Yeşilay Dergisi-Ocak-948.Sayı-Sosyal Paylaşım-Sosyal Medya - page 54

saldan gelmiş; anne, babasını hiç görme-
miş. Buna rağmen şefkat, sevgi, sanat algı-
sını aşıladı bana. Ve sonra ilkokulda inanç
bölümünde farklı bir aşı aldım. Detayla-
ra girdik. İpek öğretmenimiz vardı. Anla-
tırım hep. Alman öğretmenler arka sırala-
ra oturturdu bizleri. Çok zaman da haklı-
lardı; çünkü anne, babalar yeterince çocu-
ğa bakmıyorlardı. Çocuğun eğitiminden
kesip, bir daire parası biriktirelim anlayı-
şıyla hareket ediyorlardı. Yetersiz bir şe-
kilde okula geldiğinde de çocuk, ister iste-
mez sınıfı geride tutar, bütün öğrencilerin
ilerlemesine engel olabilir diye bunun çö-
zümünü de arkaya oturtmakta kompan-
se etmeye çalışmışlar Alman öğretmenler.
Beni de arkaya oturttular ki ben o zaman-
lar Almanca biliyordum, diğer konular-
da da bilgim vardı. Ama küstürmüşlerdi
beni, ben de inat bir çocuk dudağını bük-
müş arkada oturuyordum. Öğretmen, işte
o zaman klasik 1+1 kaç eder diye dalga
geçercesine sordu; ben de biliyorum ama
söylemeyeceğim demiştim. Ondan sonra
beni, özel okul diyorlar ama zihinsel en-
gelli okuluna göndermek istediler. Engelli
okulunda okuyan da kardeşimiz ve onlar
seçmedi engelli olmayı ama siz daha altı
yaşındasınız ve bu durumu fazla kavra-
yamıyorsunuz. Çok korkmuştum açıkça-
sı. İpek öğretmen de o sene Psikolog ola-
rak Almanya’ya gelmiş. Denklik sanırım
tutmamış. Ama açığımız var, Türk öğret-
mene ihtiyacımız var, isterseniz burada
başlayabilirsiniz demişler. Ve bizim okul-
da Türk öğretmeni olarak başladı İpek öğ-
retmen. Bizim şansımıza tam bizi yollar-
ken İpek öğretmen n’oluyor, bunların sı-
kıntıları ne diye sorduğunda açıklama
yapmışlar. Bana bir sene izin verin, on-
lar açılacak demiş İpek öğretmen. Gerçek-
ten de öyle oldu. İpek öğretmen de açık,
kürklü, ojeli bir bayandı. Biz de böyle bir
fotoğraf pek görmemiştik hayatımızda.
Ama geldi ve derste ilk yaptığı şey tahta-
ya Kelime-i Şahadet yazmak oldu. Orda
da bir ders aldık. Demek ki önyargılı ol-
mamak lazımmış. Anadolu kültürüne yö-
nelik eğitimlerine devam etti öğretmeni-
miz. Şöyle bir sıkıntımız vardı. Ben kendi
mahalleme, semtime, gettoma geri dönü-
yorum. Benim gibi binlerce çocuk var ve
hepsi benim okulumda değil ya da İpek
öğretmenleri gibi öğretmenleri yok. Do-
ğal olarak çocuk fıtratında da kıskanan-
lar oluyordu. Sıkıntı başlıyordu. Kıskanıp,
seni dövenler oluyordu. Bir de minyon bir
tipsin, oradan sıkıntı yaşadım ama küs-
medim. Kinci hiç olmadım.
Hukuk okumanızın da yaşadıklarınızla büyük
oranda etkisi vardır diye düşünüyorum…Sizi
hukuka götüren süreç neydi?
Hepsi aslında bir gerekçeydi. Çok planla-
dığım bir şey değildi. İyi niyetli kaldığı-
nız sürece siz hayat yolunuzda mukadde-
rat olarak rastladığınız istasyonları görüp
doğruyu o anda seçebiliyorsunuz. Ben de
onun için çok fazla planlamadım hayatı-
mı. Arkadaşlarımın o tepkisine başkaldı-
rabilmek için bir karate, boks serüvenim
oldu; gerekçe korunmak. Bu serüvenim-
le arkadaşlarımın saygınlığını kazandım.
Onlar da şaşırıyorlar; adam şampiyon ol-
muş bizi hiç dövmüyor, bizden intikam al-
52
UYUŞTURUCU BAĞIMLISI BIR GENCINÖY-
KÜSÜNÜ ANLATAN BIR FILMSENARYO-
MUZ HAZIR. SPONSOR DA TAMAMLAN-
DIKTAN SONRA ÇEKIME BAŞLAYACAĞIZ. HEDEFIM
MILLI EĞITIM’LE BIRLIKTE BU FILMI ÖĞRENCILERE IZ-
LETILMESI IÇIN TÜMÖĞRETMENLERE ILETMEK. AMAÇ
TOPLUMA SAĞLIKLI BIREYLER KAZANDIRMAK.
1...,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53 55,56,57,58,59,60,61,62,63,64,...76
Powered by FlippingBook