Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  54 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 54 / 84 Next Page
Page Background

yesilay.org.tr

54

YEŞiLAY

MART 2015

KÜLTÜR

RÖPORTAJ

SANDAL

MUSTAFA

“Toplum önündeysen ve arkanda seni takip eden bir kitle varsa

bunun getirdiği sorumlulukları da yaşam tarzın ve davranışlarınla

göstermen gerekiyor. Bunun aksi yok!”

Çocukluğumuzdan beri hayranı olduğumuz bir sanatçı

var karşımızda. Hâlâ mahallede nasıl şarkılarınızı söy-

leyip yarışmalar yaptığımızı hatırlıyorum. Mütevazı,

sorumluluk sahibi bir sanatçısınız. Sizin de muhakkak

bugünlere gelene kadar geçirdiğiniz bir çocukluk ve

gençlik serüveniniz var. Nasıl yetiştirdiniz kendinizi?

Hamdolsun çok güzel bir çocukluk dönemi yaşadım. Ar-

navutköy’de, mahalle aralarında, sokaklarda oynayarak

büyüdüm. Yüzmeyi Boğaz'da öğrendim. Dolayısıyla so-

kak kültürünü aldım. O zamanın İstanbul’u bir başkaydı.

Bugün baktığında çocukların çoğu AVM’lerde büyüyor.

Ardından İsviçre’ye gittim. İsviçre’de bir anda 80 farklı ül-

keden 1000 tane çocukla aynı ortamda buldum kendimi.

Orada kendimi bir dünya insanı olarak geliştirme ortamı

buldum. Yatılı okulda odada her sene mecburen iki farklı

ülkenin insanıyla kalmak zorundaydık. Yani ben bir sene

bir İranlı ve Fransızla kalırken, diğer sene bir Japon ve

İtalyanla kalıyordum. Senenin sonunda hafif İtalyan ya da

hafif İranlı oluyordum. Hatırlarsanız bir reklam kampan-

yasında bir Hintli, bir İtalyan gibi farklı lisanlardan konuş-

muştum. O yeteneğin kaynağı işte o günler. Müzisyen

olduğum için kulakta yer ediyor duyduğum sesler. "Nasıl

olur da bir Hintli aksanıyla konuşur?" falan demişlerdi

benim için. Daha sonra Amerika’da üniversite okudum.

Amerika’yı görmek, orada üç sene yaşamak zaten bam-

başka bir pencere açtı bana. Bütün bunların birikimi var.

Biraz da hayatı gözlemleyerek özümseyebiliyorsan o

zaman altyapıyı doğru kuruyorsun.

Küçük yaşta anneden, aileden ayrı kalıyor ve kendi

ayaklarınız üzerinde durmaya çalışıyorsunuz. Bir de

bunun sorumluluğu var üzerinizde…

Bizde mecburen durum böyleydi. Çünkü yatılı okulda o

kadar öğrencinin arasında ayakta kalmak zorundasın.

Oradaki hiyerarşi içinde kendine bir yer bulmak duru-

mundasın. Kendini ezdirmemen, bir denge bulman gere-

kiyor. Mustafa Sandal bütün bunların özeti.

Mezun olduğunuz alanda değil de müzikte ilerleme fikri

riskli değil miydi? Dedenizden kalma bir tutkunun oldu-

ğu da aşikâr…

Riskli olmaz olur mu? Ailem benden bir firmanın yöneti-

cisi olmamı beklerken, ben Amerika’da üniversiteyi terk

edip geliyorum ve diyorum ki; "Ben bunu istemiyorum,

hayatımın yolunu müzikle birlikte yürüteceğim." Üç lisan

konuşabiliyorum. Ailem ne fedakârlıklar yaparak beni

"İstersen dağlar dağlar, yerinden oynar oynar…" Evet oynar! İnsan inanır ve isterse yapamayacağı

şey yok. Tıpkı Mustafa Sandal gibi. Yurtdışında eğitim al, ama sonra "Müziksiz bir hayat benim için

mümkün değil" deyip gece gündüz bunun için çalış, gayret göster… Ve işte karşımızda samimi bir

star! Mustafa Sandal’la Yeşilay Haftası’ndaki konseri öncesi bir araya geldik; müziğe olan ilgisini ve

aile yaşantısını konuştuk. Sanatçımızın şu cümlesi samimiyetini tasdikler nitelikteydi: “Ben seninle

samimi konuşabiliyorsam o an gerçek ve kıymetlidir!”

S ÜME Y YA OLCAY

E RG U N CAN D EM İ R

RÖP ORTA J

FOTOĞ R AF L AR