Bir insan hem alkolü savunup hem
de bağımlılık karşıtı olabilir mi?
Alkol bağımlılık yapıcı maddelerden
ayrıştırılarak başka bir kategoride
değerlendirilebilir mi? Alkol diğer
bağımlılık yapıcı maddelere göre
kontrol edilebilen bir madde midir?
Alkol şıklaştırılmış şişesinde durduğu
gibi insanoğlunun bünyesinde de
şık durur mu? Alkol artık düşünce
özgürlüğünün de simgesi midir?
Yazımın hemen başında sorduğum tüm bu sorulara
herkes bilgisince ve meşrebince cevaplar verebilir
ve zati toplum bu konuda hararetli tartışmalarına
hız kesmeden devam etmektedir. Bir kere yazının
başlığındaki tezada, benim hayatımda yer vermem
mümkün değildir. Bazen espri olsun diye her konu
için bir Çin Atasözü bulanlar vardır ama benim bu-
rada söyleyeceğim atasözü gerçek bir Çin Atasö-
züdür: “Adam alkolü alır, alkol alkolü alır, alkol adamı
alır!” ve bu söz gerçekten çok gerçektir!
Türkiye’de; “adam gibi içmek”, “ağzınla içmek” gibi
alkol kullanımının kalıplaşmış raconları vardır. Ülke-
mizde bu raconlar oluşurken, alkole karşı dayanaklı
olabilmenin erkeklikten sayılması hesap edilirken
bilimsel gerçekler hiç hesaba katılmamıştır. Çünkü
alkole dayanaklı olmakla, ilk kadehte şamşırık olmak
kişinin elinde değildir. İnsan yaradılışı, yetişme tarzı,
ebeveynlerinden transfer ettiği ve daha örnekleri
çoğaltılabilecek birçok özellikleri sebebiyle hangi
bağımlılık yapıcı maddeyle, nasıl bir eşleşme yaşa-
yacağını, önceden bilemez. Birinin ilk kullandığında;
“ne saçma, insanlar bunu niye içiyor?” diyeceği bir
madde, bir başkası için; “keşke daha önce içseydim”
demesine sebep olabilir, aynı alkollü içeceklerde
olacağı gibi.
Hayatında ilk kez alkol deneyimi yaşayıp sonra hiç
içmeyenlerin olması gibi ilk içtikten sonra alkolü
yaşamının her yerine bir kültür olarak koyanlar vardır.
Bu iki farklı alkol diyaloguna sahip insanlar pekâlâ iyi
arkadaş olabilirler. Benim hayatımda da yaşamının
birçok alanına alkolü bir kültür olarak yerleştirmiş
arkadaşlarım ve dostlarım var. Benim bağımlılık
alanında tümmaddelerle mücadele etmeye çalışan
biri olmam bu arkadaşlıklarımı ortadan kaldırmıyor.
Herkes bulunduğu daireden illa benim çizdiğim daire-
nin içerisine gir demedikten sonra da bu arkadaşlıklar
devam eder gider. Benim hayatımda gittiği gibi.
Ben tüm arkadaşlarımın dostlarımın sigaradan
uzak durup, alkol kullanmamalarını can-ı gönülden
isterim, bunun için temenni ötesine geçip onlar için
dua da ederim. Çünkü “alkolün azı az zarar, çoğu
çok zarardır!” faydası -hele hele kullanma sıklığı
arttıkça- yoktur! Kullanma sıklığının artması de-
mek, alkol almadan arkadaşlarla-dostlarla sahici
sohbetler edememek demektir. Alkol aldığınız
yerden evinize gitmek için muhtemel o gece olma-
sa devamındaki gecelerden birinde alkollü araba
kullanmak demektir. Hiç kimse bana alkol alan
taksiyle gider, bu işi de böylece çözeriz demesin,
bir polis olarak size hemen rakamları verebilirim!
Alkollü sürücüler cesaretli ve sarhoş olmayan
sürücüler demektir. Bakınız: Türkiye’deki alkollü
sürücülerin sebep olduğu trafik kazaları.
Alın size 2011 yılı İstanbul rakamları: Alkol kontrolü
yapmak amacıyla durdurulan ve alkolmetre üfleti-
len sürücü sayısı tam 345.926 kişi. Üfleme sonucu
kanuni limitin üzerine geçerek yani “kontrollü alkol
kullanıyorum!” iddiasıyla alkollü araç kullanan sürü-
Alkol bağımlılık yapıcı bir maddedir. Alkol
diğer bağımlılık yapıcı maddelerin davetiyesidir.
yesilay.org.tr
39
YEŞiLAY
•
ARALIK 2014
