Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  22 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 84 Next Page
Page Background

dosya

Sigarayı azaltarak kesme yıllarca

denendi ve başarısız oldu. Sigarayı

azaltarak bırakmaya çalışan kişiler,

psikolojik sıkıntılarında sigaranın

dozunu arttırabiliyor.”

Prof. Dr. Ceylan bırakma

sürecinde baş ağrısı, uyku

bozukluğu, sinirlilik gibi geçici

sıkıntılarla nasıl başa çıkacağının

kişiye anlatılmasını öneriyor:

“Kendisine psikolojik destek

ve gereğinde de ilaç desteği

sunulmalı. Bu süreçleri tozpembe

göstermek, kişinin bırakma

sürecinde başarısız olmasına

neden olabilir.”

SİGARA KULLANIMI ÜREME

SİSTEMİNİ ETKİLER

Sigaranın erkek ve kadın üreme

sistemini doğrudan etkilediği ve

kısırlığın önemli sebeplerinden

biri olduğu biliniyor. Prof. Dr.

Ceylan sigaranın etkilerini şöyle

özetliyor: “Sigara içimiyle alınan

kotinin maddesi üremede etkili

folliküllerin gelişimini ve rahim

yollarının hareketliliğini bozar.

Ayrıca adet düzensizlikleri,

kısırlık, rahim dışı gebelik,

düşük, erken menopoz, kemik

erimesi, idrar kaçırma, kemik

erimesi gibi etkiler olur.

Erkeklerde sperm DNA’sını

etkiler ve sayıca azalmasına

neden olarak kısırlık yapar.

Sertleşme sorununa neden olur.”

Gebelikte içilen veya pasif içiciliğe

maruz kalan annelerin çocukları

bundan etkileniyor. Prof. Dr.

Ceylan, “Sigara içen ya da pasif

içici olan annelerin bebeklerinde

sıklıkla prematüre doğum, düşük

doğum ağırlığı, ani bebek ölümü,

konjenital anomaliler, doğum

sonrası solunum problemleri

yaşanıyor. Bunun nedeni,

sigaranın anne bebek arasındaki

kan dolaşımını bozması, bebeğin

yeteri kadar beslenememesi.

Sigaraya bağlı anne karnındaki

fetüsün beyin gelişimi yavaşlar,

bağışıklık sisteminin canlılığını

sağlayan mekanizmalar

etkilendiğinden enfeksiyonlara

yakalanır, çocuğun uzun vadede

gelişimi bozulur. Bu çocuklar

ebeveynlerince doktorlara

sık getirilen, kilo almıyor,

enfeksiyonlara yakalanıyor diye

şikâyet edilen çocuklardır.”

diyor.

PASİF İÇİCİLER RİSK

ALTINDA

Sigara içmeyenlerin içenlerin

dumanına maruz kalmalarına

pasif içicilik deniyor. Pasif

içicilerin daha sık akciğer

kanseri, koroner kalp

hastalıkları ve solunum yolu

enfeksiyonlarına yakalandıkları

bilimsel verilerle sabit. Prof.

Dr. Ceylan pasif içicilerin

durumunu da şöyle özetliyor:

“Kocası sigara içen kadınlarda

akciğer kanserine yakalanma

riski 1.2-2 kat arttı. Ebeveynleri

sigara içen çocuklarda pnömoni,

bronşiolit ve bronşit gibi

hastalıklarında belirgin artış

var. Ülkemizde her yıl eşlerinin

sigara içmesinden dolayı 4000

pasif içici eş, işyerlerinde sigara

içilmesinden dolayı 4500

dolayında pasif içici mesai

arkadaşı ve anne- babasının

sigara içmesinden dolayı

1500 dolayında çocuk sigara

nedeniyle hayatını kaybediyor.

Sigara içenin çevresindekiler

daha fazla hastalanıyor yorumu

iddialı olmakla beraber ne kadar

maruz kalındığı önemli. Onlarca

insanın sigara içtiği ortamda

sürekli sigara dumanına

maruz kalan birinin daha fazla

hastalanma riski var.”

Ülkemizde her yıl eşlerinin sigara içmesinden

dolayı 4000 pasif içici eş, işyerlerinde sigara

içilmesinden dolayı 4500 dolayında pasif içici

mesai arkadaşı ve anne babasının sigara

içmesinden dolayı 1500 dolayında çocuk sigara nedeniyle

hayatını kaybediyor.

Yeşilay

22

SİGARA ALIŞKANLIK DEĞİL BAĞIMLILIKTIR