Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  58 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

58

kemençevi Vediha Tunççekiç’le

çalışmalarımız oldu. Birlikte

mükemmel fasıllar geçtik. 1954

senesinde Sadettin Öktenay’ın

zoruyla ben bir tambur edindim

ve tambur çalmaya başladım.

Bağlamadan tambura geçtim.

İlk ustamAhmet Çavuş gibi

çalmaya çalışıyordum. Onun

bağlamayla yaptığı taksimi ben

tamburda yapmaya çalıştım. Onun

sayesinde benim tambur çalmam

değişiktir. Ankara’daki bu faaliyetler

sırasında Şef Dr. Recai Özdil’den

armoni bilgisi almaya başladım.

Eskiden Türk Ocağı denirdi,

orada daha ileri bir saz teşkilatı

vardı. Orada çoksesli konserler

verirdik. Dr. Recai Özdil’le

yaptığımız bu çalışmaların çok

önemli bir tarafı da, verdiğimiz bu

konserleri açıklamalı yapmamızdı.

Seslendirdiğimiz bütün türküleri,

şarkıları, yani yaptığımız o

polifonik çalışmayı dinleyiciye

açıklayarak sunardık. Çoksesliliği

öğretirdik bir bakıma. O dönemde

yabancı radyolar bizim peşimize

düştü, ama maalesef ülkemizde

kimse peşimize düşmedi. Bu

çalışmalarla birlikte tamburda

ilerlemeye başladım.

besteci hafızın yaptığı ilahiye

benim ihtiyacım yok. Çok klasik

ilahilerimiz var. Ayrıca müzik

de, sözlü eserler, sözsüz eserler

bölümüne ayrılıyor. Sözlü eserlerde

işte biliyorsunuz ayinlerden tutun

da, besteler var, murabba besteler,

ağır semailer, Yörük semailer,

şarkılar var filan. Aslı semaidir. Ve

bunlar böyle bölümlere ayrıla ayrıla

gider. Tabii Din Dışı Müzik de

(Halk Müziği) aynı şekilde ayrılır;

sözlü, sözsüz olarak ayrılır. O da

öyle gider, oyun havasından ne

bileyim uzun havasına kadar gider.

Ve bu şekilde dağılır, ama bunların

hepsinin kökü Türk Müziği’dir.”

“Tamburu farklı çalarım”

Benim ilk ustam Kastamonu’da

Ahmet Çavuş’tu. Ben ona, bugünkü

birikimimle bağlamanın Tamburi

Cemil Bey’i diyorum. Müthiş

bağlama çalıyordu. Ters çalardı ve

45 dakika taksim geçerdi. Ahmet

Çavuş benim ilk ustamdır. Ben

tamburda taksimleri onun gibi

yapmaya çalıştım. Daha sonra

Ankara’da, Musiki Sevenler

Cemiyeti’nde bestecilikle, notalarla

daha çok ilgilenmeye başladım.

Orada Sadettin Öktenay’la ve

Ne bir eksik, ne bir fazla…

Her şeyiyle, doğru düzgün

okuyor Türk Müziği’ni Tarkan.

Hâlâ telefonlaşır, görüşürüz

kendisiyle. Çok efendi bir insan.

Çok iyi bir ses. Her zaman böyle

sesler gelmiyor.

“Tasavvuf müziği yoktur, dini

müzik vardır”

Dini müziğin adı tasavvuf müziği

değildir. Tasavvuf bir felsefedir.

Felsefenin müziği olmaz. Dini

müzik neye ayrılır? Cami İçi Dini

Müzik, Cami Dışı Dini Müzik…

Cami içindeki müzikleri biliyoruz.

Yani Kuran’ı Kerim’in okunması

bile, her ayetin okunması bile

bir müziktir. Ayrıca cami içinde

okunacak özel ilahilerimiz vardır.

Zikir ilahisini, mesela cami içinde

okuyamazsınız. Ama şimdi

okuyorlar. Çünkü hafız ondan

plak yapmış, onun reklamını

yapıyor…Çok zengin dini

müziklerimiz var. Yani o kişinin,

"1954 senesinde Sadettin

Öktenay’ın zoruyla ben bir

tambur edindim ve tambur

çalmaya başladım.

Bağlamadan tambura

geçtim."

Efendim Türk Müziği bir

büyük dalsa, o dalın üstünde

şakıyan iki bülbül gibidir,

sanat müziği veya halk

müziği dediğimiz…