SUÇLAYICI DEĞİL
DESTEKLEYİCİ OLUNMASI
GEREKİYOR
Annelerin depresyondaki babaya
karşı suçlayıcı tavır içinde olmadan
destekleyici olması, babanın
depresyonu yenmesinde etkili
oluyor. Anneler kimi zaman
babanın bebeği tutuşunu ya da altını
değiştirmesini eleştirerek eşlerindeki
yetersizlik duygusunu ve kaygıyı
arttırabiliyor. Oysa annenin babayı
yargılamadan yönlendirmesi ve
teşvik etmesi, babanın anneye destek
verme çabalarını kuvvetlendirmeye
de yardımcı oluyor. Babanın
mutsuz olması, bebeğini ya da
eşini sevmediği anlamına gelmiyor.
Bu nedenle annenin bu konuda
yargılayıcı bir tutumdan kaçınması
gerekiyor.
Bebek çiftin hayatınınmerkezini
oluştursa da, karı-koca rolleri
unutulmadan, eşlerin bebekten ayrı
birlikte zaman geçirmeleri gerekiyor.
Bir saat dahi olsa eşlerin yalnız
kalabilmesi, gündelik konularda
sohbet edip sorunlarını anlatıp
birbirlerini dinlemeleri, birbirlerine
fiziksel şefkat göstermeleri,
mutlulukları için büyük önem
taşıyor. Babalığın getirdiği rol
değişimi ve yükler karşısında erkeğin
zorlanmasının normal olarak
kabul edilmesi ve babanın her şeyi
göğüslemek zorunda olan üstün bir
varlık gibi görülmemesi gerekiyor.
BEBEĞİNRUHSALGELİŞİMİNİ
ETKİLİYOR
Babada görülen depresyon,
bebekle ilişkisini de olumsuz
etkilediğinden, tedavi edilmesi
gerekiyor. Depresyondaki babalar
bebekle ilişki kurmaya karşı
isteksiz, ilişki kurarken gergin
ya da tedirgin olabiliyor. Baba,
anneye olumsuz duygularını
yansıtıp annenin duygudurumunu
olumsuz etkileyerek hem evlilikte
çatışmalara hemde dolaylı olarak
bebeğin olumsuz etkilenmesine yol
açabiliyor. Psikiyatri Uzmanı
Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver,
son olarak, sağlıklı bir bebek ve aile
için, babanın depresyonunun tespiti
ve gerekliyse tedavisinin göz ardı
edilmemesi gerektiğini vurguluyor.
aktif olarak katılmasıyla birlikte,
babalar da tıpkı anneler gibi
çeşitli duygusal, hormonal ve
fiziksel değişimler geçirebiliyor.
Birçok bilimsel yayın, babaların
da doğum sonrası depresyonu
geçirdiğine dair sonuçlar ortaya
koyuyor.
BEBEK BÜYÜDÜKÇE
DEPRESYON İHTİMALİ
ARTIYOR
Babalarda görülen doğum sonrası
depresyonu için standart bir tanı
kriteri olmamakla birlikte, doğum
sonrasındaki ilk dört haftada
görülen depresyon tablosuna
“doğum sonrası depresyonu”
deniliyor. Doğumdan sonraki ilk
bir yıl içerisinde babada görülen
depresyon tabloları doğum sonrası
depresyonu olarak kabul ediliyor.
Yapılan araştırmalar, doğumun
ardından 3. ve 6. aylarda babalarda
görülen depresyon oranlarının
arttığını gösteriyor. Başka bir
deyişle, bebek büyüdükçe babada
depresyon gelişme ihtimali de
artıyor.
BİRİNCİL RİSK FAKTÖRÜ;
ANNENİN DEPRESYONU
Tıpkı annelerde olduğu gibi
babalarda da doğum sonrası
depresyonunu tek bir nedenle
açıklamak mümkün değil.
Babanın depresyona girmesindeki
en önemli risk faktörünü
annenin depresyonu oluşturuyor.
Baba olmanın getirdiği baskı
ve bununla ilişkili sorumluluk
hissinin artışı, finansal nedenler,
hayat tarzındaki değişiklikler,
ilişkideki değişiklikler, uykunun
düzensizleşmesi, evdeki destek
ihtiyacının artması gibi faktörler
babanın depresyonunu tetikliyor.
Hamilelik öncesi veya hamilelik
sırasında eşler arasındaki
ilişkide sorunlar varsa, bu
durum da babanın depresyona
girmesini kolaylaştırabiliyor.
Genç babaların ileri yaştaki
babalara göre daha yüksek oranda
depresyona yakalanma ihtimali
bulunuyor.
BABANIN MUTSUZ OLMASI,
BEBEĞİNİ
YA DA EŞİNİ SEVMEDİĞİ ANLAMINA
GELMİYOR.
BU NEDENLE ANNENİN
BU KONUDA YARGILAYICI BİR TUTUMDAN
KAÇINMASI GEREKİYOR.
ARALIK 2017 49