i"OOF CBCBMBS 7BO EBLJ
USBåL LB[BTOEBO
4BNTVO EBLJ DJOBZFUUFO
WFZB "EBOB EBLJ IST[MLUBO
IBCFSEBSMBS BNB ÎPDVĈVOVO
EàOZBTOEB OF UàS GSUOBMBS
OF UàS USBåL LB[BMBS OF UàS
IST[MLMBS PMVZPS CVOEBO
CJIBCFSMFSyw
olumsuz veya kafasının karıştıran
bir şey olduğunda bunu anne-
babasıyla konuşur. Anne-babayla
konuşan çocuktan korkmamak
lazım. Anne-babayla konuşamayan,
dertleşemeyen, anlatamayan
çocuktan korkmak lazım. Anne-
babalar birincisi mümkün olduğu
kadar kendi doğru sosyal medya
kullanımını çocuğa net bir şekilde
göstermeli. İkincisi de çocukla
iletişim kanallarını mutlak suretle
açık tutacak ki çocuğu ailesinin
benimsediği değerler çerçevesinde
yönlendirebilsin.
“SİBERZORBALIĞIN
YIKICILIĞI KORKUNÇ”
Sosyal medyada “beğeni” alma
durumunun çocuklar üzerindeki
etkisi nedir? Beğenilme algısı bir
performans kaygısını tetikler mi,
normal ilişkilerine de yansır veya
özgüven sorununa yol açabilir mi?
Bu saydıklarınızın hepsi olur. Bu
durum çocuğun sistemini bozar.
Nitekim bununla ilgili yapılan
araştırmalar sosyal medyanın
ölçüsüz kullanılmasının ciddi
anlamda mutsuzluk sebebi olduğunu
gösteriyor. En çok da Instagram’ın.
Daha sonra ise Facebook ve Twitter
geliyor. “Beğenilme” durumu
çocuğun neye göre, kim tarafından
ve ne için gibi beğenilme ayarlarını
bozuyor. Sosyal medyayla alakalı bize
gelen haberler, vakalar hakikaten
çok üzücü boyutlarda. Özellikle
kız çocuklarımızın sosyal medya
üzerinden çok mağdur olduklarını
görüyoruz. Beğenilmeyi çok
yanlış yerlere götürebiliyorlar ve
bunun yıkıcı etkileri olabiliyor.
Zorbalık insanlık tarihinde hep
vardı. Ama klasik zorbalık üç
tane özelliğe sahiptir. Birincisi,
zamanla mukayyettir. Yani zorbalığı
belli bir zaman diliminde yani
okuldaysa okul saatlerinde ve
teneffüste yapabilir. İkincisi mekanla
mukayyettir. Okulda veya mahallede
yapar ancak evine giremez.
Üçüncüsü ise kaçmak mümkündür.
Evi taşırsınız, okulu değiştirirsiniz,
gerekirse şehir değiştirirsiniz.
Ve dördüncüsü, seyircisi azdır.
Ama siber zorbalıkta bu dördü de
yok. Zaman yok, her an olabilir.
Mekan yok, odanıza kadar girebilir.
Dünyanın neresine giderseniz gidin
kaçamazsınız. Dördüncüsü ise
seyircisi milyonlardır. İşte bu yüzden
siber zorbalığın yıkıcılığı korkunçtur.
Özellikle kız çocukları bu beğenilme
yüzünden gençliklerinden,
çok düşünemedikleri ve
tartamadıklarından ileride çok
ayaklarına dolanacak, çok pişman
olacakları paylaşımlar yapıyor ve
sonrasında çok ciddi zorbalığa
maruz kalabiliyorlar.
Çocukların gerçek sosyal
ortamlardan kopup sanal dünyaya
kapılmaları sıkça gördüğümüz bir
durum. Bu durumun sakıncaları
neler?
Sosyal medyayı, interneti özellikle
erken yaşlarda bilinçsizce kullanmak
bedenimizi ciddi anlamda bozuyor.
Fiziksel gelişime inanılmaz zarar
veriyor. Artık gençlerde bununla
alakalı hastalıklar oluşmaya başladı;
bugün gençlerde romatizma ve
nasıl geçilebilir, ebeveynlere neler
söylemek istersiniz?
Anne-babalara şunu söylemek isterim.
İlk olarak çocuklarının gelişim
boyutlarına yatırım yapsınlar. Bu ne
demek? Bir insanın fiziksel gelişimi
vardır. Bu fiziksel gelişimin içerisinde
en önemli boyutlar çocuğun hareket
etmesi, spor yapması, yemek yemesi ve
uyumasıdır. Dolayısıyla bir anne-baba
çocuğunun uykusunu düzenlerse,
erken yaşlardan itibaren spor
yapmasına zemin hazırlarsa, sağlıklı
bir şekilde beslenmesini teşvik edecek
bir sistem kurarsa, psikolojik gelişimi
anlamında yeteneklerini keşfetmesiyle
alakalı elinden geleni anne-baba
olarak yaparsa, sosyal anlamda etrafını
insandan yana zenginleştirirse, bağlar
kurmasını, ilişkiler geliştirmesini
sağlarsa zaten çocuğun başka şeylere
vakti kalmayacaktır. Psikologlar olarak
baktığımızda, bir insan bir-iki saatten
fazla sosyal medyayı kullanıyorsa
gelişimsel anlamda bir yerden kısıyor
demektir. Anne-babalar sağlıklı
gelişimi için çocuğun ihtiyaç duyduğu
ayakları tamamladığında zaten sosyal
medyaya da gerek kalmayacak.
“ANNE-BABAÇOCUKLA
İLETİŞİMKANALLARINI AÇIK
TUTMALI”
Anne-babalar nasıl tutumlar
geliştirerek sosyal medya kullanımı
konusunda olumlu rol model
olabilirler? Anne-babaların bilinçli
medya tüketicisi olmasının önemi
nedir ve bunu çocuklarına nasıl
aktarabilirler?
Çocuklarla alakalı iki tane temel
meselemiz var. Birincisi, çocuklara ne
söylerseniz söyleyin söylediklerinizden
çok yaptıklarınız onlar için anlamlıdır.
O yüzden anne-babalar hiçbir şey
söylemeseler ve çocuklara iyi rol
model olsalar sorunu büyük oranda
çözmüş olurlar. İkinci bir mesele
var ki o da çocuklara söylemekten
ziyade çocukları dinlemek.
Çocuklarla sağlıklı direkt iletişim
kurabildiğimizde çocuk “Anne ve
babama en çok güvendiğim, her
şeyimi paylaşabileceğim insan olarak
bakabilirim.” güvencesi aldığında,
ŞUBAT 2020 15