Sigara, 31 Mayıs Dunya Sigarasiz Gunu - page 54

52
Bir süredir tiyatro yazılarımda sistema-
tik olarak bir ay Şehir Tiyatroları’ndan di-
ğer ay Devlet Tiyatroları’ndan olmak üze-
re sırayla oyun tanıtımları yapmaktay-
dım. Ve bu sistematiğe göre bu ay Dev-
let Tiyatroları’ndan bir oyun tanıtmam ge-
rekiyordu ki Şehir Tiyatroları’na bu ay (10
Nisan) merhaba diyen Hıdrellez oyunu,
bu sistemi bozmaya beni mecbur bıraktı.
Malumunuz tiyatro sezonunun ka-
panmasına az bir süre kaldı ve bu tanıtı-
mın bir sonraki aya kalması, -içerisinde
ufak çaplı aksaklıklar olsa da- bu sezon
izlediğim en iyi Şehir Tiyatroları oyunu
olan Hıdrellez için ölü bir tanıtım olması
anlamına geliyordu.
Oysa henüz yeni gösterime girdiği için
hakkında olumlu ya da olumsuz bir yo-
rum bulamadığım oyunun hikâyesinin;
senaristin öğrencilik yıllarında yazdığı
bir hikâye olduğunu öğrenmemle beklen-
tim bir anda taban yapmış bir şekilde salo-
na girdim. Karşımda Barış Dinçel tarafın-
dan harika bir şekilde tasarlanmış ve se-
yircisine “burası bir çingene mahallesi”
diye bağıran bir sahne vardı. Oyun da bu
mahalleye özgü müzikli bir akşam sefa-
sında buçuk (!) millet olan Romanlar’ın ve
Hıdrellez’in tarihi serüveninin anlatılma-
sıyla güzel bir başlangıç yaptı.
Oyunun hikâyesinden, konusuna faz-
laca değinmeden bahsetmeye çalışırsam:
“Yaşantısı şehirde geçmiş bir felsefe öğ-
retmeni, talihin cilvesiyle sığınmak için
bir çingene mahallesinde yaşayan teyze-
sinde bulur kendini ve teyzesinde kaldığı
süre boyunca hiç bilmediği bir ortamda
hiç bilmediği bir kültüre mensup insan-
larla çeşitli olaylar yaşar.” Hikâye basitçe
böyle ve aslında çok mesaj veren bir ko-
nuya da sahip değil; ama böyle bir kaygı-
ya sahip olsaydı yansıttığı doğal güzelli-
ği bozulurdu sanıyorum. Çünkü olayın
geçtiği mahalle ve mahalle insanının ya-
şantısı başlı başına bir mesaj niteliğinde
zaten. Hâsılı, içinde olay barındırmasay-
dı da mahallenin bir günlük rutin haya-
tını oyun diye önümüze koysalardı, yine
de izletirdi kendini. Bir de yönetmen
Ali Yaylı’nın dilinden aktarırsak oyunu:
“Ben bu oyunda bizim (aralarında doğup
büyüdüğüm) Romanlarımızı anlatmaya
çalıştım. Eksik, aksak tamamlanamamış
kahır ve acı bir hayat ve bu hayata dire-
nebilmek için eğlenen, eğlendiren, hayat-
la, düzenle ve kendileriyle dalga geçmeyi
başaran Romanlarımızı.”
Performans, kostüm ve müziklere ge-
lince... Başrol oyuncularının ve mahalle-
nin delikanlıları kadrosunun ayakta al-
kışlanacak oyunculuklarının yanında,
mahallenin kadınlarının oyunculukla-
rı yer yer fazla yapmacık bir hal hissettiri-
yor. Gerçi bunda kullandıkları eşyaların
da etkisi büyük. Vakitlerinin çoğunu te-
mizlik yaparken muhabbet etmekle geçi-
Muhammet celep
Tiyatro
Tiyatroda
Hıdrellez zamanı
1...,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53 55,56,57,58,59,60,61,62,63,64,...74
Powered by FlippingBook