Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  56 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 56 / 84 Next Page
Page Background

yesilay.org.tr

56

YEŞiLAY

MART 2015

KÜLTÜR

RÖPORTAJ

İsviçre’ye göndermiş. Dönüp "Benim

olayımmüzik" diyorum. Bu gerçek

anlamda bir şok! Ama kendime çok

inandım, kalbimin sesini dinledim.

Yüce Rabbim de önümü açtı. Derken

her şey gönlüme göre oldu. Bunun

temel nedeni gönlümdeki sevginin

gerçek olmasıdır. Ben gerçekten

müziği sevdim, gerçekten müziksiz bir

hayat düşünmediğim için çok nettim.

KAFAMDAKİ HEDEF ÇOK NETTİ

Sadece yetenek değil. Çok çalışmanız da yolunuzu

açmış olmalı…

Onu söylemiyorum bile. Haftasonu akşamları, arkadaş-

larım oraya buraya gider, gezerlerdi. Ben gece gündüz

stüdyodaydım. Okulun bir müzik odası vardı, orada piya-

no çalar, şarkı sözü yazardım. Kafamdaki hedef hep çok

netti. Bunlar bana çalışma gibi gelmediği için çok çalı-

şırdım, demiyorum. Aşk duyduğum bir şey olduğu için

sıkıntısını hissetmiyordum. Arkadaşlarım bana “Çıldırdın

mı, ne yapıyorsun orada, hadi gel” filan derlerdi.

Uzun süredir müzik dünyasındasınız; filmlerde, prog-

ramlarda görüyoruz sizi. Halk sizi samimi ve sağduyulu

buluyor. Zaten ülkemizde samimi olmayan sanatçı da

kalıcı olmuyor zihinlerde. Bu anlamda "Ben buyum" di-

yebildiğiniz bir kişilik tanımlaması yapabiliyor musunuz?

Benim için samimiyet en başta gelir. İkincisi, pozitif

enerjidir. Hayatı nasıl yorumladığın çok önemli. Karşılaş-

tığın bir olaya bakıp bunu negatif bir çerçeve içine sokup

seyretmek isteyebilirsin. Bu çok kolay bir şey. Ya da kar-

şındaki negatif görünümünde olan bir şeyi pozitife çe-

virebilmekten keyif de alabilirsin. Bu daha güzel bir şey.

Benim için hayattan aldığın ve yaydığın enerjinin pozitif

olmasına dikkat etmen çok önemli. Anın içinde olmalısın.

Ben seninle gerçekten konuşabiliyorsam, o an gerçek

ve kıymetlidir. İnsanoğlu bunu atlamakta çok meziyetli.

Kafa sürekli bir endişe içinde olabiliyor. Biraz önceyi dü-

şünüyorsun, biraz sonrayı... "Olacak mı?, Niye öyle dedi?,

Niye böyle yaptı?, Ama bu ne olacak, şu ne olacak?" diye,

sürekli endişe taşıyor insanlar. Yani buradan beslenmeyi

tercih edebilen bir yapıya sahibiz insanoğlu olarak. Ama

bunlardan sıyrılıp farkında olmak gerekiyor. Dolayısıy-

la etraftaki birisi bana bir problemle geldiği zaman ilk

sorum şu oluyor: "Bahsettiğin problemin bir yerde bir

çözümü var mı?" Varsa, "O zaman hemen tavrını

değiştir" diyorum. Bir yerlerde çözüm var-

sa, varsaydığın şey problem değildir.

O problemin çözümü için yapılması

gerekenler vardır.

Hâlâ unutulmayan şarkılarınız

var dillerde. Peki, müzik piya-

sasının geçirdiği evreler göz

önünde bulundurulduğunda

90’larla şimdiyi kıyaslayabilir

misiniz?

90’lar başka bir enerji dalgasının

insanları etkilediği bir dönem gibiy-

di sanki. Büyülü bir yanı vardı. Çıkan

şarkılara dikkat edin, zamana tâbi olma-

yan şarkılardı onlar. Yani onlar üç ay sonra

dinle, unut, altı ay sonra dinle, unut türünden şarkılar

değildi. Sezen Aksu’nun

Hadi Bakalım

şarkısı gibi. Ya da

Onun Arabası Var

. Bu şarkıların zamanı yok! Neden?

Çünkü gerçekten hissedilerek, kalpten yapılmış şarkılar

bunlar. Herhangi bir kaygı enerjisi barındırmadığı için çok

özeller. Bugün öyle şarkılar pek çıkmıyor.

Yarışmacılar arasından en iyi sesi seçtiğiniz bir progra-

mın jüri üyeliğini yaptınız. Bu tür programlardan nasıl bir

sonuç elde ediliyor?

İşin gerçeği o tür programlar maalesef ve maalesef şov

amaçlı. O tür programlar ilk önce yapımcısına hizmet

eder. İkincisi, jüri üyelerine hizmet eder. Üçüncü olarak,

prodüksiyonda olanlara hizmet eder. Dördüncü olarak,

seyirciye hizmet eder. Son noktada ise belki mucize

olursa yarışmacıların kendilerine hizmet eder. Maale-

sef işin gerçeği budur. Evet, yurtdışında X Faktor isimli

yarışmadan hakikaten dünya starları çıktı. Neden çıktı?

Çünkü yarışma bittikten sonra yapım şirketi ve o yapım

şirketinin başındaki Simon Cowell adlı şahıs gerçekten o

yeteneği alıp, onunla birebir uğraştı. Ona doğru prodük-

siyon yapıp, etrafına doğru kurguyu yerleştirdi. Gerçek-

ten bir dünya starı olabileceğine inanarak yarışmacıya

destek verdi. Biz biraz daha günlük, anlık yaşayan bir

millet olduğumuz için “Hoppa yaptık, bir sonrasında ne

var, hadi” filan havasındayız. Kimse alınmasın, bozulma-

sın ama işin gerçeği bu.

Uyuşturucu

insanı ölmekten beter

yapabiliyor. Şu dünyada

cehennemi yaşıyorsun!

Saygı ve sevginin olduğu bir

aile sarsılmaz bir ailedir. Gerek

eşim gerek çocuklarımla bunu

sağlamaya çalışıyorum. Onlar

bana emanet, onlar benim

her şeyim.