

ARALIK 2019 77
bu tasvirin aklınıza getireceği
yazar Haruki Murakami’nin bir
öyküsünden uyarlanmış.
JOHN WICK 3
İlk filmini 2014’te
izlediğimiz John Wick serisi,
üçüncü bölümüyle devam
ediyor. Yavaştan bu karakterle
özdeşleşmeye başlayan Keanu
Reeves’in yine nefes nefese
bıraktığı, aksiyonun sınırlarının
zorlandığı seride John Wick, bu
kez her şeyi elinden alınmış ve
tüm dünya peşine takılmışken
bile kendine has mizah anlayışı,
silah kullanmadaki kabiliyeti ve
tüm sertliğinin ardında yatan
iyi kalbiyle serinin devamının
geleceğinin işaretini veriyor.
KIZ KARDEŞLER
Kız Kardeşler, 38. İstanbul
Film Festivali’nden Altın Lale
dahil 5 ödülle ayrıldı. Emin
Alper’in yönetmenliğini yaptığı
film, bir Anadolu köyünde
babalarıyla birlikte yaşayan üç
kız kardeşin, bu köyden bir an
önce kurtulmak ve kasabadaki
bir haneye besleme olarak
gitmek için birbirleriyle rekabet
haline girişini anlatıyor. Masal
anlatıcılığından ve Anadolu
geleneklerinden beslenen film,
oyuncu performanslarıyla ve
müzikleriyle büyülüyor.
duygusal ve çok kişisel bir bakış
açısıyla anlatıyor.
BİR ZAMANLAR
HOLLYWOOD’DA
1969 yılının Los Angeles’ında
geçen Bir Zamanlar
Hollywood’da (Once Upon a
Time in Hollywood), artık ışığını
kaybetmiş bir televizyon yıldızı
ve kendisinin dublörünün,
Hollywood Altın Çağı’nın
son yıllarında günden güne
çetrefilleşen film endüstrisinde
yeniden şöhret ve başarı elde
etmek için verdikleri çabayı
anlatıyor. Filmin konusu
kadar kadrosu da efsane:
Yönetmenliğini Quentin
Tarantino’nun yaptığı Bir
Zamanlar Hollywood’da Brad
Pitt, Leonardo Di Caprio, Margot
Robbie ve Al Pacino var.
THE IRISHMAN
ABD’nin en gizemli
vakalarından biri olan ünlü
sendika lideri Jimmy Hoffa’nın
kaybolması başta olmak üzere
20. yüzyılın ikinci yarısında
ABD'de kol gezen organize suç
tarihini; II. Dünya Savaşı'nda
görev almış eski bir asker, harp
sonrası ise "sonlandırılması"
gerek görülen bilimum işlerin
aranan kiralık katili Frank
Sheeran’ın hayatının belli
dönemleri üzerinden ele alan The
Irishman, Martin Scorsese
hayranlarını epey memnun
edecek gibi duruyor. Filmin
kadrosu da konusu kadar merak
uyandırıcı: Al Pacino, Robert De
Niro, Harvey Keitel, Joe Pesci.
ŞÜPHE
Prömiyerini yaptığı Cannes Film
Festivali’nde en olumlu eleştirileri
alan film olmasına rağmen
ödül kazanamamıştı Şüphe
(Burning). Ardından Güney
Kore’nin Oscar adayı seçildi.
Etkileyici görselliği ve masalsı
anlatımıyla, bir aşk üçgeninden
hareketle gerçeğin ne olduğunu
sorguluyor film ve zaten tam da
şiddet ortamında var olma
mücadelesini ailesine karşı açtığı
dava etrafında ve gerçekçi bir
anlatıyla ele alıyor. Çocukların
içine doğduğu toplumsal yapıyı
tartışmaya açan Kefernahum
Lübnan’ın Oscar adayıydı.
ACI VE ZAFER
Usta yönetmen Pedro
Almodovar’ın “en kişisel
filmim” yorumunu yaptığı,
otobiyografik izler taşıyan
senaryosu ve başrolünde yer alan
Antonio Banderas’ın Cannes
Film Festivali’nde En İyi Erkek
Oyuncu Ödülü’nü kazandığı
müthiş performansıyla Acı ve
Zafer (Dolor y Gloria) geçtiğimiz
yılın en iyi filmlerinden biriydi.
92. Oscar ödüllerinde “En İyi
Uluslararası Film” kategorisinde
İspanya’nın adayı olan film
şaşaalı günleri geride kalmış çok
ünlü bir yönetmenin 1960’lardan
günümüze yaşam öyküsünü çok
#JS ;BNBOMBS )PMMZXPPE EB
+PIO 8JDL
"D WF ;BGFSø