Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  49 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 49 / 84 Next Page
Page Background

SUÇLAYICI DEĞİL

DESTEKLEYİCİ OLUNMASI

GEREKİYOR

Annelerin depresyondaki babaya

karşı suçlayıcı tavır içinde olmadan

destekleyici olması, babanın

depresyonu yenmesinde etkili

oluyor. Anneler kimi zaman

babanın bebeği tutuşunu ya da altını

değiştirmesini eleştirerek eşlerindeki

yetersizlik duygusunu ve kaygıyı

arttırabiliyor. Oysa annenin babayı

yargılamadan yönlendirmesi ve

teşvik etmesi, babanın anneye destek

verme çabalarını kuvvetlendirmeye

de yardımcı oluyor. Babanın

mutsuz olması, bebeğini ya da

eşini sevmediği anlamına gelmiyor.

Bu nedenle annenin bu konuda

yargılayıcı bir tutumdan kaçınması

gerekiyor.

Bebek çiftin hayatınınmerkezini

oluştursa da, karı-koca rolleri

unutulmadan, eşlerin bebekten ayrı

birlikte zaman geçirmeleri gerekiyor.

Bir saat dahi olsa eşlerin yalnız

kalabilmesi, gündelik konularda

sohbet edip sorunlarını anlatıp

birbirlerini dinlemeleri, birbirlerine

fiziksel şefkat göstermeleri,

mutlulukları için büyük önem

taşıyor. Babalığın getirdiği rol

değişimi ve yükler karşısında erkeğin

zorlanmasının normal olarak

kabul edilmesi ve babanın her şeyi

göğüslemek zorunda olan üstün bir

varlık gibi görülmemesi gerekiyor.

BEBEĞİNRUHSALGELİŞİMİNİ

ETKİLİYOR

Babada görülen depresyon,

bebekle ilişkisini de olumsuz

etkilediğinden, tedavi edilmesi

gerekiyor. Depresyondaki babalar

bebekle ilişki kurmaya karşı

isteksiz, ilişki kurarken gergin

ya da tedirgin olabiliyor. Baba,

anneye olumsuz duygularını

yansıtıp annenin duygudurumunu

olumsuz etkileyerek hem evlilikte

çatışmalara hemde dolaylı olarak

bebeğin olumsuz etkilenmesine yol

açabiliyor. Psikiyatri Uzmanı

Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver,

son olarak, sağlıklı bir bebek ve aile

için, babanın depresyonunun tespiti

ve gerekliyse tedavisinin göz ardı

edilmemesi gerektiğini vurguluyor.

aktif olarak katılmasıyla birlikte,

babalar da tıpkı anneler gibi

çeşitli duygusal, hormonal ve

fiziksel değişimler geçirebiliyor.

Birçok bilimsel yayın, babaların

da doğum sonrası depresyonu

geçirdiğine dair sonuçlar ortaya

koyuyor.

BEBEK BÜYÜDÜKÇE

DEPRESYON İHTİMALİ

ARTIYOR

Babalarda görülen doğum sonrası

depresyonu için standart bir tanı

kriteri olmamakla birlikte, doğum

sonrasındaki ilk dört haftada

görülen depresyon tablosuna

“doğum sonrası depresyonu”

deniliyor. Doğumdan sonraki ilk

bir yıl içerisinde babada görülen

depresyon tabloları doğum sonrası

depresyonu olarak kabul ediliyor.

Yapılan araştırmalar, doğumun

ardından 3. ve 6. aylarda babalarda

görülen depresyon oranlarının

arttığını gösteriyor. Başka bir

deyişle, bebek büyüdükçe babada

depresyon gelişme ihtimali de

artıyor.

BİRİNCİL RİSK FAKTÖRÜ;

ANNENİN DEPRESYONU

Tıpkı annelerde olduğu gibi

babalarda da doğum sonrası

depresyonunu tek bir nedenle

açıklamak mümkün değil.

Babanın depresyona girmesindeki

en önemli risk faktörünü

annenin depresyonu oluşturuyor.

Baba olmanın getirdiği baskı

ve bununla ilişkili sorumluluk

hissinin artışı, finansal nedenler,

hayat tarzındaki değişiklikler,

ilişkideki değişiklikler, uykunun

düzensizleşmesi, evdeki destek

ihtiyacının artması gibi faktörler

babanın depresyonunu tetikliyor.

Hamilelik öncesi veya hamilelik

sırasında eşler arasındaki

ilişkide sorunlar varsa, bu

durum da babanın depresyona

girmesini kolaylaştırabiliyor.

Genç babaların ileri yaştaki

babalara göre daha yüksek oranda

depresyona yakalanma ihtimali

bulunuyor.

BABANIN MUTSUZ OLMASI,

BEBEĞİNİ

YA DA EŞİNİ SEVMEDİĞİ ANLAMINA

GELMİYOR.

BU NEDENLE ANNENİN

BU KONUDA YARGILAYICI BİR TUTUMDAN

KAÇINMASI GEREKİYOR.

ARALIK 2017 49