

Faaliyetlerine bu bakış açısıyla
yaklaşan bir kurumun, sağlıklı
yaşam adına kurduğu bir
kulübün, yerel sınırlar içerisinde
kalmasını düşünemeyiz. Elbette
kulübü belirli bir aşamaya
getirdikten sonra spor faaliyetleri
ile ilgili ulusal ve uluslararası
karşılaşmalarda yer almasını
sağlayacağız. Tıpkı bağımlılıkla
mücadelede dünyada söz sahibi
bir Yeşilay varsa, spor ve sağlıklı
yaşam vizyonumuzu da dünyaya
taşıyacağız. Yeşilay bir faaliyeti
hayata geçiriyorsa, şunu biliniz
ki bu faaliyet sınırları geniş ve
tüm insanlığı ilgilendiren bir
çalışmadır.
Yeşilay olarak bağımlılıkla
mücadelede pek çok ulusal
ve uluslararası toplantıya,
konferansa, çalışmaya imza
attık. İlerleyen zamanlarda spor
alanında da bu şekilde geniş
çaplı organizasyonlara imza
atmayı planlıyoruz.
“SPOR KULÜBÜMÜZ
HERKESE AÇIK”
Spor kulübüne kimler
katılabilecek? Bağımlılıktan
kurtulmuş kişileri de bu spor
kulübünün çatısı altında
buluşturacak mısınız?
Kulübümüze sağlıklı yaşamı
önemseyen ve yaş, sağlık
durumu vb. kriterlere uyan
herkes katılabilir. Bağımlılıktan
arınmış kişiler ilgili kriterlere de
uymak şartıyla spor kulübünün
faaliyetlerinde yer alabilirler.
Bağımlılıkların önlenmesinde,
bağımlıların tedavi ve
rehabilitasyon süreçlerinde
sporun önemi sizce nedir?
Bağımlılık yapıcı maddeler
kişileri zihinsel, bedensel olarak
fazlaca tahrip etmekte kişinin
yaşamının doğal akışını, ruhsal
yapısını ve sosyal ilişkilerini
tahmin edildiğinden daha
fazla bozulmasına sebebiyet
vermektedir. İnsan yaşamının
kalitesini düşüren, hastalık
türeten ve insan iradesini
zayıflatan bu bağımlılık
türlerinin önlenmesi kişilerin
ve toplumun geleceği açısından
hayati öneme sahiptir. İşte bu
noktada, öncelikle bağımlılıkların
önlenmesinde, sporun insan
yaşamındaki olumlu etkisinden
ve gücünden faydalanmamız
gerekiyor. Çünkü sporun insanı
her şeyden bağımsızlaştıran,
ruhuna iyi gelen, kişinin kendisini
var etmesini destekleyen,
özgüveni artıran, stresten uzak
tutan bir etkisi bulunmaktadır.
Genel anlamda zaten spor
yapan, sanatla ilgilenen veya
manevi dünyasını kuvvetlendiren
faaliyetlerde bulunan, gönüllülük
gibi toplumu geliştirmeye yönelik
çalışmalara katılan, kısacası
varlık sebebini bulan ve hayatı
anlamlandırmayı başaran, sevgi
ve şefkat ortamında yetişen
insanların bağımlılıklara
yönelmediklerini görüyoruz.
Aslında bağımlılara baktığımızda
hepsinin bir kanayan yarası
vardır. İşte bu yara spor ve
diğer pek çok aktivite ile daha
fazla büyümeden, kanamadan
kapanabilir; bağımlılıkların
tuzağına düşmeden bu olumsuz
yaşanmışlıkların spor ile etkisi
azaltılıp, kişinin hayatının
kontrolünü kendi eline alması
sağlanabilir. Ben açıkçası sporun
önleyici etkisini daha fazla
önemsiyorum.
Ancak, kişinin bağımlılık
yapıcı maddeyi denedikten
sonra veya bağımlı olduktan
sonraki tedavi süreçlerinde de
sporun çok büyük olumlu bir
etkisi olduğunu biliyoruz. Bu
yüzden bağımlılık tedavisinde
tek tedavinin spor olmaması ile
birlikte potansiyel ve destekleyici
bir tedavi yöntemi olduğu
söylenebilir. Özellikle tedavi
süreçlerinde kişide oluşabilen
stresin azaltılması, olumsuz
duygu durumların azaltılması,
uykunun düzene girmesi,
bağışıklık sisteminin güçlenmesi
ve ruhun iyileşmesinde spordan
faydalanabiliriz.
Çocukların ve gençlerin sağlıklı
bir yaşam sürdürmelerinde
ebeveyn ve eğitmenlere ne
önerirsiniz?
Öncelikle ailenin ve eğitmenlerin
çocuklara ve gençlere erken
yaşlarda sağlıklı yaşam fikrinin
aşılaması gerekiyor. Bu fikir
oluşturulmadan yapılan
tüm aktiviteler biraz havada
kalacaktır, hevesini almaktan
öteye geçmeyecektir, diyebilirim.
Ancak sporun veya herhangi
bir aktivitenin kendi yaşamı
ve sağlığı için ne ifade ettiğini
bilen bir çocuk veya gencin
hayatı boyunca spora daha
sıkı sarılacağı kanaatindeyim.
Sporun sadece müsabakalara
katılmak, kazanmak, şampiyon
olmak için değil öncelikle sağlık
için herkesin yapması gereken
bir faaliyet olduğunun toplum
olarak bilincine varmamız
gerekiyor. Ancak bu şekilde
sağlıklı bireyler yetiştirmemiz ve
sağlıklı bir toplum inşa etmemiz
mümkün olacaktır.
“Yeşilay’ın yaklaşık 100
yıldır hayata geçirdiği
pek çok projesinde
bağımlılık sorununu
kişisel veya sadece
kendi toplumumuza
özgü bir sorun olarak
değil aksine dünyayı
ilgilendiren bir sorun
olarak algıladığını ve
çalışmalarını da
gerçekleştirirken bunu
gözettiğini
söyleyebilirim.”
TEMMUZ 2019 23