Halk Sağlığı Politikaları Ekseninde Bağımlılık - page 30

Aman uyuşturucudan kork, zararlıdır! Kuru kafa!
Öldürür! Uyuşturucudan uzak dur! Bunların hiç birisi
gençler üzerinde etkili olmuyor. Yıllardır bunlar de-
nildi ülkemizde. Bilgilendirmek, eğitim tabi ki önemli.
Eğer bir genç esrar kullanıyorsa aşırı doz alınma-
dığı sürece ve olayın başında ise hiç de öldürücü
olmadığını bilir. O zaman bu adam yalan söylüyor
der size. Bunlar önemli şeyler. İşte bizim de en çok
dikkat ettiğimiz nokta yaşa göre eğitimin olması ki
merak uyandırmasın. Örneğin bonzai. Bonzai deyin-
ce insanlar çok merak etmeye başlıyor. İnternette
araştırıyor. Çünkü bir sürü insan satın aldım, merak
ettim ne ki bu diyor.
Peki, sizin dünyanızda tasarladığınız eğitim modeli
nedir?
STK’ların ve devletin öncelikle yapması gereken
niye uyuşturucu kullanıldığını ortaya koymaktır.
Hangi sosyal ortamda, hangi uyuşturucu kullanılıyor?
Bu işe sosyologlar, psikologlar, araştırmacılar, eği-
timciler girmeli. Çocuğun mahallesinde top oynaya-
cağı bir saha, bir kütüphanesi olmalı. Başka ülkelerde
40-50 sene önce halletmişler bu işleri. Mücadele
küçük yerlerden başlamalıdır. Örneğin Bayrampaşa
Belediyesi mahalle mahalle çalışmalı. Bilgilendirmeyi
ne kadar küçük modellerde yaparsak o kadar etkili
oluruz. Büyük yerde her şey gözümüzden kaçar. En
tepede ise bunun için politikalar oluşması lazım. Eği-
tim psikiyatristler, psikologlar, sosyologlar, eğitim-
cilerle oturup oluşturulmalı. Gençlerin sorunları ne?
Niye acı çekiyorlar? Siz bir gence tercih sunamıyor-
sanız onun madde kullanmasını nasıl yargılayabilir-
siniz? O çektiği acıyı, gelecekle ilgili bütün sıkıntısını,
alt üst olmuş hayallerini bir madde ile karşılayarak
rahatlıyorsa sen ona ne vermelisin ki onu kullan-
masın? İstediğin kadar bonzai öldürür de. Öleyim be
kardeşim, ne yapayım ki hayatı diyor zaten.
Devlet politikalarının yanlış algılanması da söz
konu maalesef. Alkol yasası düzenlemesi çok
büyük bir adımdı. Ama bunu bir şekilde yasak
olarak algılayanlar da oldu. Siz bu konuya nasıl
bakıyorsunuz?
Ben alkol, uyuşturucu komisyonunda görevliyim.
Bugün Türkiye’de kişi başına alkol tüketimi 1,5
litredir. Alkolle sorunu olan ülkelerde bu 15-20 litre
arasındadır. Böyle baktığında bu ülkede alkole bi-
rinci sorunmuş gibi bakmak yanlış. Sigara için farklı.
Ama alkolde aman aman bir durum yok. Şöyle bir
endişem var: Yasaklamalar alkol tüketimi veya
imalatının merdiven altına inmesine de sebebiyet
verebilir. Belki bonzainin patlamasında onun da rolü
var. Yani ulaşılabilirliği azalınca gençler bonzaiye
daha rahat ulaştılar. İki liraya kadar düşmüş. Bu
sorun yoktu daha önceden. Yasa çıktı, tamam. Ama
yasanın çıkmasıyla çıkmaması arasında çok büyük
fark da yok. Gece gündüz içelim diyen bir kitle yok.
Şüphesiz alkolle ilgili düzenlemelerin olması gere-
kirdi ki yapıldı da bu ama birinci derecedeki bağım-
lılıklarla uğraşmak daha elzem bizim için. Örneğin
kumar; bence kumar çok daha kötü bir sorun bu
ülkede. Futbolun adının bile kumar olduğu bir ülke-
de birinci sorun kumardır bence.
Önleyici hizmetlerde arz ve talebin azaltılması
önemli bir etken. Sağlık çalışanlarının ve toplum
güvenliğine katkı sağlayanların bilinç düzeyini
artırmakla bu mümkün müdür?
Sağlık çalışanlarının ve eğitimcilerin bu konuda
bilinçlenmeleri önemli. Sağlıkçılardan daha çok eği-
timcilerin, ailelerin, anne babaların özellikle… Ehliyet
almak için kurslara gidiyorsunuz. Ama anne baba
olmak için hiçbir eğitim yok. Bence anne babalar
burada masum suçlu durumundalar. Masumlar,
çünkü hiçbir zaman çocuklarına zarar vermek iste-
mezler. Ama aile eğitiminin, eğitimcilerin eğitiminin,
sağlıkçıların eğitimi kadar önemli olduğunu düşünü-
yorum. Fakat bu konuda çok fazla bilinç olduğunu da
zannetmiyorum.
Siz ayrıca Balıklı Rum Hastanesi’nin bağımlılık
kliniğini kurdunuz. Yalnız bu klinik diğerlerinden
farklı. Anlatabilir misiniz?
Ben Balıklı Rum Hastanesi’nde uyuşturucu ve alkol
bağımlıları tedavi merkezi kurdum. Balıklı’da benim
oluşturduğum yerde psikiyatri hastası da, alkol has-
tası da ailesiyle kabul edilir. Yani hasta geldi, yanında
eşiyle de kalabilir. Ben bunu niye böyle yaptım?
Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde
deneyimim var çünkü. Bakırköy’deki hastalar “beni
buraya attılar diye düşünür!”. “Ya atmadılar, öyle
DOSYA
Serbestlik sorununa çok sıcak bakmıyorum.
Batıda halk biraz daha bilinçlidir. Bizde o bilinci
oluşturmak gerekir.
Bizde hastasını sahiplenme, onun yanında
olma, bir refakatçi kültürü var. Ben tedavide niye
bunu kullanmayayım?
yesilay.org.tr
28
YEŞiLAY
EYLÜL 2014
1...,20,21,22,23,24,25,26,27,28,29 31,32,33,34,35,36,37,38,39,40,...84
Powered by FlippingBook