ETKİSİZVE BAŞARISIZ
KARARLARANE SEBEP
OLUR?
Kendini, çevreyi, süreci anlamadan
aksiyona geçmek. Toplum olarak
böyleyiz. Madenlerdeki kazalar,
işçi ölümleri hep aynı dinamikleri
taşıyor, yani riskleri göz önüne
almadan karar almaktan
kaynaklanıyor. “Neyi, niçin
istiyorum?” ya da “Karşı taraf
ne istiyor?” konusunda çok net
olmak gerekiyor. Olayları, olguları
“doğru-yanlış” diye algılamak
yerine “yararlı-yararsız” olarak
algılamaya başladığımızda her şey
kolaylaşıyor.
İNSANDOĞASI KARAR
ALMAMIZI NASIL
ETKİLİYOR?
Bütün organizmaların en temel
iki güdüsü şu; hayatta kalmak
ve üremek. Her ne yapıyorsak
varlığımızı sürdürmek istiyoruz.
Fırsat gördüğümüzde de
üstüne atlama eğilimimiz var.
Peki, bu durumdayken riskleri
görüyor muyuz? Hayır, fırsata
odaklanıyoruz. Güdülerimizin
farkına varmamız gerekiyor.
KARARVERME İLE PROBLEM
ÇÖZMEAYNI SÜREÇMİDİR?
Problem çözme yaratıcılıkla,
karar verme ise seçenekleri
daraltmayla ilgili. İnsanlar karar
verirken analitik düşünmek
zorundalar. Dört farklı düşünme
seviyesi var. Bunlardan ilki
“tepkisel düşünme” ve insanların
büyük çoğunluğu bu seviyede
kararlar alıyor. Oysa karar alma
süreçlerinde bundan sonraki
seviyeler işe yarıyor. Bunlar;
stratejik, sistemik ve sezgisel
düşünme. “Bizimmahallede bir
Mehmet Amca var, onun bütün
kararları doğru çıkıyor” derler
mesela. Gözden kaçırdığımız şu;
"Karar, zihinsel
olduğu kadar
aksiyonel bir süreç.
En iyi analizleri yapıp
aksiyona
dönüştürmemek de
karar vermemekle
eşdeğer."
Mehmet Amca tepkisel karar
vermiyor, sezgisel karar veriyor.
Tepkiselle sezgisel arasındaki farkı
anlamak çoğu zaman zordur.
Anadolu’da dükkanının önünde
oturan bir esnaf vardır, kimden
ne zaman para isteyeceğini, ne
zaman kime mal satabileceğini
çok iyi bilir. Bunu da sezgisel
olarak yapar. Biz hayatta kalma
ve üreme güdüsüyle kararlar
aldıkça, tepkisele kayıyoruz.
Analiz yapmak, elimizde ne var,
araçlarımız ne, amacımız ne gibi
doneleri masaya yatırmak karar
aşamasında tepkisel boyuttan
çıkmamızı sağlıyor.
KARARVERMEDENASIL
İLERLEMELİYİZ?
Problemi anlamak ve asıl konunun
kaynağına inmek önemli. Birçok
durumda asıl neyi çözmeye
çalıştığımızı anlamıyoruz. Asıl
konu ne? Neyi gözden kaçırıyoruz?
Ne istiyoruz?
Önce problemi ortaya koyup sonra
veri toplamaya başladığınızda
»
Evlilik, boşanma, taşınma, iş değiştirme gibi önemli kararlar
öncesinde ne istediğinize net karar verin. Uzaktan kendinize
bakarak “Ben bu kararımın sonunda ne istiyorum?” diye sorun.
Bunu belirledikten sonra alternatifleri oluşturmak daha kolay
hale geliyor. Yani sonunda ne istediğinizi aklınızda tutmalısınız.
»
Konuyu iyi anladığınızdan, doğru veri topladığınızdan eminolun.
»
Çoğunlukla Aplanı üzerinden gidiliyor, riskler düşünülmüyor.
Alternatif oluşturduğunuzda, nelerin ters gidebileceğini
hesapladığınızda bunlara da hazırlıklı olursunuz.
»
Acele etmeyin. Süre ve hedef baskısı olduğunda insanlar genelde
“ana konuyu” kaçırıyor. Ödüller, içgüdüler, hırslar problemi
anlamamızı engelleyebiliyor. Doğru karar vermek istiyorsak
zaman baskısına ve hırsa yenik düşmemeliyiz.
»
Ne istediğinizi bilebilmeniz için kendinizi iyi tanımanız gerek.
»
Yaşamsizin başına ne geldiği değil, başınıza gelenler karşısında
sizin ne karar verdiğinizdir. Yani yaşadığınız sonuçlar aslında
sizin seçiminiz.
»
Kararlardan pişman olmak, o anda bildiğiniz bir bilgiyi
kullanmamaktan kaynaklanır. Bilmediğiniz bir bilgiden dolayı
yanlış karar aldıysanız pişmanlık duymaz; sadece öğrenirsiniz.
KARAR ALIRKENNELERE DİKKAT ETMELİ?
15Mart 1966’da İstanbul’da doğdu. Yıldız Teknik
Üniversitesi’nde makine mühendisliği eğitimini
tamamlandıktan sonra profesyonel iş yaşamına
atıldı. Uluslararası şirketlerde farklı kademelerde
çalıştı. Girişimcilik deneyimleri de olan İslamoğlu,
kariyerini yetişkin öğrenmesi üzerine sürdürüyor.
Yurt içi ve yurt dışında 100 binden fazla profesyonele eğitim verdi. Yetişkin
eğitimi kariyeri boyunca edindiği birikimleri Altın Kitaplar’dan çıkan
“Hayatın Direksiyonuna Geç” kitabında okurlarıyla paylaştı.
KEMAL İSLAMOĞLUKİMDİR?
KARAR VERMEK
DİĞER BÜTÜN SEÇENEKLERİ ELEMEK VE
TEK BİR TANESİ ÜZERİNE YOĞUNLAŞMAK DEMEK.
ARALIK 2017 51