

Yeşilay
80
TÜTÜN ZEKAYA TESİR EDİYOR
Hilal-i Ahdar
15 Eylül 1341 (1925) C.1, No:14, Sayfa 99
*Hilal-iAhdarYeşilayCemiyeti’nin ilk ismidir. Aynı zamanda1925
yılındanbuyanayayınlananYeşilayDergisi’neadını vermiştir.
1.SÜTUN
nezlesi vardır, öksürürler. Öksürünce bal-
gam çıkarırlar. Senelerce devam eden bu
müzmin nezleden yavaş yavaş ciğer elastiki-
yetini kaybeder. Amfizem dediğimiz tık ne-
fes olur. İptida yokuş yukarı çıkarken, daha
sonra da düz yerde hızlı yürürken soluk
soluğa kalır. Yaşlandıkça soluganlık istira-
hat zamanında da, uyurken hissolunur. Fin-
canlar dolusu balgam boşaltmadıkça göğüs
rahat etmez. Ciğerlerin nefes alıp vermesi
güçleştikçe kalp de kolaylıkla kan göndere-
mez, kalp genişlemeye başlar. Tütün içen-
lerde kalp hastalıklarının her çeşidi görülür.
Mesela hunnak-ı sadır dediğimiz ani gelen,
vapurlarda tramvaylarda adamı fücceten
öldüren hastalığın sebepleri arasında tütün
de vardır. Tütün yüzünden kalbi besleyen
damar tasallüb-i şerâine uğrayarak hakiki
hunnak-ı sadır görüldüğü gibi zehrin te-
siriyle asabi ve teşennüci yalancı hunnak-ı
sadır da olur.
Damar sertliği denilen hastalık ihtiyarlarda
damar sertleştikçe elastikiyetini kaybeder,
kolaylıkla kırılabilir. Beyindeki hasta damar-
lardan biri hiddetle veya ıkınma ile çatlayınca
kan beyne dökülür, beyin tazyik altında kalır
ve bundan “inme” veya “Selamın kavle” deni-
len felç olur. Bir eli bir ayağı tutmaz, sağ taraf
felçlerinde hastanın dili de tutulur. Hâlbuki
tütün ve içki kullananlarda veya frengililer-
de damarlar pek genç sertleşebilir ve çatlar.
Kırkına varmadan inmeli kalır. Damarlarda
sertliği görür görmez her hekim - Hatta has-
ta karşısında sigarasını tüttüren bile- hemen
sigarayı men eder. Şakaya gelmez, dumanın
keyfini aziz canıyla öder.
Şüphesiz tütünün vücutta yaptığı en
2.SÜTUN
büyük fenalık budur. Şarkta ispirtolu meşru-
bat kullananlar az olduğu, et pek az yendiği
halde tasallüb-i şerâin dediğimiz bu hastalığın
Avrupa’dan hiç aşağı olmayışı tütündendir.
Yine damarların tıkanması ve zehrin yaptığı
teşennüc bu yüzden “mütekattı topallama”
denilen müziç arıza şahsın yürürken birden-
bire mıhlanmış gibi kalmasına sebep olan
hastalık sırf tütüne mahsustur.
Baş ve yüz ağrıları, baş dönmeleri, göğüs ağrı-
ları erkeklikte zaaf tütün içenlerde eksik olma-
yan arızalardır.
Tütünün zekâ üzerine inhitat-aver tesiri hak-
kında birçok müellifler yazılar yazmışlardır.
Talebe arasında sigara içenler ekseriya dal-
gacı, unutkan, dikkatsiz oluyor. Sınıfın ileri
mevkilerini işgal edemiyormuş. Meşahirin
hayatı tetkik edilmiş, zekâya tesiri hususunda
tütünün aleyhine hüküm verilmiştir. Mesela
Fransa edebiyatının dört büyük mektebinin
piri: Viktor Hugo, Balzak, Mişle, Duma Peder
katiyen tütün kullanmazlarmış. Keza Alman-
lardan meşhur şair Göte ile Heine son derece
tütün düşmanı imiş. Balzak asarında der ki:
“Tütün mühlik bir zehirdir. Garbın haşhaşı
denilse mübalağalı değildir. Vakıa bu zatlar
tütün içmediği halde diğer taraftan Bayron,
Alfrd de Musset, Jorj San, Merime Ponsar da
tütün içerlerdi. Bununla beraber hiçbir vakit
aptal değillerdi. Fakat Lort Bayron pek büyük
şair olmakla beraber daima bedbin, fevkalade
azimsiz, nevmit hayatta pek kolaylıkla mağ-
lup olur bir insandı. Alfred deMusset de tütün
içerdi. Onun için zekâsının ilk yaşlardaki par-
laklığına rağmen zaferyab
3.SÜTUN
olmaksızın uful etti.
Hâlbuki ben hayatta üç şeyden korkarım, bi-
rincisi tütündür diyen Göte’nin parlak zekâsı-
na nazır olurmu?Ne kadar iradesi kavi hâkim,
yüksek!.. Ne kadar neşeli bir hayat ve ne şuurlu
asar !.. Werter nevmidinin bir levhasıdır. Göte
ümitsizliği bile o kadar kederli tasvir eden bir
açık fikirli müşahittir ki daima mahlûkunun
fevkinde, sefalet-i beşeriyenin üzerinde ya-
şamıştır. Henri Hayne’de asla tütün içmezdi.
Ne zarif ve nafiz bir şairdi. “Duma Pere” tü-
tün içmiyordu. Onun için gayet mahsuldar
ve bereketli bir romancı idi, bitmez tükenmez
hikâyeler ihtira ederdi. Mişle’de tütün içmezdi,
ne kadar dehası taşmış, ne layemut eserler telif
etmişti. Hele Fransa’nın en büyük şairi Wiktor
Hugo evinde bile sigara içilmesine müsaade
etmezdi. Sigara kullanan ediplerden misaller
mi istersiniz? Jorj San ağzında sigara olma-
dıkça yazısını yazamayacak derecede hasta
ve mütereddi bir kadındır. Merime’nin üslu-
bundaki ekşiliği, tehevvürü sigara iptilasına
atfederler. Göte pek kıymetli bir zat olmakla
beraber hayatından bıkmış, nevmit, uyuşuktu.
Bu da sigara tiryakiliğindenmiş. Bodler asarı-
nın bidayetinden nihayetine kadar ümitsizliğe
her şeyin hiçliğini, cinnetlerin hatta suni cin-
netlerin bile bir kizb-i ebedi olduklarını tasvir
eden şair çok tütün kullanırdı. Madam Bovari
müellif-i azamı Gustav Flubert’inne kadar ağır
çalıştığını herkes bilir. Bir küçük roman yaz-
mak için senelerce uğraşırdı. Birçok hekimler
bunu irade hastalığına atfetmek, hatta saranın
bir arzı gibi telakki eylemek
Hilal-İ Ahdar Arşivinden
*
Hilal-i Ahdar Dergisi’nin 15Eylül 1341 (1925) sayılı nüshasında, tütünün kalp-damar sağlığına
olan zararları anlatılırken, zeka üzerindeki olumsuz etkilerinededikkat çekilipunutkanlık ve
dikkatsizliğe nedenolduğuna değiniliyor.