

kültür
Yeşilay
64
T
ARİH, DENİZ VE DOĞA:
AMASRA
Önceleri kendi halinde,
sessiz sakin bir sahil kasabasıyken
ve sadece müdavimleri tarafından
ziyaret ediliyorken son yıllarda
hemen herkesin radarına
takılmaya başladı Amasra. Tarih,
deniz ve doğa üçlüsünü harika
konumuyla taçlandıran Amasra,
o fotoğraflarda görüp hayalini
kurduğumuz uzak tatil köyleri
gibi. Güzel olansa o kadar da
uzak olmaması! İki cepheden
hilal misali iki koyla sarmalanmış
bu küçük kasabaya, sık bir
orman dokusu içinde, kıvrıla
kıvrıla uzanan bol manzaralı bir
yolculuktan sonra ulaşıyorsunuz.
Denizin ışıltılı suları, rengârenk
balıkçı tekneleri, hemen kıyıda
uçsuz bucaksız maviliklere
karşı sıralanmış kafeler, bir an
evvel görme isteği uyandıran
asırlık konaklar, görüş alanınızı
bir çerçeve gibi tamamlayan
yeşillikler…Her şey ama her şey
huzurlu bir tatilin müjdecisi gibi.
Amasra için kurulabilecek ilk
cümlelerden biri tarihiyle barışık,
hafızası berrak bir kasaba olduğu.
Hititler’den Persler’e, Bizans’tan
Osmanlı’ya tarih sahnesinde yerini
almış kim varsa hepsinden bir iz
kalmış Amasra’ya. Şehrin solunda
Küçük Liman, sağında ise Büyük
Liman yer alıyor. Denizi solunuza
alıp Küçük Liman’dan içerilere
doğru ilerleyerek başlayabilirsiniz
keşif turunuza. Amasra’nın
Tatilleri, gelmesini ipleçektiğimiz yazmevsimindeki bir haftalık yıllık izinlerle sınırladığımızgünler eskide
kaldı. Artıkbütçemiz el verdiğinceher hafta sonunubir kaçamağadönüştürebiliyor, tatil keyfini tüm
yılayayabiliyoruz. İştebaharmevsimini bizedahaçok sevdirecekengüzel adresler…
Gökçe ÇİÇEK
BAHAR MEVSİMİNİ
DAHAÇOKSEVDİRENROTALAR
Tarih, deniz ve doğa
üçlüsünü harika konumuyla
taçlandıran Amasra, o
fotoğraflarda görüp
hayalini kurduğumuz uzak
tatil köyleri gibi.
Amastris’in sarayı ve kilise
kalıntılarını da görmek mümkün.
Hazır buradayken Fatih Camisi’ni
de görmeyi ihmal etmeyin. Bu eski
Bizans kilisesi, Fatih döneminde
camiye çevrilmiş, zaman içinde
çeşitli tadilatlardan geçmiş ve
günümüze kadar gelmeyi başarmış.
Kaleiçi dediğimiz bölge,
Amasra’nın en özgün dokusunu
sunuyor aynı zamanda. Güzellikte
birbiriyle yarışan manzaralar
ve tarihi kalıntılar sokaklarda
bir bir önünüze çıkıyor. Sur
içindeki eski mahalle, Kemere adı
verilen tek gözlü taş bir köprüyle
yarımadaya bağlanmış. Bu köprü,
Zindan Mahallesi’nden Sormagir
Mahallesi’ne geçişi sağlıyor. Roma
döneminden kalma köprü, bildik
Amasra fotoğraflarının da ayrılmaz
bir parçası.
hazinelerinden biri olan Direkli
Kaya biraz ileride sizi bekliyor
olacak. Kayaya oyulmuş
basamakları ve mermer iskelesiyle
dikkat çeken bu antik havuz,
Prenses Amastris’in deniz hamamı
olarak biliniyor. Kentin en önemli
duraklarından biri Amasra Müzesi.
Helenistik, Roma, Bizans, Ceneviz,
Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine
ait çok sayıda heykel, seramik,
mimari parça ve etnografik öğeler
burada sergileniyor. Anadolu’daki
pek çok şehir gibi Amasra’nın
da bir kalesi var. Yarımadanın
tam ucundaki Bizans dönemine
ait kale, 14. yüzyılda Ceneviz
şövalyeleri tarafından inşa edilmiş.
Duvarlarındaki Ortaçağ’dan
kalma kraliyet rölyefleri, ikonalar
ve kabartmaların hâlâ belirgin
bir şekilde izlenebildiği kalede