Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  62 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 62 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

62

olduğu Sitti Radviyye Medresesi’ni,

1890’da inşa edilen ve şimdilerde

PTT olarak kullanılan görkemli

Şahtana Ailesi Evi’nin öykülerini ve

daha ne çok şeyi bir zemberekten

boşanırcasına hızla anlatacaklar.

Artukluların izleri Mardin’de hemen

her yerde karşınıza çıkar. Kentin en

başta gelen simgelerinden biri olan

Ulu Camii’ninminaresi şehirdeki

taş işçiliğinin zirve noktalarından.

Narinminareli Şehidiye Camii,

Şeyh ÇabukMescidi ve Hatuniye

Medresesi de kente Artukluların

armağanlarından. Anadolu’daki

nadir Akkoyun dönemi

eserlerinden Kasımiye Medresesi

ise aslına uygun bir yenilemeden

sonra tüm azametiyle kapılarını

ziyaretçilere ardına kadar açmış.

Mardin’de turist olarak gezerken

‘görmeden olmaz’ denilen yerler

var; 1385 yılında yaptırılmış, dilimli

kubbeleri ve anıtsal giriş kapısıyla

büyüleyici Sultan İsa Medresesi

bunlardan biri. 6. yüzyılda inşa

meydan çıkabilir. Abbaralarla

birbirine bağlanan daracık sokaklar,

araba giremediği için eşeklerle

yük taşıyanlar, cıvıl cıvıl bağırarak

oynayan, rehberlik etmeyi öneren

çocuklar, muhteşem ahşap kapılar, o

kapılara iliştirilmiş kimi kez el, kimi

kez kuş şeklindeki tokmaklarıyla

güzelim taş evler…Zaten birkaç

günlük geziden sonra her türlü

sürprize kendinizi hazırlamış

olacaksınız.

KAYBOLUN!

Mardin, eski ve yeni şehir diye ikiye

ayrılıyor. Eski şehir, yani Mardin

Kalesi’nden Birinci Cadde’nin bittiği

yere kadar gelen bölüm, tamamen

SİT alanı. Burası aynı zamanda

Mardin’i Mardin yapan tüm tarihi

ve kültürel öğelerin zirve yaptığı

yer. Eski şehirde muhtemelen size

çocuk rehberler eşlik edecek; 12.

yüzyıldan kalma Ulu Camii’ni, 569

yılından kalan Kırklar Kilisesi’ni,

Hazreti Muhammed’in ayak izinin

Artukluların izleri

Mardin’de hemen her yerde

karşınıza çıkar. Kentin en

başta gelen simgelerinden

biri olan Ulu Camii’nin minaresi şehirdeki taş

işçiliğinin zirve noktalarından.

Mardinliler kent için

‘gündüzü seyranlık,

gecesi gerdanlık’

derler. Gerçekten de

kent uzaktan

bakıldığında zarif, narin

bir bayanın boynunu

andırır. Gece olup

evlerin, sokakların

ışıkları yandığı zaman

bu boyunun

gerdanlığını gösterme

zamanı gelmiş

demektir.

B

akmayın siz zamane

dizileriyle popülaritesinin

artmasına! Birileri

Mardin’i henüz keşfediyor olabilir

ama bundan bin yıl önce de

Mardin pek çok şeyinmerkeziydi.

Güneyinde dinler doğuyor,

doğusunda imparatorluklar

büyüyor, batısında ise dünya

doludizgin gelişiyordu…Son

yıllarda giderek daha çok insan

kalabalığını kendisine çeken

Mardin, bir yandan sahip olduğu

kültürel mirası “turizm” ile

parlatmanın telaşını yaşıyor, bir

yandan da “doğunun gizemli

kenti” unvanının hakkını vermeye

devam ediyor…

Bu şehri anlayabilmek için

tek yapmanız gerekenMardin

Kalesi’ne çıkıp uzun uzun etrafa

bakmak. Buradan çekeceğiniz

bir fotoğrafta muhtemelen

evlerin damları, bol miktarda

taş, minareler ve Mardin Ovası

olacak. Ama tüm bunlardan bir

sanat eseri bile çıkarabilirsiniz

çünküMardin’in ruhunu

onlar yansıtıyor. Sokaklara

karıştığınızda ise Mardin’in bol

sürprizli yüzüyle tanışacaksınız.

Karşınıza her an anıt sayılabilecek

bir kapı, bir çeşme veya bir minik

Gökçe ÇİÇEK