Background Image
Previous Page  13 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 13 / 84 Next Page
Page Background

baba çocuğunu karşısına alıp, onun

yüzüne ve gözüne bakıp onu ne

kadar dinliyor? Çocuğun kendisini

ifade etmesine ne kadar izin veriyor?

Çocuğun o günkü yaşadıklarından

ne kadar haberdar oluyor? Anne-

babalar kendilerini ilgilendirmeyen

gündemlerle o kadar fazla

meşguller ki kendileriyle alakalı

en önemli haberleri kaçırıyorlar.

Yani, Van’daki trafik kazasından,

Samsun’daki cinayetten veya

Adana’daki hırsızlıktan haberdarlar

ama çocuğunun dünyasında ne

tür fırtınalar, ne tür trafik kazaları,

ne tür hırsızlıklar oluyor bundan

bihaberler…Aslında hepimizin

“görünmeye” ihtiyacı var ama en çok

da çocuk ve gençlerin kendilerini

ifade etmeye, var olmalarıyla alakalı

geri bildirim almaya ihtiyaçları var.

Bunları da maalesef gerçek hayatta

karşılama imkanları her geçen gün

azalıyor. Sosyal medya çocuklar

için böyle bir zemin oluşturuyor.

Üçüncü olarak ise, çocukların en

önemli ihtiyaçlarından bir tanesi

akranlarıyla sosyalleşme. Maalesef

şehir hayatında bu zemini de

kaybetmiş durumdayız. Anne-

babalar bu anlamda maalesef

çocukların gerçek ihtiyaçlarını

fark etmekten ve sahici çözümler

üretmekten çok çok uzak

durumdalar. Baktığımızda,

çocukların sanal dünyada var

olma ve bulunma ihtiyaçları

büyük oranda gerçek dünyada

var olma ile alakalı ihtiyaçlarını

karşılayamamaktan kaynaklanıyor.

Tabii öte taraftan sanal dünyanın

ciddi bir kültür oluşturmuşluğu

ve cazibesi de var. O kültürün

oluşmasından dolayı bir akran

baskısı da söz konusu.

Sosyal medya siteleri 13 yaşın

altındaki çocukları üye yapmıyor.

13 yaşın altındaki bir çocuğun

hakikaten de sosyal medya

platformuna üye olması makul

değil. Bana göre, 13 yaşından

sonra da üye olması da çok çok

makul değil. Çünkü sosyal medya

içerikleri maalesef kontrol edilebilen,

çocukları koruyan, kollayan, onlara

gelişimlerine uygunmateryaller

sunan içerikler değil. Bununla alakalı

elimizdeki araştırmalar gözümüzü

çok korkutuyor. Mesela İngiltere’de

geçen senelerde yapılan bir araştırma

gösteriyor ki, 8-12 yaş internet

kullanan çocukların yüzde 80’inden

fazlası istemeden, araştırmadan,

merak etmeden yaşlarına ve

gelişimlerine uygun olmayan cinsel

materyale maruz kalıyor.

“ANNE-BABALARINDOĞRU

KULLANIMÖRNEKLİĞİ TEŞKİL

ETME ZARURETLERİ VAR”

Çocukları sosyal medyanın

olumsuz etkilerinden korumak

için atılacak adımlar neler olabilir?

Çocukların sosyal medyayla

ilişkisi olabilir mi? Elbette olabilir.

Ama bu noktada iki tane mesele

var. Bir tanesi, bireysel olarak

yapılabilecekler, ikincisi ise

toplumsal olarak yapılabilecekler.

Bireysel olarak yapılabilecekler

konusunda anne-babaların

muhakkak doğru kullanım örnekliği

teşkil etme zaruretleri var. Yani,

anne-baba sosyal medyayı anlamlı,

ölçülü, sağlıklı ve mantıklı bir

şekilde kullanmalı. Bu konuda

büyük bir sıkıntımız var. Yani

çocuklarıyla alakalı dertlenen anne-

babalar ve öğretmenler bence önce

kendileriyle alakalı dertlenmeliler.

Çünkü kendileri de sosyal medyayı

doğru, düzgün ve mantıklı bir

şekilde kullanmıyorlar. Anne-

babalar sosyal medyayı çocukları

için bedava bebek bakıcısı olarak

görüyor. Bu yüzden sorumluluk

büyük oranda anne-babalarda

bitiyor. Birincisi, sosyal medyayı

kullanım anlamında çocuğa doğru

bir örnek olmaları çok kritik öneme

sahip, ikincisi ise sosyal medyayla

alakalı rehberlik yapmaları. Çocuk

ne kullanacak, ne kadar kullanacak,

nasıl kullanacak bunların belirgin

olması gerekiyor. Örnekliğin

yanında rehberlik de çok önemli.

Sosyal medyaya çocukları adeta

“fırlatmak” çok büyük sorunlara

neden oluyor.

%RRI FEFEPEV WSW]EP QIH]E]Ø pSGYOPEVØ MpMR

FIHEZE FIFIO FEOØGØWØ SPEVEO K}V‚]SV &Y

]‚^HIR WSVYQPYPYO F‚]‚O SVERHE ERRI

FEFEPEVHE FMXM]SV

i#BLU‘Ĉ‘N‘[EB

ÎPDVLMBS‘O TBOBM

EàOZBEB WBS PMNB WF

CVMVONB JIUJZBÎMBS‘

CàZàL PSBOEB HFSÎFL

EàOZBEB WBS PMNB JMF

BMBLBM‘ JIUJZBÎMBS‘O‘

LBSƑMBZBNBNBLUBO

LBZOBLMBO‘ZPS w

ŞUBAT 2020 13