

Yeşilay’ın şu anki
durumunu ben biraz
insanın temel ihtiyaçları
karşılandığındaki
gelişimine benzetiyorum.
Hani insan çevresi
tarafından sevildiğinde,
desteklendiğinde, ona
güvenildiğinde ve kendini
güvende hissettiğinde
daha çok verimli olur ya
işte Yeşilay da böyle bir
dönemi yaşıyor.
Özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi
çok önemsiyoruz. Çünkü çocuklarımız
ve gençlerimiz hem geleceğimiz hem de
ebeveynler olarak en kıymetli varlıklarımız.
Onları korumak, bilinçlendirmek ve
bilgilendirmek hepimizin görevi. Yeşilay olarak biz de çocuklara
ve gençlere yönelik faaliyetler yürütüyoruz.
ona güvenildiğinde ve kendini
güvende hissettiğinde daha
çok verimli olur ya işte Yeşilay
da böyle bir dönemi yaşıyor.
Yaklaşık 100 yıl boyunca çok
farklı iklimlerde kimi zaman
görmezden gelinmiş, kimi zaman
hor görülmüş ya da olduğundan
farklı davranılmış ama o yine de
kendi varlığını devam ettirebilmiş
bir kurum. Nasıl ki gençlerin bir
bilgeye ihtiyacı varsa Yeşilay’ın da
o bilge tarafını işte bu geçmişi ve
kökleri oluşturuyor. Bu 100 yıllık
köklü tarih, ne şartlarda olunursa
olunsun devam edinilebileceğinin
de en güzel göstergesidir. 100’üncü
yılımıza yaklaşırken açıkçası
meyvelerini daha fazla veren ama
köklü geçmişini de hep hatırlayan
bir Yeşilay’ı görmek ve göstermek
istiyorum.
Toplumun Yeşilay’dan beklentisi
olduğu kadar, Yeşilay’ın da
toplumdan beklentileri var…
Bunlardan söz edebilir misiniz?
Toplumun, bağımlılık gibi her geçen
gün büyüyen bir sorunu kabul
etmesini, bu sorunu görmezlikten
gelmemesini ve sorunun çözümü
için çalışmasını bekliyoruz. Çünkü
bir bağımlı bu yola her zaman
kendi isteği ile girmediği gibi
sonuçları da yalnızca kendisini
etkilemiyor. Bu nasıl oluyor?
Düşünün ki hayatın içinde hep
beraber bir yere yürüyoruz, birinin
ayağı tökezliyor ve yere düşüyor.
İki seçeneğiniz var; ya görmezden
gelip yolunuza devam edeceksiniz
ya da onu yerden kaldırıp, bir süre
yola alışana kadar ona eşlik edip,
onu yeniden yolculuğu ile baş başa
bırakacaksınız. Şayet bağımlıyı
görmezden gelirseniz bunun uzun
vadeli bedeli ona ayağı takılıp
düşecek başka birçok insan ve
birçok kayıp demektir. Bağımlıyı
gördüğümüzde, onun hayatına
dokunduğumuzda ise hem onu
hem de ardından gelecek kayıpları
önlemiş ve herkese hepimize
yardım etmiş oluruz.
Patolojik kısmından
baktığınızda ise genellikle
Topluma ve duyarlı bireylere
düşen görevler nelerdir?
Bağımlılıklarla mücadele, toplum
olarak hepimizin bir yerinden
tutması gereken zorlu bir konu.
Bu yüzden öncelikle kişilere
bağımlılıklardan uzak durmalarını,
düşmanıyla hiç tanışmamalarını,
şayet bağımlılık yapıcı herhangi
bir şey ile temas kurduysa bir
uzmandan yardım almalarını
önerebilirim. YEDAM’larımıza
başvurabilirler. Yeşilay olarak, ister
toplum adına isterse kendileri adına
bu mücadeleye katkı sağlamak
isteyen herkese kapımız açıktır.
bağımlılar; travmaları olan ve
yardıma ihtiyacı olan insanlar.
Ya da gençlik ve ergenlik hatası
olarak bağımlılıkla tanışanlardır.
Hiç kimse sonunun kötüye
gideceğini bile bile bu tarz bir
seçim yapmaz. Toplum olarak
yardıma ihtiyacı olan bağımlının
yeniden hayata kazandırılması
noktasında ona eşlik etmemiz
ve güçlendirmemiz gerekiyor.
Yeşilay olarak biz bunu toplum
adına da yapıyoruz, onun
kolundan tutup bir süre onlara
eşlik ediyoruz ve yeniden hayata
hazırlıyoruz.
yaşam
Yeşilay
48