Halk Sağlığı Politikaları Ekseninde Bağımlılık - page 34

Savaş travması sonuçlarının nasıl önlenebileceği
ya da en azından nasıl azaltılabileceğini izah etmek
kolay değildir.
Bu makalede asıl amaç; savaşın çetrefilli sonuçlarını,
savaş çocuklarının duygu ve davranışları üzerinden
ifade etmektir. Ayrıca, verilen istatistiki bilgiler,
uygun bir çerçeve çizmek amacıyla, anlatılar ve
nesiller aracılığıyla aktarılan travma etkilerini ortaya
koymak için verilmiştir. Bu süreçte oluşan kimlik
(özellikle “savaş çocuklarının” çocukları dikkate
alındığında) hassastır ve psikologlar, sosyologlar ve
ruh sağlığı çalışanları tarafından üzerinde durulması
gereken önemli bir konudur.
Savaş Travması ve Savaş Sonrası Davranış
Papageorgiou ve ark. (2000), yaptıkları araştır-
mada, Bosna savaşını (1992 – 1995) tecrübe etmiş
8-13 yaşları arasındaki 95 çocuk örnekleminde,
psikopatolojinin yapısını tanımlamıştır. Çocuklar,
Kuzey Yunanistan’daki psiko-sosyal destek progra-
mı boyunca, standardize edilen ölçüm bataryasıyla
değerlendirilmiştir. Değerlendirmeye alınan çocuklar
ya mülteci ailelerden (%44) ya da ciddi aile kaybına
uğramış kişilerden (vakaların %28 inde ebeveynden
biri öldürülmüş, %27 sinde babası yaralanmış veya
kaybolmuş) geliyor. Çocuklar, yaşadıkları travmatik
deneyimlerin önemli kısmını hatırladılar. Öz bildirim
ölçekleri üzerinde önceden belirlenmiş kesme pu-
anlarına göre 45 çocuk (%47) kendini bildirim ölçeği
olan Çocuk Depresyon Ölçeği klinik aralığı dahilinde,
28 çocuk (%23) revize edilmiş Çocuk Açık Kaygı
Ölçeği ile ve 65 çocuk (%28) travma sonrası stres
bozukluğu reaksiyonlarını (PTSD) ölçen Olay Etkisi
Ölçeği (OEÖ) ile değerlendirilmiştir. Olay etkisi ölçe-
ğinde, travmatik savaş tecrübeleri sayısı ile müdaha-
le ve kaçınma puanları arasında kayda değer bir ilişki
vardı ki bunlar savaşın kişilik özellikleri ve çocuk-
ların davranışı üzerinde bıraktığı büyük etki ile ilgili
araştırmalarda önemli ölçüde aydınlatıcıdır. Ayrıca
travma sonrası büyüme, bilişsel ve duygusal yaşam-
da önemli bir değişiklik olarak, travma yaşandıktan
epey sonra sonuçlarını davranış üzerinde bırakır, bu
durum çağdaş psikologlar ve ruh sağlığı çalışanları
için önemli bir sorun teşkil etmektedir.
Savaşı yaşamış Güneydoğu Avrupa’da gençlik inti-
harlarıyla ilgili veriler yetersizdir. Dolayısıyla Bosna
Hersek’e ait eski raporlarla ilgili bir bilgi mevcut
değildir(Fajkic ve diğ., 2010). Durkheim’in intihar
teorisi savaş zamanında azalan intihar oranlarını
ve sonrasında artan oranları öngörür. Savaş öncesi
(1986-90) ve savaş sonrası (2002-06) periyotlara
ait veriler, yaygınlık, cinsiyet ve yaş farklılıkları ve
intihar metotları bakımından analiz edildiğinde, Faj-
kic ve ark. (2010), gençlik intiharı oranlarının savaş
sonrası dönemde, savaş öncesi döneme göre üçte
bir oranında daha düşük olduğunu gösteren araştır-
malarda bulunmuşlardır. Bu etki, savaş sonrası inti-
har oranları hemen hemen yarıya inen kızlar için ve
intihar oranları yaklaşık dörtte bir oranında azalan
15-19 yaşlarındaki erkekler için oldukça aşikârdır.
İntiharlar daha çok 14 yaşındaki ya da daha küçük
erkek çocukları arasında artış göstermiştir. Savaş
öncesinde en sık görülen intihar metodu asılmak
iken, savaş sonrasında ateşli silahla intiharlar he-
men hemen iki katına çıkmış ve en yaygın intihar
metodu haline gelmiştir. Bu çalışmadaki bulgular,
Bosna Hersek’te ateşli silahlara ulaşabilirliğin genç-
lik intiharlarındaki rolü ve evde güvenli bir şekilde
saklama talimatları hakkında halk eğitimine yönelik
ihtiyaç olduğuna işaret etmektedir (Fajkic ve ark,
2010). Buna ek olarak, intihar risk faktörleri ve
intiharların önlenmesi ile ilgili toplumsal farkındalığın
arttırılmasının gerekliliği görülmektedir.
Savaşın Bir Sonucu Olarak Bağımlılık
Alkollü içeceklere kolay ulaşabilirlik, yaygın suiisti-
mal ve alkol bağımlılığı, beraberinde sağlık açısından
bedensel, psikolojik ve sosyal sonuçlar getirirken,
bu durum bugün dünyada yaygın ve ciddi bir prob-
lemdir. Bosna Hersek’te, alkollü içecek kullanımına
bağlı problemlerden muzdarip olan insan sayısının
giderek artması savaşın sonuçları arasındadır. Son
yıllarda, genç ve çocuk nüfusunda alkol tüketiminin
çok yaygın hale geldiği aşikârdır. Rahatsız edici ger-
çek şudur ki, bugün Bosna Hersek’te alkol kullanı-
mına ve bağımlılığına bağlı problemler ve alkole bağlı
hastalıkların tedavisi ve önlenmesi için modern
yaklaşımlar eksik kalmaktadır.
Bosna Hersek’te, alkollü içecek kullanımına
bağlı problemlerdenmuzdarip olan insan sayısının
giderek artması savaşın sonuçları arasındadır.
DOSYA
yesilay.org.tr
32
YEŞiLAY
EYLÜL 2014
1...,24,25,26,27,28,29,30,31,32,33 35,36,37,38,39,40,41,42,43,44,...84
Powered by FlippingBook