

Benmerkezli olarak yaşamaya
alışan insan eskilerin sitemle
söylediği veciz sözde olduğu gibi,
Vefa’yı bir semt adı olarak bile
bilmiyor bugün ne yazık ki. Belki
farkına varmıyoruz, ama bize
verilen emekleri, yapılan iyilikleri
hatırlamaya üşenir olduk, toplum
olarak. Bu duyguların yerini maddi
değerlere bağlılık duygusu aldı.
Daha çok para kazanmak, daha
güçlü olmak isteyen insan ne
kadar çok kişinin omzuna basıp
yukarılara tırmanırsa kendisini o
kadar başarılı görüyor sanki. Oysa
temel noktayı atlamadan insan
ilişkilerini gözden geçirebilsek bu
yanılgılara düşmeden insan olmayı
başarabileceğiz. Bu temel noktayı
paylaşım kelimesi ile özetliyorum
ben. Sevgiyi ve içimizdeki güzel
duyguları kendimize saklamayıp
paylaştıkça içimizde vefa duygusu
doğal olarak gelişecektir.
Albümünüzün ilginç bir özelliği
daha var. Plak formatında
yayınlanıyor. Bu aynı zamanda
ismine de uygun bir tavır,
müziğimizin eski günlerine de bir
vefa içeriyor…
Son çıkan albümüm Vefa,
diğer yedi albümden farklı
olarak fiziksel CD şeklinde
basılmadı. Önce digital platform
üzerinden yürümesinin
yeterli olduğunu düşündük.
Biliyorsunuz artık CD satışları
çok düşmüş durumda. Birçok
müzik market CD satışına
yönelik standlarını küçülttü.
Biz de internetten digital
platformlardan dinleyiciye
sunduk Vefa’yı. Ama içimde
hep bir şey eksik kaldı gibi geldi
bana. Tam bu duygu içindeyken
Plak ve Ben firmasının sahibi
Necat Pakyüz ile karşılaştık.
Vefa albümünü Long Play (LP)
olarak basmayı önerdi. Çok
mutlu oldum. Biliyorsunuz
son yıllarda plak üzerinden
müzik dinlemeye büyük bir ilgi
oluştu. Yeni pikaplar satılıyor.
Ben de edindim ve evde
yüksek ses kalitesi ile müzik
EKİM 2018 59
dinlemenin hazzını yaşıyorum.
Vefa albümü de bu şekilde
dinleyiciye ulaşacak.
Siz kendi ruhunuzu ve sanatınızı
beslemek adına neler yaparsınız?
Sanat insan ruhunu besleyen ve
gelişimimizi sağlayan en önemli
olgu. Ben de kendimi geliştirmek
için her zaman sanatımdan güç
aldım. Ama bir sanatçının ruhunu
geliştirmenin yanı sıra sanatını
da güçlendirmek için başka
alanlara yönelip başka konularda
fikir ve bilgi sahibi olması gerek.
Kendinizi sanat söz konusu olsa
bile tek alanla sınırlamamalısınız.
Ben de tasavvuf düşüncesi ile
ilgileniyorum. Bu konuda daha
çok bilgi sahibi olmak için geçen
sene yıllardan sonra bir kez daha
yüksek lisans yapmaya karar
verdim ve Üsküdar Üniversitesi
Tasavvuf Araştırmaları
Enstitüsü’nün açtığı programa
kaydoldum. Şu anda en sevdiğim
hobimderslerime çalışıp
tasavvuf üzerine bol bol okumak.
Kendi müziğimdışında zaman
buldukça her tür müziğin kaliteli
ürünlerini dinlemeye çalışıyorum.
Mutluluğum iyi bir müzikte, iyi
bir kitapta, iyi bir dost sohbetinde
ve paylaşımlarımda saklı. Sosyal
sorumluluk projelerinde yer almayı,
kendi alanımda sahip olduğum
bilgileri öğreterek paylaşmayı da
çok seviyorum. Hayat felsefeme
gelince öncelikle çok çalışmak ve
sonra sahip olduklarımı paylaşmak
diye özetleyebilirim.
Ne yazık ki pek çok gencimiz
sanatın ve diğer güzelliklerin
farkına varamadan sigara-
alkol-uyuşturucu gibi zararlı
alışkanlıklar sonucu büyük zarar
görüyor…Yeşilay dergimiz
aracılığıyla bu konuda neler
söylemek istersiniz?
Gençlerin sigara ve alkol
bağımlılığına kapılarak yaşamlarını
kararttıklarına ne yazık ki çok
şahit oldum. Ergenlik dönemini
yeni tamamlamış üniversiteli bir
kızım ve lise çağında bir oğlum
var. En büyük endişem ve korkum
onların da bu çarka kapılmalarıydı.
Çok şükür böyle bir üzüntü
yaşamadık. Benim fikrimce
gençleri bu tip tehlikelerden uzak
tutmanın en önemli yolu onları
boş bırakmamak. Hobileri ve ilgi
alanları ne ise o yönde kendilerini
geliştirmelerini sağlamak ve
sürekli meşguliyet içinde ergenlik
dönemlerini geçirmeleri için
gerekli zemini sağlamak. Zira
alkol, sigara, uyuşturucu gibi
kötü alışkanlıklar, yapacak bir iş
bulamayan ve tabii aile ortamında
mutsuzluğun hakim olduğu
çocukları kolayca esir alıyor.
Sevgi ve ilgi ile yaklaşılıp doğru
yönlendirilen gençler kesinlikle
sokaktaki tehlikelerden korunurlar.
Gelişen teknolojiye bağlı olarak değişen
yaşam koşulları günümüzde insanları
hızla bireyselleştiriyor. Benmerkezli olarak
yaşamaya alışan insan, eskilerin sitemle
söylediği veciz sözde olduğu gibi, Vefa’yı bir semt adı
olarak bile bilmiyor bugün ne yazık ki.
Ayten ve Prof. Dr.
Alaeddin Yavaşca