Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  52 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 52 / 84 Next Page
Page Background

yaşam

sorunu şekillendirmiş oluyoruz.

“Elinizde sürekli çekiç taşırsanız

etrafındaki her şeyi çivi olarak

görmeye başlarsınız” derler. Önce

verileri toplamak ve ardından

problemi tanımlamak, son

aşamada da alternatif üretmek

gerekiyor. Problem çözme

aşamasında alternatifleri elemek

ve birini seçmek bizi karar verme

aşamasına taşıyor. Son olarak

da “bunu satmak, ikna etmek,

takip etmek” geliyor. Bunlar

problem çözmenin altı aşamasını

oluşturuyor.

BİRPROBLEMİ ÇÖZERKEN

ONANASIL YAKLAŞMALIYIZ?

Albert Einstein, “Hiçbir problem,

onun farkına vardığınız andaki

kafa yapısıyla çözülemez. Mutlaka

farklı bakış açısı yakalanmalıdır”

diyor. Olayı bizden bağımsız

çözmek, probleme bakan

kendimize uzaktan bakabilmek

önemli bir beceri. Bu, problemi

gerçekten çözmeyi sağlayacak

bir adım. İçindeyken olayı

farklı görmemize imkan yok.

“O problemi çözmeye çalışan

kendinize” uzaktan bakmayı

denemelisiniz. Böyle baktığınızda

alternatifler geliştirebiliyorsunuz.

Böyle bakarken de zihnin sol

tarafını kullanabilmeliyiz. Yani bazı

şeyleri sıralamalı, hangi alternatifin

hangi durumda iyi, avantajlı, hangi

durumda kötü olduğunu tespit

etmeliyiz. Böylece en “yararlı”

karara ulaşabiliriz.

Problemi görselleştirmek için

‘zihin haritası’ neden kullanılmalı?

1970’lerin ortasında zihin

haritası kullanımı yaygınlaşmaya

başladı. Son beş yıldır ÖRAV

(Öğretmen Akademisi Vakfı)

yaptığı eğitimlerde “Bunu

çocuklara öğretin ve dersleri

böyle izah edin” diyor. Zihin

haritası düşündüğümüz gibi not

almamızdır aslında. Beynimizle

elimizi senkronize etmemizi

sağlıyor. Sağ ve sol beynimiz aynı

anda çalıştığı zaman olaylara

holistik bakabiliyor. İlkokul birinci

sınıftan itibaren bize öğretilen

şey sol yukarıdan başlamak

ve sağ aşağı doğru inmek yani

lineer bakmaktı. Halbuki zihin

haritası daha geniş bir resim

veriyor, parça bütün ve bütün

parça arasında kaybolmadan

gidip gelmeyi sağlıyor. Karar

verirken alternatifleri, bunların

hangisinin iyi olacağını çok daha

iyi gösteriyor.

ZİHİNHARİTASI NASIL

YAPILIR?

Konuyumerkeze koyup bütün

unsurları çevresine yayarak

yapılıyor. Beyindeki her bir hücre

kendini beyninmerkezi sayıyor;

bunumodelliyoruz. Temel kuralı

şudur, saat 12 yönünde çıkılır ve

saat yönünde dönülür. Mesela

merkeze “karar verme” yazdık ve

ondan bir ok çıkarttık, çevreye

yayılan kollarda konuyu izah

ediyoruz. Kollarımız ne olabilir?

Teknikler, basamaklar, tuzaklar,

araçlar, çevresel faktörler olabilir

ya da bunlarla ilgili başarılı ve

başarısız örnekler olabilir. Bunları

çizip açıklamaya başlıyoruz, bu

kollardan da oklar çıkıyor. Kollarda

sadece kelime, çizim ve renk

kullanıyoruz. Renk monotonluğu

azaltıyor, manayı güçlendiriyor.

Ana konumerkezdeyken ilk

kolu çıkardınız ve bunu da ikiye

ayırdınız, hatta bunları da ikiye

ayırdıysanız çok geniş bir resme

bakıyorsunuz demektir. Einstein,

“Herhangi bir olguya üç kere ‘nasıl

oluyor’ diye sorun” diyor. Biz bunu

kağıda taşımış ve görselleştirmiş

oluyoruz.

ELEŞTİRELDÜŞÜNMENEDİR

VENE İŞİMİZE YARAR?

Eleştirel düşünmede bütün

varsayımları sorgularız. En uygun

hareket tarzını, aksiyon planını

yaratırız. Riskleri, umulmayan

fırsatları görürüz. Eleştirel

düşüncede bilginin nereden

geldiğini, bilgi kaynağının

doğruluğunu, bilgiyi nereden teyit

edeceğimizi araştırırız. “Bu dahilse

bu niye değil?” gibi sorgulamalar

yaparız. Bu bir nevi “soğanın

cücüğüne” inme işlemidir. Mesela

herhangi bir olguya beş kere

“Niçin?” diye sormak önemli bir

tekniktir.

Varsayımları listelemeli ve her bir

varsayımın köküne inmelisiniz.

Onların köküne indiğinizde

birtakım trendler göreceksiniz.

Böylece sivrisineklerle değil,

bataklıkla mücadele edecek,

daha etkin ve güçlü çözümlere

kavuşacaksınız.

“Problemi anlamak

ve asıl konunun

kaynağına inmek

önemli. Birçok

durumda asıl neyi

çözmeye çalıştığımızı

anlamıyoruz. Asıl

konu ne? Neyi

gözden kaçırıyoruz?

Ne istiyoruz?

Önce problemi ortaya

koyup sonra veri

toplamaya

başladığınızda sorunu

şekillendirmiş

oluyoruz.”

Yeşilay

52