Background Image
Previous Page  80 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 80 / 84 Next Page
Page Background

"-,0- 7& &43"3 '&-",&5 (&5ĉ3ĉ:03

ESRAR VE MÜPTELALARI

)ġ-"- ġ ")%"3

)JMBM J "IEBS

5FNNV[

$ /P

4BZGB

"MU ZB[T .BLUVM CBCB JMFLBUJM

FTSBSLFĞ ġMIBNJ &TSBS ZÛ[ÛOEFO

EFMJSFOCVHFOÉ FM ZFWNUNBSIBOFEFEJS

ˆ>‡ˆ Ƃ…`>À iÀ}ˆÃˆ½˜ˆ˜ £™Óx Ì>Àˆ…ˆ ˜ØÃ…>Ãh˜`>] >Žœ Ûi iÃÀ>Àh˜ ˆ˜Ã>˜ ÛØVÕ`՘`>Žˆ

…>À>LˆÞ˜ Þ>˜h ÃhÀ> >ˆi Ûi ̜«Õ“…>Þ>Ìh˜> ÛiÀ`ˆœˆ â>À>À>À`>˜ ßâ i`ˆˆÞœÀ°

iވv ÕœÀ՘`> Ÿi˜iÀ] Ÿ`ØÀi˜iÀ] “>Õ Ž>>˜>À] Lˆ…>ÃÃ>] >ÃÀh“hâh˜ «iŽ ŽiÈÀ }ŸÀ؏i˜

ÛՎÕ>Ìh˜`>˜`hÀ° ˆL>À Ûi âi˜}ˆ˜iÀ >À>Ãh˜`> ÞØŽÃiŽ ˆXŽˆiÀ] âi…ˆÀˆ ˆ>X>À “œÀw˜] ŽœŽ>ˆ˜]

>vޜ˜®…>À>LˆÞiÌ Ã>X>ÀŽi˜Æ iŽ“iœˆ˜ˆ Ž>â>˜“>ŽÌ>˜ >Vˆâ â>Û>h>À`> «ˆÃ À>Žh>À>] iÃÀ>Àh˜

«i˜XiȘ`i ÃØÀؘØÞœÀ>À°

)JMBM J

"IEBS:FĞJMBZ$

FNJZFUJ OJO JML JTNJEJS "ZO [BNBOEB

ZMOEBOCVZBOBZBZ

OMBOBO:FĞJMBZ

%FSHJTJ OFBEO WFSNJĞUJS

fazla kullanan şimal, cenup ve garp eyaletleri

sakinlerinden olduğunu alkolü mutavassıt kul-

lanan cenupluların mevcut tenasüpten % 20

doldurduklarını göstermiştir. Alkolün zabıta va-

kayında ikinci bir tesiri de yankesicilik, hırsızlık

ve kumarbazlık gibi cürümlerle yakalanan kim-

selerde çok görülmesidir.

Alkoliklerin içtimai zümreleri kendileriyle

münakaşa ve mücadeleye sevk eden asıl mü-

him zümresi alkoliklerin veraseten yaptığı

tesirdir. Alkolün sarhoşluğuyla yaptığı fenalık

ile veraseten yaptığı arasında 10/1 nispetinde

farklardır. Yani onda bir nispetinde sarhoşluk

neticesi bir münasebetsizlik yaparsa mutlaka

her gün manen ahfadına zarar verir demektir.

Esrar, (kenevir-kannabis endika) denilen nebatın

bezirini ihata eden bir tozdur. Yeşil sarımtırak bir

rengi vardır. Parmaklar arasında sıkılıp biraz ısı-

tılmakla yağ verir, camcı macunu gibi bir hal alır.

Madde-i müessiresi haşiştir.

Haşiş, tababette pek nadir vakayide,

3.SÜTUN

muztar kalındığı ve başkaca müsekkin bir madde

bulunamadığı bir zamanda ancak yevmiye 10-20

Alkolik aldığı zehrin taht-ı tesirinde her gün

biraz daha yıpranır, bir mirasyedi gibi evla-

dına hatta evladının evladına yaptığı tesirler

seneler hatta asırlar devam eder. Bunun için-

dir ki hastaneye giren veyahut muayenemize

müracaat eden hastaların babalarının büyük

babalarının bir marazla bir zehirle hele bil-

hassa alkol ile alude olup olmadığını ararız.

Kanuni verasette biz insanlar Mendellik tetki-

katı göstermiştir ki iyilikten ziyade fenalığı te-

varüs ederiz. Ve yine aynı müellif göstermiştir

ki 6’ncı, 7’nci, 8’inci, 9’uncu büyükbabanın bir

marazı bir zaafı torunlarına geçebilir. Cemiye-

tin delaletinde, sukutunda, zaafında bu zehrin

büyük bir hissesini buluyorlar.

santigram (ki bir dirhemin yirmi otuzda biri) ka-

dar verilebilir. Buna mukabil müptelaları üç, beş

gramını bir defada teneffüs etmek veya herhangi

bir şekilde almak suretiyle kullanırlar. Kısmen

müştehi bir tesiri var ise de mazarratı ziyadedir.

Esrar, Mısır, Suriye ve Anadolu’da bol bol sarf

edilen ve müptelalarını bunak yapıp sefil, perişan

bırakan şark mükeyyifatından biridir. Avrupa’da

esrarın şekli ve tesirini münevverler bile pek az

bilir ve tanırlar. Hâlbuki; memleketimizde es-

rarın tesiri hakkında herkesin az çok bir fikri ve

malumatı vardır. Memleketimizin kenevir ekilen

mıntıkalarından, bilhassaAfyonkarahisar, Hüda-

vendigar, Bursa, Balıkesir, İzmir havalisinde on,

on iki yaşındaki çocuklardan altmış, yetmiş ya-

Ve diyor ki: On dokuzuncu asrın felaketlerinin

menşei on altıncı asırdır. Bu asırda alkol zehir

mahiyetini almış keyif zehri olmuş neşe vasıtası

olmuştur diyor. Alkolün tesir-i katilini biz haya-

len iddia etmiyoruz. Hesaplara istinaden ediyo-

ruz. 508

2.SÜTUN

itiyad-ı küûlili aileden gelen çocuğun 106’sın-

da melankoli görülmüş Morten 1697 çocuğun

48’inde ilk yaşlarda hamelat-ı saraviye görülmüş

Logran takip ettiği 215 aileden gelen çocuklar-

dan 174 çocuğun ölü doğduklarını görmüştür.

DOKTOR: Hüseyin KENAN

şındaki ihtiyarlara varıncaya kadar herkes esrar

dumanını tatmıştır.

Esrar yukarıda saydığım vilayetlerde gizli olarak

ekiliyor ve yine gizli olarak toplanıyor. O tarzda

hasat zamanı kenevir mahsulü olan şahsın arka-

daş veya komşularından birisi, sanki gizli bir şeyi

haber veriyormuş gibi hükümete bu gizli mahsulü

bildirirmiş. Kanun bu gibi memnu mahsulatın

oraklanmasını, biçilmesini emrettiği için tabii

oraklanırmış. Ondan sonra, mahsul sahibi tam

zamanında bedheva biçtirdiği mahsulü toplar ve

kullanırmış. Toplanan kenevir başlarından hususi

usullerle ayrılan esrar tozlarını küçük torbalar ve

yuvarlak tahta kutular içinde saklarlar ve saha-i

ticarete bu şekilde sevk ederler.

)JMBM ĉ "IEBS "SĆJWJOEFO