

EYLÜL 2018 65
TELKÂRİ ÇEŞİTLERİ
Altın ve gümüş işleme sanatı
olan telkârinin değişik şekilleri
var. Hasıl telkâri tekniğiyle
çeşitli bilezik ve kolyeler; kakma
telkariyle bıçak - kaşık - şemsiye
- baston sapları, zarf açacakları,
yazı takımları, tespihler, nalınlar,
şamdanlar gibi eşyalar üretiliyor.
Kafes telkari tekniğiyle ise kolyeler,
broşlar, bilezikler, küpeler,
kemerler, yüzükler, mücevher
kutuları, şamdanlar, tepsiler,
şekerlikler, tabaklar, vazolar,
çiçekler, fincan - bardak - sürahi
vb. eşya kılıfları, abajurlar,
düğmeler, kol düğmeleri, tepelikler
yapılıyor.
iskelet içine yerleşmiş motiflerin
yer aldığı iki ana bölümden
oluşuyor. Telkâride klasikleşmiş
motiflerin başında vav, kake, dudey,
tırtır, güverte, gül, üzüm, yıldız,
lale, yaprak, badem ve kıvırma
geliyor. Telkâri tekniğinin işlendiği
ürünlerde göze çarpan incelik,
insanı tarihin karanlıklarından
günümüze bir sanat yolculuğuna
çıkarıyor. Sanat işlemeciliğinde
tel ne kadar ince olursa takının
değeri de o kadar artıyor. Bolca el
emeği ve sabır isteyen telkârinin
yapımında bazı yerlerde makineler
de kullanılmaya başlansa da ortaya
çıkan ürünlerde aynı etki tabii ki
alınamıyor.
EL EMEĞİ GÖZNURU…
Telkâri, tamamen elde yapılan bir
sanat. Bu yüzden teller kendilerinin
etrafında oval, yuvarlak, kare gibi
şekiller oluşturularak sarılıyor.
Ancak telle yapılan bütün sanatsal
çalışmaların telkâri anlamına
gelmediğini de unutmamak
gerekiyor. Mesela; Trabzon’un
meşhur hasır bilezikleri de telle
yapılıyor ama onlara telkâri
denmiyor. Her sanatın olduğu gibi
telkâri sanatının da önemli püf
noktaları var. İşinde kullanacağı her
türlü malzemeyi kendisi yapmak
zorunda. Yani, ustanın kullanacağı
telleri bile kendi atölyesindeki
hammaddeden elde etmesi
gerekiyor.
Telin yapımı da oldukça
meşakkatli. Ocakta eritilen maden,
çubuk haline getirilmek için kalıba
dökülüyor. Yapılacak işin şekline
göre çubuk döküm, üzerinde
genişten dara doğru delikleri
olan çelikten yapılmış haddeden
geçiriliyor. Telkâri ürünler
“muntaç” adı verilen iskeletle,
Telkâri, tamamen elde
yapılan bir sanat. Bu
yüzden teller kendilerinin
etrafında oval, yuvarlak,
kare gibi şekiller oluşturularak sarılıyor.
Ancak telle yapılan bütün sanatsal
çalışmaların telkâri anlamına gelmediğini
de unutmamak gerekiyor. Mesela;
Trabzon’un meşhur hasır bilezikleri de telle
yapılıyor ama onlara telkâri denmiyor.
Telkâri tekniğinin
işlendiği ürünlerde
göze çarpan incelik,
insanı tarihin
karanlıklarından
günümüze bir sanat
yolculuğuna çıkarıyor.
Telkâri yapabilmek, hele bu işinustası olabilmekhiç kolaydeğil. Yak-
laşık 50 yıldır telkâri sanatıyla uğraşan Adnan Sağlamoğlu ile telkâri
sanatı hakkında kısa bir söyleşi yaptık.
Telkâri yapmaya nasıl başladınız, kaç yıldır bu işi yapıyorsunuz?
1970 yılında, Mardin’de ilkokul 3. sınıftayken babam ilerde aileme
katkısı olabileceğini düşündü ve beni telkâri ustalarının yanına ver-
di. Tamolarak her tür telkâri işini yapabilmem3 yılımı aldı. 48 yıldır
bumesleğin içindeyim.
Elle yapılan bir sanatın telkâri olabilmesi için ne gibi özellikler
gerekiyor?
Sadece ve sadece ince - 20 mikron ve aşağısı- tellerin birbirlerine sa-
rılarakArapça “meftul” dediğimiz iki telinçelik silindirde ezilmesiyle
iç dolguyu kapsayanlar, telkâri sınıfına giriyor. Pürdikkat işleme du-
rumunda aceleye gelmemesi ve verimli olabilmesi için 15-20 dakika
mola verilmelidir. Teli sarma da dikkat gerektirir. Eksik sarılma söz
konusu olunca iç dolguda parça sırıtır, telkârinin özensiz yapıldığı-
nı gösterir. Çalışma esnasında da gelişigüzel dolgu yapılmamalıdır.
Gençlerin bu sanata bakış açısı nasıl?
Telkâri sanatı günümüzde can çekişiyor diyebilirim. Bölgemizde bu-
lunan telkâri ustalarının sayısı şu an iki elin parmaklarını geçmez.
Bireyler telkâri sanatında maalesef umduklarını bulamadılar, bu-
lamayacaklar. Bunun nedeni; onca zaman göz nuru döktükleri bu
mesleğin karşılığını alamamak. Bu aşamada telkâri sanatı kendi ha-
line bırakılmıştır.
Telkâri sizin hayatınızda neleri değiştirdi?
Sabırlı olmayı telkâri sanatındanöğrendim. Dinlemede, yaratıcılıkta,
görmede pürdikkat olmayı ona borçluyum.
Bu sanat teknolojiden ne kadar faydalanabiliyor?
Tamamen el becerisi ve göz nuruyla yapılmış olmasından dolayı tek-
nolojiden kısmen faydalanıyor, o da sadece tasarım aşamasında.
ADNANSAĞLAMOĞLU: “SABIRLIOLMAYI
TELKÂRİ SANATINDAN ÖĞRENDİM.”