

kültür
Yeşilay
72
]ØPØRHE 1ILQIX 7EHØO )JIRHM¸RMR %ÁXET
QEĴE^EWØRHE ]IVMRM EPER )GI S ^EQERHER
FY ^EQERE ·LEXØVPEXQEO ZI LEXØVPEQEO¸ ^IVI
LE]EXØQØ^E IĽPMO IHM]SV /YPPERØGØPEVØ MpMR )GI FMV
ENERHE SPQERØR pSO }XIWMRI KIpXM
tarihini araştırdığımızda
rastlayacağımız birkaç isimden
biri olan Hacı Kasım Efendi,
Babıali’nin ilk Müslüman
kitapçısı. Bir İranlı. 1860 yılında
kitapçılığa-yayıncılığa başladığı
tahmin ediliyor. Kendisi için
Maarif Kitaphanesi, Türk
Neşriyat Yurdu, Saatli Maarif
Takvimi, Yeni Şark Maarif
Kütüphanesi, Ece Ajandaları gibi
yayıncılık tarihimizin bugününe
kadar etkisini sürdürmüş
muhtelif firmaların kurucu
babası diyebiliriz. Onun açtığı
yolda yürüyen aile üyeleri,
ilerleyen yıllarda hayatımıza
başka güzellikler katmaya
devam edeceklerdi…
BİR YENİ YIL KLASİĞİ: ECE
AJANDASI
Ve gelelim yeni yılda temiz
bir sayfa açmanın gerçekten
karşılık bulduğu ajandalara…
Kimimizin şiirlerini bir arada
toplamak amacıyla yararlandığı,
kimimizin derdini, sevincini
yazarak günlük niyetine
kullandığı, kimimizinse işini,
özelini düzene koyduğu, çok
amaçlı kullanıma oldukça
müsait cep sekreterleridir
ajandalar. Gelişen teknolojiye,
akla hayale sığmayan birçok
dijital araca rağmen bazılarımız
için hâlâ listenin en başındalar.
Sizi bilmem ama yeni yıl ve
ajanda denince benim aklama
ilk olarak, 100 yılı aşkın bir
geleneğin mirası Ece Ajandası
geliyor. 1910 yılında, Mehmet
Sadık Efendi’nin Afitap
mağazasında yerini alan
Ece, o zamandan bu zamana
“hatırlatmak ve hatırlamak”
üzere hayatımıza eşlik ediyor.
Kullanıcıları için Ece, bir ajanda
olmanın çok ötesine geçti.
Mehmet Sadık Efendi, yukarıda
sözünü ettiğimiz Hacı Kasım
Efendi ile aynı aileden; yani bir
bakıma bayrağı devralanlardan...
İlk başlarda “Muhtıra” olarak
çıkan ve sonraki yıllarda
Ece adını alan ajanda, bir
asrı aşkın tarihinde savaşlara,
ihtilallere, krizlere tanıklık etmiş:
Atatürk, İsmet İnönü gibi önemli
siyasi isimlerden askerlere,
iş adamlarından memurlara,
sanatçılardan sade vatandaşlara,
öğrencilere kadar herkesin hayatına
girmiş, masalarda, çekmecelerde,
tezgâhta, çantada yerini almış.
Günümüzde 3. kuşak tarafından
hazırlanan, yoğun bir mesai içinde
ağız yaldızları, lastikleri, cepleri el
emeği olarak üretilen Ece, insanın
kendi hayatına katabileceği,
kuşaktan kuşağa aktarabileceği en
güzel geleneklerden biri. Başından
sonuna kadar kullanılmış dolu
dolu bir Ece Ajandası’nın sayfaları,
kişisel tarihimize ayna tutmakla
kalmaz, Türkiye’nin tarihine de bir
not düşmüş olur. Zira Cahit Uçuk
da “Ece’lerin sayfaları karıştırılırsa
Türkiye’nin tarihi yeniden
yazılabilir.” der.
Ece’nin neden bu kadar çok
sevildiği sorusuna cevap olarak
da ajandanın internet sitesinde
yer alan şu cümleleri verelim:
“ECE bir marka olmanın
ötesinde bir deyiş, bir vurgu, bir
hikayedir; bir koku, bir his, bir
farklı dokunuştur. ECE bir ailedir.
Her şeyden önemlisi acılarıyla
ve sevinçleriyle, doğrularıyla ve
yanlışlarıyla tüm gerçekliğiyle
besinci nesline kadar uzanan bir
İstanbul ailesidir.”
Evet, Ece Ajandası’nın sayfaları
arasında hem kişisel hem de
toplumsal hayatımız gizli. O
da tıpkı Saatli Maarif Takvimi
gibi zamanın bir bekçisi ve
unuttuklarımızı bize hatırlatan
bir derin hafıza. 2020 yılında
ajandanızın her bir sayfasına
mutlu bir not düşmeniz ve
takvimden koparacağınız her
sayfada tebessüm etmeniz
dileğiyle. Şimdiden hepinize iyi
seneler!