

olduğu gibi Türkiye’de de medya
okuryazarlığı dersi eğitim
müfredatının içerisine girdi.
Çocukların, medyadaki mesajlara
ulaşma, bunları çözümleme,
gerçekle kurguyu ayırt edebilme
ve eleştirel bakabilme yetisini
medya okuryazarlığı dersiyle
kazanmaları hedeflendi.
MEDYA OKURYAZARLIĞI
EĞİTİM SEFERBERLİĞİNİN
ÖNCÜSÜ İNGİLTERE
Medya okuryazarlığı eğitimi
seferberliği, 1920’lerde
İngiltere’de başladı. Şu anda pek
çok ülkede uygulanıyor. 1930’lar
ve 1940’ların başlarında Kuzey
Amerika’da yapılan çalışmalar
kitle iletişim araçlarının
etkileri üzerine yoğunlaştı.
Kanadalı araştırmacı Harold
Laswell’in hipodermik iğne adını
verdiği teoriye göre insanlar,
medyanın sürekli bir biçimde
enjekte ettiği savunmasız
bireyler olarak görülüyordu.
Daha sonraki araştırmalar
ise, hedef kitle yani izleyiciler
üzerinde yoğunlaşmaya
başladı. Bu yaklaşıma göre
artık, kitle iletişim araçlarının
insanları etkileme biçimi
değil, bireylerin medyayı
hangi amaçlar için kullandığı
araştırılmaya çalışıldı. Ve bu
noktada, medya okuryazarlığı
önem kazandı. 1970’lerden
itibaren medya okuryazarlığı
bir eğitim sorunu olarak ele
alınmaya başlandı. 1980’lere
kadar medya okuryazarlığı
eğitimi Avrupa ülkelerinde
de yaygınlaştı. İngiltere ve
İskandinav ülkelerinde medya
okuryazarlığı uzun zamandır
tartışılıyor olsa da, AB ülkeleri
İngiltere ve Amerika’ya kıyasla
medya okuryazarlığı kavramıyla
daha geç tanıştı. Başlangıçta
sivil toplum hareketi olarak
doğan medya okuryazarlığı
konusu daha sonra hükümetler
tarafından da benimsendi.
Bugün ABD, Kanada, İngiltere,
Almanya, İtalya, Hollanda,
Türkiyemedya
okuryazarlığı
konusunda
Kanada,ABD,
İngiltere,
Avustralyagibi
ülkeleregörefazla,
Avrupaülkelerine
göre isedahaaz
geriden gitsede,
aldığıkararlarve
önlemlerleönemli
biryolaldıve
dahadaalacaktır.
2006-2007 öğretim yılında Milli Eğitim
Bakanlığı tarafından belirlenen beş pilot
ilde medya okuryazarlığı dersi okutulmaya
başlandı. 2007-2008 eğitim-öğretim yılından
itibaren de ülke genelinde ilköğretim okullarının 6. 7. ve 8.
sınıflarında seçmeli ders olarak okutulmaya başlandı.
‘radyo ve televizyon yayıncılığı
komisyonu’ sonuç raporunda
önerilen konulardan biri,
"Toplumsal ve bireysel eğitim
ve kültüre katkı sağlayacak,
ruh sağlığını zedelemeyecek
bir yaklaşımla ve özellikle
çocukların zararlı yayınlardan
korunması için Avrupa Birliği’ne
uyumlu çalışmaların başlatılması,
ilk ve orta öğretim ders
programlarına, çocuklar ve
gençlerin bilinçlendirilmesini
sağlayacak medya okuryazarlığı
dersinin eklenmesi" oldu. Şura
sonrasında RTÜK konuyu
gündemine aldı, 2004 yılında
Devlet Bakanlığı bünyesinde
kurulan, ülkemizin önde gelen
kamu kurumlarının, sivil toplum
örgütlerinin ve üniversitelerinin
temsil edildiği ‘şiddeti önleme
platformu’nda, ilk kez ilköğretim
okullarında medya okuryazarlığı
derslerinin okutulması önerildi.
Aynı yıl, RTÜK tarafından Milli
Eğitim Bakanlığı'yla iletişime
geçilerek, okullarda medya
okuryazarlığı dersleri
İskoçya, İspanya, İsveç, Fransa,
Danimarka, Finlandiya,
Avusturya ve Avustralya gibi
ülkelerde hükümetlerin de
desteğiyle ilkokul düzeyindeki
okullarda medya okuryazarlığı
dersleri okutuluyor.
TÜRKİYE’DE MEDYA
OKURYAZARLIĞIYLA İLGİLİ
İLK ÖNEMLİ ÇALIŞMA 2003
YILINDA YAPILAN İLETİŞİM
ŞURASINDA GÜNDEME
GELDİ
Medya okuryazarlığı, Türkiye’de
1990’lı yıllarda özel radyo
ve televizyonlar yayına
geçtikten sonra tartışılmaya
başlandı. Ülkemizde,
bu konudaki ilk önemli
çalışma Radyo ve Televizyon
Üst Kurulu’nun (RTÜK)
organizasyonuyla, Basın-Yayın ve
Enformasyon Genel Müdürlüğü
ve TRT'nin de katkılarıyla 20-21
Şubat 2003 tarihinde Ankara'da
düzenlenen iletişim şurası ile
gündeme geldi. Şura'nın çalışma
komisyonlarından biri olan
HAZİRAN 2018 17