Mart_2013 - page 25

Sizi hem iş adamı hemüniversite kurucu-
su hemde Sağlık Bakanı ve TurizmBakanı
olarak görev yaptığınız alanlarla tanımak-
tayız. Şüphesiz bu kadar görevin içinde si-
zin en çok çaba sarf ettiğiniz ve zorluk ya-
şadığınız görev Sağlık Bakanı olduğunuz
dönemlerdi. Kapalı mekânlarda sigara içme
yasağı sizin çabalarınızla kanunlaştırıldı. O
dönemlere dönmek istersek, ülkemizde o
yılarda tütün kullanımoranları nasıldı? Za-
rarları ne boyuttaydı?
Türkiye’nin, Türk halkının sigaraya
karşı hep bir zaafı olmuştur. Asırlar
önce Fransızların kullandığı; ‘’Türk gibi
sigara içmek’’ deyimi bu hazin tabloyu
daha açık bir biçimde gözler önüne se-
rer. Genç bir nüfus, hızla ilerleyen top-
lumumuzda sigara insanlarımızın ki-
şiliklerini ortaya koymanın bir yön-
temi olarak kullanılmakta. Sanatçılar
belki daha karizmatik olduklarını dü-
şünürler sigaralı pozlarıyla. Çocukları
uğruna her türlü fedakârlığı yapmak-
tan kaçınmayan anne-babaların ise bu
zararlı maddeyi kullanarak çocukları-
na karşı teşvik edici bir model oluştur-
duklarını nasıl fark etmediklerini hala
anlayabilmiş değilimdir.
Sigaraya karşı yapılan kampanya,
Dünya Sağlık Teşkilatı’nın da dikkatini
çekti, bize destek oldular, yol gösterdi-
ler, bilgi verdiler. O sırada Türkiye’de si-
gara içiminin halkımız arasında ne ka-
dar yaygın olduğuna dair pek bilgimiz
yoktu. SİAR adında siyasi ve PİAR adın-
da piyasa araştırma şirketlerinin sahi-
bi Bülent Tanla bu hususta bize yardım-
cı oldu. Adaşımla 1985-87 arası Anava-
tan Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılı-
ğı görevini yürütürken tanışmış ve sos-
yolog Nilüfer Göle Hanım’ın ciddi araş-
tırmalara dayanan katkılarıyla seçim so-
nuçlarını en iyi öngören anketleri yap-
mıştık. Tanla belki de ülkemizdeki siga-
ra alışkanlığı, sigara içimi hakkında ilk
kapsamlı araştırmayı yapan kişi oldu.
Ortaya çıkan tablo korkunçtu. Biz, Sağ-
lık Bakanı olarak ülkeyi daha sağlıklı bir
hale getirmeye çalışırken, sigara gençle-
rimizi, hatta çocuklarımızı, kısacası tüm
geleceğimizi hızlı bir şekilde sağlıksız
bir yaşama doğru itiyordu.
Sigarayı özendiren sigara şirketlerinin
reklamlarıydı.
1988’de sigara içme yaşının ilkokul çağ-
larına kadar düştüğünü öğrenmek, biz-
leri derin bir endişeye sevk ederken,
aynı zamanda bu illetin kökünü ka-
zımak, yok etmek amacıyla başlattığı-
mız politikada ne derece haklı olduğu-
muzu gördük. 12-13 yaşındaki çocukla-
rın sigara içme özentilerini körükleyen
bir numaralı faktör; sigarayı özendirici
hale getiren sigara şirketlerinin reklâm,
tanıtma ve okul önlerinde bedava siga-
ra dağıtmaya kadar giden pazarlama
taktikleriydi. 15 yaşını aşmış her gen-
ci bir sigara tiryakisi yapmak bu şirket-
lerin temel aynı zamanda da en ölüm-
cül hedefleriydi. Daha sonraki yıllarda
ve halen de süren uygulamalarıyla si-
gara şirketlerinin marka alışkanlığını
yaratmak ve sürdürmek için, tütünleri-
ne özel kimyevi maddeler ve koku veri-
ci aromalar kattıklarını öğrendik.
Amerika dünyada uyuşturucu-
ya karşı çok büyük mücadele verir-
ken, kendi şirketlerinin, dost ve mütte-
fik bir ülkede, uyuşturucuya alıştırma
metotlarıyla iş yapan şirketlerini önem-
semiyordu. Ama sonunda önemseme-
leri gerektiğini de anlattık kendileri-
ne! İstatistikler yalnız Türkiye’de yılda
120.000 Türk vatandaşının erken öldü-
ğünü gösteriyor. Bunun yanında genç-
lerimizin sağlığı ve geleceği tehdit altı-
na alınıyor. Sigara şirketleri, belirli bir
yaşa ve olgunluğa erişmiş yetişkinlerin
sigaraya başlama ihtimalinin çok dü-
şük olduğunu hesap ederek, çalışmala-
rını gençler üzerinde yoğunlaştırıyor-
S Ö Y L E Ş İ
S ÜME Y Y A O L C A Y
F O T O Ğ R A F
B E T Ü L K O Y U N C U
1...,15,16,17,18,19,20,21,22,23,24 26,27,28,29,30,31,32,33,34,35,...66
Powered by FlippingBook