Yeşilay Dergisi-Haziran-2013-953.Sayı-Maddenin Esiri Olmadan Özgürce Yaşayın - page 19

düştüğü en hassas konulardan biridir çocuğunu anla-
mak, onunla sağlıklı bir iletişim kurmak ve sorunsuz
bir birliktelik yaşamak. Her geçen gün daha da endi-
şeyle baktığımız ve ne olacak diye sorguladığımız bir
toplumsal trajediye seyirci kalmışçasına çaresiz bir
kaosun ortasındayız. Bunalımlar oluşturarak, stres ve
kaygıyla yaklaşarak yakınan, sorunları sıralayıp du-
ran, tehlikelere seyirci olan biz insanlar çoğunluk-
la hep dertteyiz: “Ne olacak bu çocukların hali?”, “Bu
gençlik nereye sürükleniyor?”, “Bizimkisi hiç laf din-
lemiyor!”, “Geçen kapıyı çarptığı gibi gitti!”, “Artık bir
şey de diyemez olduk!”, “Biz bir şey dediğimizde o on
şey diyor!”, “Üstelik hemen her şeye bağırıyor, kızıyor,
sinirleniyor, öfkeleniyor.”, “Ne anne, ne baba ne de bü-
yük… Saygısız, asi bir çocuğa dönüştü…”
Yok böyledir. Yok şöyledir. Peki, çözüm nedir? Ne-
ler yapabiliriz? Kaygı, korku, yakınma yerine; ted-
bir, çözüm, iyileştirme yoluna gidilmesi gerekmez mi?
Günümüz toplummodelinde bu duruma karşı yani
çocukların ve gençlerin haline, aşırı bir korku ve ko-
rumacılık hâkim. Anne-baba veya yetişkin her bi-
rey bu sıkıntının giderilmesi/hafifletilmesi özlemi-
ni yaşamakta, çareler aramakta, çözümler sunmak-
ta, tedbirler yoluna da gidilmektedir. Fakat bunu ya-
parken yapılan hatalarımız da yok değil. Sorunlarımız
açık her şey ortada… Ancak en tehlikeli olanı sorun-
lar görmezlikten geliniyor çoğu ailede. Yok sayılıyor.
Önemsenmiyor ve her şey burada başlıyor.
Gençlerimiz ve çocuklarımız aile ve toplum için-
de uyumsuz, güvensiz, problemli, korkulu, başarısız,
şiddetten yana. Asabi, zayıf, bunalmış, tehlikeli ve za-
rarlı olana eğilimli; ya da bu tür endişelere eğilecek
diye korkuluyuz. Her anne baba neredeyse benim ço-
cuğum da bu toplumsal manevi hastalıkların birleşti-
ği acıyla, kanayan yarayı kendine bulaştıracak endişe-
sinde. Bu bir nevi bulaşıcı bir hastalığa dönüştü. Aile
bu tür tehdit dolu, problem dolu bir yaşantıdan ken-
di fertlerini ne kadar korumaya çalışsa da, daha özele
gidildiğinde arkadaş çevresinin olumsuz etkileri daha
çok görülmekte. Esas olarak aileden çok, arkadaş ve
çevrenin çocuk üzerinde daha etkili olduğu görülü-
yor. Çünkü çocuk veya genç için dışarıdaki cazip geli-
yor. Neden daha cazip? Aile koruyucu, baskılı, endişe-
li, sürekli takip halinde, sınırlı, güvensiz yaklaşımlarla
çocuğunu düzeltmeye, korumaya, iyi tutmaya çalıştı-
ğını zannetmiş olsa da daha da tehlikeli hale getiriyor.
İletişimde iticilik, kabul etmeme, karşı gelme, baskı,
tepki, ret, savunma, kırılganlık, kızgınlık oluşuyor. Ve
asıl problem burada başlıyor. Toplumsal huzursuz-
luklarımız ve bunalımlarımız, kaygılarımız bu şekil-
de artıyor. Biz yaklaşmayı bilmeyince çocuk veya genç
karşıt tepkilere, saldırganlığa, zararlı alışkanlıkla-
1...,9,10,11,12,13,14,15,16,17,18 20,21,22,23,24,25,26,27,28,29,...76
Powered by FlippingBook