Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  22 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 22 / 84 Next Page
Page Background

ve yakın sosyal çevresinden yaşam

boyu destek, tedavi merkezlerinden

de ihtiyacı kalmayana dek yardım

almalı.”

TEDAVİ İÇİN YEDAM,

AMATEM, ÇEMATEM…

Kişinin alkol kullanımının

şiddetine göre tedavinin yataklı

tedavi kurumu ya da ayakta

poliklinik koşullarında başlatılması

gerektiğini vurgulayan Prof.

Dr. Hakan Coşkunol, “Eşlik

eden ağır ruhsal rahatsızlıkların

varlığında, sosyal desteğin

yeterli olmadığı durumlarda,

ağır fiziksel hastalıklarda yataklı

tedavi kurumlarında tedavi

önerilir. Tedavi amacıyla öncelikle

aile hekimlerine, ruh sağlığı ve

hastalıkları polikliniklerine, Alkol ve

Madde Bağımlılığı Tedavi ve Eğitim

Merkezi (AMATEM) ile Çocuk

Ergen Madde Tedavi Merkezi

(ÇEMATEM) birimlerine ve Yeşilay

Danışmanlık Merkezi’ne (YEDAM)

başvuru yapılabilir.” diye ekliyor.

“BAĞIMLILIK BİR AİLE

HASTALIĞI”

Alkol bağımlılığının tedavisinde

önemli yer tutan YEDAM’ın 444

79 75 numaralı hat üzerinden

alkol bağımlıları, bağımlı yakınları

veya bağımlılıkla ilgili bilgi

almak isteyenlere danışmanlık

hizmeti sunduğunu vurgulayan

Prof. Dr. Coşkunol şöyle devam

ediyor: “YEDAM’lara giden kişi

ve yakınlarına alkol sorunları

konusunda danışmak istenen

konularda yardım edilerek; istekle

başa çıkma, riskli durumlarla baş

etme yöntemleri öğretiliyor. Ruhsal

sorunların (depresyon, kaygı, öfke

kontrolü) çözümü konusunda

uzmanlar herkese destek olmaya

hazır. Aynı zamanda sosyal hizmet

uzmanları desteğe ihtiyaç duyulan

konularda (sağlık güvencesi,

eğitim, iş, hobi edinme) yaşamın

düzenlenmesine yardımcı oluyor.

Bağımlılık bir aile hastalığı. Bu

nedenle bağımlı bireyin iyileşmesi

için ailelerin de destek alması

gerekli.

ZAMANLA İSTEĞİN ŞİDDETİ

AZALIYOR

Prof. Dr. Coşkunol, “Bağımlılığa

uzun süreli ve tekrarlayabilen bir

hastalık gözüyle bakılmalı. Birçok

olguda tedavinin başlarında sık

nüksler görülse de uzun dönemli

tedavilerin başarılı olduğu hasta ve

yakınları tarafından göz önünde

bulundurulmalı. Tedavi sırasında

alkol kullanma isteği sıkça kendini

gösterebiliyor, kendiliğinden ya

da ‘sıkıntımı giderir’, ‘sorunumu

unutturur’ düşünceleri gibi içsel

ya da dışsal uyaranlarla ortaya

çıkabiliyor. Dışsal uyaranlar, alkol

ile ilişkilendirilmiş çevre, nesne ya

da kişilerle karşılaşmayı içerebiliyor.

İstek zamanla sınırlı ve şiddetli

dönemi 5-20 dakika kadar sürüyor.

Kişi bu dönemle baş etmeyi öğrendiği

takdirde, zaman içinde isteğin

şiddeti, süresi ve sıklığı azalıyor.

İstek yaşanması tedavinin kötüye

gittiği anlamına gelmiyor çünkü bu

bağımlılığın doğasında var. Bu istek

sıklıkla depreşme oluşturabilir.” diyor.

“İLK 3-6 AYARASI DEPREŞME

RİSKİ YÜKSEK”

Prof. Dr. Coşkunol sözlerini şöyle

tamamlıyor: “Alkolün tekrar

kullanılmaya başlanmasıyla

tanımlanan tek bir olay, yani kayma

olabilir. Bunun illa depreşmeye

dönüşmesi gerekmez. Kişi kayma

öncesinde ya da hemen sonrasında

yardım aldığı takdirde bu süreç

engellenebilir. Aksi takdirde

hastalığın doğası gereği depreşme

yaşanacaktır. Alkol kullanım

bozukluğu sonrasında özellikle 3-6

ay içinde depreşme oranlarının

yüksek olduğu bildiriliyor. Bu, henüz

kişinin yoksunluk belirtilerinden

tam olarak kurtulamadığı, yaşam

şeklinde ve çevresinde değişiklikler

yapmasının gerektiği, çözülmemiş ya

da ertelenmiş sorunların çözülmeyi

beklediği dönemdir. Alkol kullanma

isteğiyle baş etmeyi öğrenmek, istek

azaltıcı ilaçlar kullanmak ve Ayaktan

Tedavi Birimlerine, YEDAM’a

katılmak hastalığın depreşme yani

tekrarlama ihtimalini azaltır.”

dosya

Bağımlılığa uzun süreli ve tekrarlayabilen

bir hastalık gözüyle bakılmalı. Birçok olguda

tedavinin başlarında sık nüksler görülse de uzun

dönemli tedavilerin başarılı olduğu hasta ve

yakınları tarafından göz önünde bulundurulmalı.

Yeşilay

22

iPLER SENiN ELiNDE, ALKOLE HAYIR DE!