığı kadar kaldım.
Uzun yıllar olmadı. Sonra zaten
lise ve devamında Dormen
Tiyatrosuna geçtim. Bu
oyunun yerlerini Yeşilay Genel
Merkezinden arkadaşlar organize
ediyordu, biz gidip oynuyorduk.
“YEŞİLAY’A OYNADIĞIMIZ
İLK OYUNLA BERABER
OYUNCULUKTA 65. YILIM”
Benim için çok enteresandır;
Haydarpaşa Lisesinde, o tiyatro
kolunda, o piyeste oynayan diğer
oyuncuların hiçbiri sonradan
tiyatrocu olmadılar. Bende de
oyunculuk fikri yoktu ama
kısmet oldum. Ama Yeşilay
Gençlik Kolu, Haydarpaşa Lisesi
tiyatro kolunda oynadığımız
o piyes, benim tiyatrocu
olmamın birinci adımı oldu. Ve
sonra iyi bir tiyatroya düştüm.
Haldun Dormen çok önemli bir
tiyatrocu, biliyorsunuz. O benim
ustamdı.
Ve hayatımın seyri değişti. Beni
Y
eşilay’la ilk
tiyatro vesilesiyle
tanışıyorsunuz.
Bu hatıranızı dinlemeyle
başlayabiliriz…
Yeşilay’la ilk tanışmam
Haydarpaşa Lisesi tiyatro
kolunda oldu. Aslında ilk Deniz
Kolejine başlamıştım. Sonra
Haydarpaşa Lisesine geçtim.
Lisede bir tiyatro kolunu
olduğunu bile bilmiyordum.
Aslında bir tiyatro hayalim de
yoktu. Tiyatro kolunun yanı
sıra müzik kolu da vardı. Ben
ikisine de dahil oldum. Tiyatro
kolu çok ağır eserler oynayan
başarılı bir ekipti. Amatör
bir o kadar usta oyunculardı.
Bugün çoğu hayatta değil. Biz
bir oyuna çalışıyorduk, ismini
net olmamakla birlikte Çapkın
Nişanlı diye hatırlıyorum.
Komedi oyunuydu. 1952 yılları.
Hatırlıyorum, kalemle bıyık falan
çizilmişti bana. Oyunu oynadık.
Çok ilgi gördü. Sonra Yeşilay
Kolu bizimle irtibat kurdu.
Genel Merkeze davet ettiler.
Gittik, Cağaloğlu binalarında
bizi misafir ettiler. Oyunu Yeşil
Sahne kapsamında Yeşilay
gençliğiyle birlikte oynanmasını
teklif ettiler. Kabul ettik. Nerede
oynayacağımızı konusunda
anlaştık.
“SİNEMACI OLMAMDA
TİYATROCU OLMAMIN
BÜYÜK ETKİSİ VAR”
Oyunu oynadığımız yerlerden
biri Erenköy Kız Lisesi’ydi. Çok
neşeli bir gündü. Başka yerlerde
de oynadık ama net olarak
hatırlamıyorum. Böyle 4-5 temsil
oynadık ve de çok başarılı oldu.
Bu benim ilk amatör tiyatro
çalışmamdı. Enteresandır,
sonraki tiyatro hayatımın
başlangıcı sayıldı aslında bu
oyun. 1957 yılında Dormen
Tiyatrosuna müracaat ettiğim
zaman, bu oyunu oynamamla
Yeşil Sahne’de olmak hoş bir
deneyim ve başlangıçtı benim için.
Yeşil Sahne’de
oynayacağımı oyunun
yerlerini Yeşilay Genel
Merkezinden arkadaşlar
organize ediyordu, biz
gidip oynuyorduk.
MAYIS 2017 49