

NİSAN 2018 63
Bizim müzeci olarak şansımız,
koleksiyonumuzdaki eserleri
birebir inceleme fırsatımızın
olması. Örneğin, eserin
arkasında bir damga varsa
onu kaçırmıyoruz. Hamurun,
sırın kalitesini, yüzyıllar
içinde üretimde yaşanan
değişimleri eserler üzerinde
takip edip, inceleyip sonuçlarını
yayınlarımıza yansıtabiliyoruz.
Yorucu ama bir o kadar da keyifli
ve verimli bir çalışma oldu.
Sergi kitabını hazırlarken birçok
kişi ve kurum yetkilisi fotoğraf
çekimleri ve temini konusunda
bize yardımcı oldu. Kendilerine
müteşekkiriz.
Sergi hangi bölümlerden
oluşuyor?
Sergide ilk grubu 18. yüzyılda
üretilmiş eserler, ikinci grubu
ise 19. ve 20. yüzyıl başına kadar
olan sürede üretilmiş eserler
oluşturuyor. Osmanlı belgelerinde
“Fincancılar” olarak adlandırılan
Kütahya çini atölyelerinde, 18.
yüzyıl boyunca özellikle kahve
kültürüyle ilgili seramiklerin
üretilmiş olduğu görülür. Çarkta,
elde veya kalıpta şekillendirilen
“Müzede sergilerimizi
hazırlarken, önceliği
koleksiyonumuzda yer
alan eserlere veriyoruz.
Belli temalar üzerine,
depoda yer alan ve
mekan kısıtlaması
nedeniyle daha önce
sergileme imkanı
olmayan eserlerimizi bu
sergiler vasıtasıyla
ziyaretçilerimizle
buluşturuyoruz.”
Kütahya üretimi eserlerin
tamamı sert beyaz hamurlu,
beyaz astarlı ve şeffaf sırlıdır.
Bu yüzyılın seramiklerinde,
hamurun inceliği dikkat
çekicidir ve bilinen Kütahya
üretimi eserler içinde en özenli
olanlarıdır; kısa sürede iç ve dış
pazarda yoğun talep görmüştür.
Bununla birlikte hamur, renk
ve çizgideki üstünlük, yüzyılın
ikinci yarısına kadar devam
etmiş daha sonra yavaş yavaş
düşüş başlamıştır. Kütahya
atölyelerinde, 19. yüzyılda
görülen duraklama döneminden
sonra 20. yüzyıl başlarında
Birinci Ulusal Mimarlık Akımı
etkisinde son bir canlanma
olduğu görülür. 1908’de II.
Meşrutiyet’in ilanından sonra
şekillenen akımın temelinde
“milli mimari” yaratma çabası
yatmaktadır ve bu anlayış
doğrultusunda özellikle
geleneksel çini sanatı, mimari
bezemede ön plana geçmiş;
İstanbul, Ankara, İzmir, Konya
gibi büyük kentlerdeki resmi ve
özel yapılar Kütahya çinileriyle
donatılmıştır. Bu dönemde
seramik üretimi de çiniye
paralel bir gelişim göstermiştir.
Eserlerin bezemesinde, Selçuklu
ve Osmanlı çinilerinde kullanılan
kompozisyonların, sanatçılar
tarafından yeniden yorumlanarak
Kütahya üslubunda uygulandığı
görülür. Sergide bu eserlerden de
örnekler bulunuyor.
Eserlerin sergi alanına
yerleştirilmesi ve sunumunda
nasıl bir yol izlediniz?
Eserler, kronolojik bir düzende
ve kendi aralarında üslup
özelliklerine göre bir araya
getirilip sergilendi. Özellikle,
Kütahya atölyelerinde üretilmiş
günlük hayatın her alanında
karşımıza çıkan farklı örnekleri
bir araya getirmeye çalıştık.
SadberkHanımMüzesi
Çarşambahariçhergün 10:00-17:00
PiyasaCaddesiNo. 25-29 34453Büyükdere, İstanbul -Türkiye
T. +90 212 242 38 13 F. +90 212 242 03 65
www.sadberkhanimmuzesi.org.trSADBERKHANIMMÜZESİ
KÜTAHYAÇİNİVESERAMİKKOLEKSİYONU
6
M
a
r
t
M
a
r
c
h
-
2
5
K
a
s
ı
m
N
o
v
e
m
b
e
r
2
0
1
8
SHMKUTAHYA 210x275.indd 1
23/02/2018 18:26
Hülya Bilgi
İdil Zanbak
Vermeersch