

bin sayılık yolculuk
ya da iki reklam alabiliyorduk. Ve
onları da kapakta, arka kapakta
değerlendiriyorduk. Bir de Yeşilay
pulu bastırmıştık o zaman. O
pullar başlı başına sanat eseridir.
Yeşilay pulları muhtelif yerlerde
kullanılmak suretiyle çok cüzi bir
gelir sağlıyordu. O dönem resmi
kurumların yardımlarına fazla
mazhar olamadık. Yani yardım
derken şunu kastediyorum. Milli
EğitimBakanlığının 150-200
dergiyi abone olarak almak
suretiyle yardımı vardı. Maliye
Bakanlığı ve diğer bakanlıkların
da derneklere yardım faslı vardı.
Bu derneklere yardım faslından
faydalanmak için çok uğraştık.
Şahsen ben de, Selahattin Bey de
uğraştık. Ama başaramadık.
“BİZİMGAYEMİZYEŞİLAY
ÜLKÜSÜNE SAHİPNESİL
YETİŞTİRMEKTİ”
Peki, dönemin siyasi ve toplumsal
olayları yeşilay’a ne kadar etki
ediyordu?
Engel olmak söz konusu değildi.
Bizim faaliyetlerimiz arasında
siyaset yoktu. Ancak bir
şey istediğimiz zaman
resmen gider görüşür, talep
ederdik. Ama herhangi
bir parti ile bir bağlantı
kurmadığımız için o zamanki
yönetimlerin rağbetine
mazhar olamadık. Bizim
ülkümüz Yeşilay’dı. Yeşilay
ahlakı idi. Yeşilaycı bir nesil
yetiştirmekti. İçki ve uyuşturucu
madde istihlakini önlemek için
mücadele etmekti. Bizim gayemiz
bu ülküye sahip, bu ahlakta, bu
fazilette, bumanevi değerlere
ve milli değerlere sahip nesil
yetiştirmekti.
Bir dönemyazılarından dizgisine
kadar emek verdiğiniz Yeşilay
Dergisi şimdi 1000. sayısında.
Bunun hakkında düşüncelerinizi
alabilir miyiz?
Bu, Yeşilay tarihinin bir başarısıdır.
Büyük bir millet hizmetidir. Biz
Yeşilay Cemiyeti mecmuasını
1968 senesinde milli kültüre sahip
kültür ve sağlık dergisi olarak
yayınlamaya başladık. Dergimiz
dernekle ilgili faaliyetleri haber
veren, dernekle ilgili yazılar ihtiva
eden bir cemiyetin bir dergisi
olmanın yanı sıra milli kültüre,
milli değerlere yer veren bir
dergiydi.
Bizim ülkümüz Yeşilay’dı.
Yeşilay ahlakı idi.
Yeşilaycı bir nesil
yetiştirmekti. İçki ve
uyuşturucu madde
istihlakini önlemek için
mücadele etmekti.
Yeşilay
54