

uygun bir keçe mutlaka bulunur.
Keçe girmemiş evin ise kış
mevsiminde boynu bükük kalır.
Neden diyecek olursanız, anlatalım.
Çoban sırtından şık salonlara…
Keçe, Orta Asya’dan göç eden
Türklerin Anadolu’ya getirdikleri
çok renkli, çok sesli bin yıllık bir
uğraş. Kökeni Oğuz boylarına
dayanan keçe Anadolu’dan yayılmış
tüm dünyaya.
Göçer kültüre özgü yaygılar ve
‘yurt’larda, çoban sırtındaki
kepeneklerde Anadolu insanının
bir parçası olmuş yıllar boyu.
Çok renkli, çok sesli bir uğraş
olarak bilinen keçeye tüm hayatını
yansıtmış Anadolu insanı; kah
kapısında nazarlık, kah çadırında
halı olmuş. Bir alt kültür ürünü
olarak kabul edilen keçenin Türk
toplumda nasıl bir yerde olduğunu
bize en iyi Dede Korkut masalları
söylüyor. Otağlardan oluşan
yerleşim birimlerine
dıştan bakıldığında
ak keçe, kara
keçe, süslü keçe
ile yapılmış
topak evler,
ailelerin zenginliklerinin simgesi,
sınıf ayrımının da bir göstergesi
olmuş. Anadolu topraklarında
yaşam bulan ‘ilk tekstil ürünü’
diye tanımlayabileceğimiz keçe,
20 yıl öncesine kadar neredeyse
hayatımızdan silinmişti. Eski
kuşaklar için belki bir şey ifade
ediyordu ama genç nesil için daha
çok “sıkıcı” bir kumaş parçası
anlamına geliyordu. Derken
birileri bu zanaata tekrar gönül
verdi, keçeyle tasarım buluştu
ve bu unutulmuş geleneğin yeni
serüveni de böylece başlamış oldu.
MODERN TASARIMLARA
İLHAMVERMEYE DEVAM
EDİYOR
O gönüllülerden biri de Feyza
Açıkgöz. Bugün keçe hayatımızın
her alanına sızmışsa, kuşkusuz
bunda Açıkgöz’ün de payı var.
Feyza Açıkgöz emekli bir el
sanatları öğretmeni. Atölyesinde
ürettiği nazarlıklar, panolar, yastık
ve abajurlar, geleneksel olmaktan
öte son derece modern bir
çizgide. Şimdilerde keçe daha çok
endüstriyel yöntemlerle üretilse
de Feyza Hanım geleneksel keçe
yapım tekniğini tercih ediyor.
Türkiye’nin farklı illerindeki
keçe merkezlerinde yıllardır bu
işe gönül vermiş keçe ustalarıyla
çalışıyor.
sıcak, samimi; bu dakikalarda
kendimizle, sevdiklerimizle,
biricik evimizle buluşmak
neredeyse paha biçilmez. Bu
dakikalarda “evim evim, güzel
evim” duygusu tüm maceraların
üstünde. Bir de etrafı mevsime
göre düzenleyip köşeye
bucağa “kış destek” parçalarını
yerleştirmişsek değmesinler
keyfimize. Keçe, kuşkusuz ki bir
kış evinin olmazsa olmazı. Yılın
bu mevsiminde eve keçe girmişse,
onunla birlikte pek çok şey girmiş
oluyor. Doğallık, sıcaklık, gelenek,
trend, emek, sağlık ve daha pek
çok şey. Üstelik keçeyi farklı
formlarda farklı beklentilerimizi
karşılayacak şekilde kullanabiliriz.
İster dekoratif bir obje, ister
temel eşya, ister kişisel kullanım
aksesuarı fark etmez, her ihtiyaca
“Keçe, kuşkusuz ki bir
kış evinin olmazsa
olmazı. Yılın bu
mevsiminde eve keçe
girmişse, onunla
birlikte pek çok şey
girmiş oluyor. Doğallık,
sıcaklık, gelenek,
trend, emek, sağlık ve
daha pek çok şey.”
Keçe diye adlandırılan sentetik ürünlere de keçe
diyorlar, halbuki keçe yünün su ve sabun ile
sıkıştırılmış halidir. Doğal keçeyi hazırlamak ve
elde etmek çok kolay değil. Piyasada kolay ulaşılabilen her şeye karşı
doygunluk oluyor, bu da ürünü değersizleştiriyor.
OCAK 2018 49
Feyza
Açıkgöz