Yeşilay Dergisi - Ocak 2014 - 960.Sayı - Bağımlılıkların İnsan Sağlığına Etkileri - page 72

Hilal-i Ahdar Takvimi
Rakının hiç olmazsa alenen istimalininmen edilmesi zabıta
vukuatı üzerinde tesirini derhal gösterdi.
Son on beş günü İstanbul nisbi bir
sükûn içerisinde geçirdi. Rakının
hiç olmazsa alenen istimalinin men
edilmesi zabıta vukuatı üzerinde
tesirini derhal gösterdi. Ayni halin vilayetlerde
de olduğunu Eskişehir’de münteşir İstiklal
refikimizle yine Cumhuriyet refikimizin
Edirne mektubunda memnuniyetle okuduk.
Hele Edirne ayyaşını meyhanede ziftlene-
mediklerinden dolayı pek mustarip imişler.
Biradan keyif alamıyorlarmış. Midelerine
düştüğü zaman yakıcı bir tesiri olmayan,
yüzlerini buruşturmayan içkilerin sudan farkı
olmazmış. Bu hakikati açıkça itiraf eden ay-
yaşlar henüz içkiye yeni alışanlara acı bir ders
veriyorlar. Fakat acaba o müptedi biçareler
bu dersten ibret alacaklar mı? Mamafih biz
henüz gayemize vasıl olmadık. Yalnız rakının
kadehle satışının men edilmesi kafi değildir.
Bu defa görülen zabıta vakayının kısm-ı aza-
mı evde içenler arasındadır. Bunun için işret-i
beliyyesi tamamen kalkmadıkça vakalar
eksilmeyecektir.
1 Mart
Karagümrük’te Karabaş mahallesinde, İmam
sokağında İzmirli Mehmet Efendinin hane-
sinde oturan Mavunacı Ali polislikten matrut
kayın biraderi Salim tarafından vurulmuştur.
Bu cinayet hakkında alınan tafsilata göre
vaka şu suretle cereyan etmiştir:
Aynı evde oturan Ali ile kayın biraderi
evvelden beri yekdiğeri ile geçinememekte
imişler. Ekseriya birbirleriyle kavga ederek
konuşmazlarmış. Bermutadına dün gece saat
on bire doğru biraz kafası tütsülü olarak eve
gelen Salim hemen kız kardeşinin odasına
çıkmış ve orada Ali ile karşılaşmıştır. Hemen
Ali’nin yanına gitmiş ve derhal kendisine
ikraz ettiği paranın iadesini talep etmiştir. Bu
parayı birden bire tedarik etmenin kendisince
gayr-ı mümkün olduğunu, binaenaleyh birkaç
gün müsaade ettiği takdirde istediği parayı
bulup verebileceğini söylemiştir. Fakat dert
dinlemeyen Salim hiç sebebi yoktan hamil
olduğu tabancayı çekmiş : “Ya parayı verirsin
yahut da kurşunu beynine yersin!” demiştir.
İşin vahametini idrak eden Ali bilmuka-
bele bıçağını çekmiş “Ne yapıyorsun budala”
diye Salim’in üzerine hücum etmiştir. Derhal
bu iki genç feci bir mücadeleye başlamışlardır.
Salim tabancasını ateşlemek için bir fırsat
beklerken Ali bıçağını kayın biraderine yer-
leştirmek için sarf-ı gayret etmiştir. Her ikisi
dakikalarca devam eden korkunç münaza-
alarına hiç fasıla vermemişler ve yekdiğerini
daha evvel öldürmek için birbirlerinin üzerine
mütemadiyen hücum etmişlerdir. Tam bu
sırada Salim bacağına ucu sivri bir bıçağın
saplandığını hissetmiş ve kendisini can
havliyle Ali’nin kolları arasından sıyırmıştır.
Geri çekilmesi ile tabancasını ateşlemesi
bir olmuştur. Salim’in tabancasından çıkan
kurşun Ali’nin karnına saplanıp kalmıştır. Bir
dakika sonra Ali kanlar içinde yere yuvarlan-
mıştır. Tabanca sesi üzerine mahall-i hadiseye
şitab eden memurin-i zabıta Salim’i derdest
etmiştir.
Ali’nin yarası pek vahim ve tehlikeli
olduğu için derhal tedarik edilen bir sedye ile
Guraba-i Müslim’in hastanesine kaldırılmış-
tır. Salim’in de bacağındaki yara pansuman
edilmiş ve tedavi edilmek üzere polisin neza-
reti altında evine götürülmüş. Salim bugün
müdüriyete getirilecektir.
Yüksek kaldırımda Rodosto otelinde
sakin Alkazar sineması elektrikçisi Moris
dün gece evine avdet etmekte iken liman
kumandanlığında müstahdem bahriyeli
Mehmet’in tecavüzüne uğramıştır. Sarhoş
Mehmet hiç sebebi yokken saldırmasını
Moris’in sol böğrüne saplayarak firar etmiştir.
Bıçak darbesinden derhal yere yığılan Moris
feryada başlamış ve yetişen zabıta memurları
tarafından hastaneye kaldırılmıştır. Carih
firar etmiştir.
2 Mart
Dün gece saat dokuz buçukta Mehmet Nuri
ile arkadaşı Rıdvan, Feridiye’de Latifenin
umumhanesine giderek eğlenti yapmak
istemişlerse de soyulacaklarını anlayarak
pusulayı değiştirmişler ve umumhaneyi terk
ederek birahanede kafayı tütsüledikten sonra
Şişli’ye doğru otomobil gezintisi yapmaya
karar vermişler. Otomobillerinin Latife’nin
otomobili tarafından takip edildiğini görünce
silah ateşine başlamışlardır. Bu suretle
Galatasaray’a kadar geldikten sonra polis
tarafından tevkif edilmişlerdir.
Sirkeci’de Demirkapı’da oturan Tenekeci
Buhuryaku ile amele Mustafa dün gece gayri
kabil setr ü ahfa surette sarhoş olduğu halde
Galata caddesinden naralar atarak geçmekte-
ler iken derdest edilmişlerdir.
Arap camiinde Mahmudiye caddesinde
181 numaralı kahvehanede Muharrem ile
Hakkı ismindeki iki şahsın alenen rakı içtik-
leri görülmüş ve derdest edilmişlerdir.
5 Mart
Bir mahallenin şikâyeti—Bayezid merkezi
dâhilinde Hasanpaşa fırını karşısında bütün
o civar halkının tanıdığı ve bizar kaldığı
Apostul’un kahvesinde esrar, rakı içildiği,
kumar oynandığı, bütün mahalle halkının
gece istirahatlarına selb edildiği mahalle-i
mezkûra sakinlerinden Hüseyin Ragıp Bey
tarafından yazılarak zabıtanın nazar-ı dikkati
celp edilmektedir.
Torbalının Çal karyesi eşrafından Mus-
tafa 26 Şubat 1341 Perşembe günü düğün şe-
refine saz getirterek davetlileri eğlendirmeye
başlamış. Bu sırada köyün kahvesinde Rüştü
namında sarhoş bir genç silah atar. Kendi-
sini men ederler. Ertesi gün gece yarısında
düğün meclisinde işret âlemi devam ederken
Rüştü’nün hamisi Bakkal Ahmet sarhoş ola-
rak düğün evine gelir. Tabanca ateşine başlar.
ç e v İ R İ
A R İ F Ç İ F C İ
Hilal-i Ahdar
70
1...,62,63,64,65,66,67,68,69,70,71 73,74,75,76
Powered by FlippingBook