Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  60 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 60 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

60

hayatta bu sporla uğraşıyorsunuz.

Her adımınızı, karşı hamleyi

düşünerek, her adımınızın

başınıza neler getireceğini

düşünerek atıyorsunuz, artısıyla

eksisiyle. Ben minder güreşi de

yaptım. Minder güreşinin pek

çok tekniği yağlı güreşe katkısı

olabilir. Ama bu ‘yağlı’ güreş. Adı

üstünde. Tıpkı hayat gibi. Her

şey her an elinizden kayabilir.

O yüzden alta kaldık diye

yerinmiyoruz, üste çıktık diye

sevinmiyoruz!”

Tüyleriniz diken diken oluyor.

O meydanda müthiş bir manevi

akım var. Pehlivan sadece rakibiyle

değil, kendi nefsiyle de mücadele

eder. Orada gözüm hiçbir şeyi

görmüyor. Zamandan, mekandan

kopuyorum.”

Gürbüz yağlı güreşin bir yaşam

görüşü kattığını da söylüyor

kendisine: “Zaten kendimi

bildim bileli güreşin içindeyim.

Kendi farkımı zaman içinde fark

edebildim. Bir kere çok sakin,

temkinli oluyorsunuz günlük

devam ederler. Ancak solukları

kesilerek oldukları yerde can

verirler. Arkadaşları onları aynı

yerdeki bir incir ağacının altına

gömerek oradan ayrılırlar. Yıllar

sonra ise aynı yere gittiklerinde

iki pehlivanın mezarlarının

bulunduğu yerde gür bir pınar

görürler. Bundan sonra halk

orada yatanların anısına o

yöreye, Kırkpınar adını verirler”

“HER ŞEY BABAM İÇİN”

Bütün bu hikayeyi anlattıktan

sonra Gürbüz, “Dolayısıyla

yağlı güreşte hem manevi

bir ruh, hem akıncı hissiyatı

vardır.” diyor. Ama Gürbüz’ün

asıl hayali sürekli olarak altın

kemeri memleketi Antalya’ya

hediye etmek. Üç sene üst

üste başpehlivanlık unvanını

alanlara altın kemer daimi

olarak veriliyor. Bir de kendisi

için başarısının ona gurur veren

en büyük noktası babadan

kalan bir emaneti geri alması.

O yüzden “Bu kemeri hem

rahmetli babam Recep Gürbüz,

hem de memleketim adına

aldım” diyor.

Peki bir pehlivan, er meydanına

çıktığında nasıl bir ruh halinde

olur? Şöyle yanıtlıyor Gürbüz:

“O anın tarifi çok zor. Ne

kadar yorgun olursanız olun,

hatta sakatlığınız, ağrınız bile

olsa her şeyi unutuyorsunuz.

Gürbüz’ün asıl hayali

sürekli olarak altın

kemeri memleketi

Antalya’ya hediye

etmek. Üç sene üst

üste başpehlivanlık

unvanını alanlara altın

kemer daimi olarak

veriliyor.

“MÜSABAKADANÖNCEBABAMI RÜYAMDAGÖRDÜM”

“ESKİDENDÜĞÜNGÜREŞLERİOLURDU”

“Babam ben sekiz aylıkken

vefat etti. İnanın bu yaşıma

kadar bir kere bile rüyamda

görmemiştim kendisini.

Ama i lg inç t ir, bu son

Kırkpınar’dan birkaç gün

önce ilginç bir rüya gördüm.

Babamın öldüğü tarihe

gidiyorum. Onu pehlivan

kıyafetiyle görüyorum. Ve kendisiyle bir gün geçiriyorum. Belki

bu kısacık bir rüyaydı ama ben o bir günü geçirdiğimi hissettim

onunla. Bana öğütler verdi, kemerini gösterdi… Sanki bana

başpehlivanlığın işaretini verdi. Çok umutlandıran bir rüyaydı

beni. Çünkü uzun zaman sıkıntılar çekmiştim. Sakatlıklarım

olmuştu. Kemeri tekrar memleketime getirmek çok önemliydi

benim için. Bu rüya beni resmen kendi idmanlarım dışında

manevi olarak beni müsabakalara hazırladı.”

“Eskiden düğün güreşleri olurmuş Antalya’da. Yani seyirlik…

İki pehlivan düğünde güreşirlermiş. Düşünün biz yörükler için

böylesine vazgeçilmez bir kültür yağlı güreş. Şimdi artık kalmadı

düğün güreşleri. Pehlivan hamamı geleneği ise devam ediyor.

Başpehlivan unvanını aldığınızda Fetih Marşı eşliğinde hamama

gidersiniz. Bu geleneği sürdürüyoruz.”

“Gençlerimizi teşvik etmenin yollarını arayalım”

“Üç kez başpehlivan olup altın kemeri daimi olarak almaya hak

kazananlara Devlet Sporcusu unvanı verilmesi camiamızı çok

mutlu etti. Ama benim bir önerim var naçizane. Ata sporumuza

gençlerimizi özendirmek ve daha çok teşvik etmek için bu unvan

bütün başpehlivanlara verilebilir. Bu gurur verici bir şey olur.

Gençlerimizi daha çok teşvik edebiliriz ata sporumuza. Futbolda

dönen paraları, futbolcuların, futbol sektörünün kazandığı paraları

düşünün. En azından ata sporumuz yağlı güreşler için de daha fazla

ilgi gösterilmesini, gençlerimizi bu spora teşvik etmenin maddi

manevi yollarının genişletmesini rica ediyorum ben devletimizden.”