

aşırı kullanımını etkilediğini
söylüyor, “Mesela bireyler
evliliklerinde mutlularsa internet
kullanımına o kadar yönelmiyor.”
Bu yüzden Dr. Norhalina Bahar
çözüm önerilerini şöyle sıralıyor:
“İnternet kullanımı çocuklarımızı
ve ailemizi etkiler, bu yüzden
doğru dozda kullanmalıyız.
Ebeveynler daha yüksek seviyede
internet bilgisi, deneyimi
ve farkındalığı kazanmalı.
Çocuklarına rehberlik etmede
daha etkin olmak için internete
karşı olumlu bir tutum takınmalı.
Çocukların internet kullanımına
yönelik daha iyi ebeveynlik
davranışlarını göstermeli.”
psikolojisi dokuz yaşında başlıyor,
30 yaşına kadar sürebilir…
Bakıyoruz bugün 20-25 yaşlarında
insanların ilişkilerini devam
ettirme kapasiteleri düşük. Bir
işte devam edebilme, sebat
edebilme, sorumluluk alabilme
kapasitesi düşük. Çünkü gelişim
ritmik bir şekilde hakkı verilerek
yaşanmamış. Bebekken bebek
olmamış, çocukken çocuk
olmamış, ergenken ergen
olmamış. Bundan dolayı yetişkin
de yetişkin olmuyor. Tabii bunda
çok fazla toplumsal sebepler var,
tek bir sebebe bağlı değil.”
Dr. Dinç bütün bunlardan
fiziksel sağlığın etkilendiğini
de söylüyor: “Bu dönemin
çocuklarında ve gençlerinde
yaşlılarda görüldüğü gibi
eklem rahatsızlıkları görülüyor.
Çünkü çocuklar gerektiği kadar
hareket etmiyorlar, kemikler
güçlenmiyor, vücut kalıbını
bulamıyor. Dolayısıyla erken
yaşlarda ağrılar ve bozukluklar
görülüyor. Hareketsizliğe
bağlı olarak aşırı kilo alma söz
konusu oluyor gençlerde. Dikkat
eksikliği, hiperaktivite bozukluğu,
depresyon, sosyal fobi, dürtü
kontrol bozukluğu gençlerde
artmaya başladı. Tüm bunların tek
değil ama en önemli sebeplerinden
birisi bilinçsiz teknoloji kullanımı.
Teknoloji vazgeçilmez olsa da
hayatımıza zarar vermesine mani
olmamız lazım.”
Ebeveyn tarzı nasıl olmalı?
Bahar internette uzun süre
kalmanın ebeveynlik tarzını da
değiştirdiğini söylüyor, “Çocuk
üzerinde otorite kurulduğunda
daha çok kontrol sağlanabiliyor.
Bu noktada çocuk aile
bireylerinden çekinerek internet
kullanmayı azaltabiliyor. Çok
gevşek davranmak ve çocuğu
aşırı serbest bırakmak da internet
kullanım oranını arttırabiliyor.”
Bahar meseleye başka bir
perspektiften daha bakıyor. Bir
başka çalışmada ailenin işlevsel ve
fonksiyonel olmasının internetin
“Bu dönemin
çocuklarında ve
gençlerinde yaşlılarda
görüldüğü gibi eklem
rahatsızlıkları görülüyor.
Çünkü çocuklar gerektiği
kadar hareket
etmiyorlar, kemikler
güçlenmiyor, vücut
kalıbını bulamıyor.
Dolayısıyla erken
yaşlarda ağrılar ve
bozukluklar görülüyor.”
Diyelim ki aile bebeklerinin eline cep telefonu veya bilgisayar vererek
bir bağımlılık yarattı. Sonrasında da hatasını fark edip bunu değiştir-
mek istiyor. Dr. Mehmet Dinç bu konuda şunları söylüyor: “Tabii ki
insan nefes alıp verdiği müddetçe değişebilir ama zaman ve emek ister.
Dünyada da ülkemizde de bağımlılık çalışması zor bir alandır. Tedavi-
si vakit alır. Ciddi mücadele etmek gerekir. Tekrarlama riski fazladır.
Çalışan uzman sayısı azdır. Bunlar teknoloji bağımlılığında çok daha
fazla geçerlidir. Baştan kontrollü şekilde, sağlıklı kullanım içerisinde
çocuklara teknoloji ile ilişki kurması öğretmek en iyisi. Anne babalar
sakinleşmesi için çocuklarına cep telefonu veriyorlar, böylece çocuk
sıkılmayı öğrenemiyor. Bunu öğrenmediği için onunla nasıl baş ede-
ceğini de öğrenemiyor. Hayatta her zaman eğlence olmaz, sıkılıp ne ya-
pacağımızı bilemediğimiz zamanlar olacaktır. Mesela yaratıcı düşünce
gelişmiyor. Çünkü yaratıcı düşünce boş zamanlarda ortaya çıkar. Sü-
rekli bir içerik olduğunda çocuk hiç düşünmüyor. Niye yaratıcı düşün-
cesini ortaya koymak istesin ki? Kullanmıyor... Kullanamadığı zaman
da gelişmiyor. Bir de ‘devamlı birileri bana bir şey sunsun’ beklenti-
si oluşuyor. Bir dönem sonra bunlar devamlı idare edilmesi gereken,
alttan alınması gereken insanlara dönüşüyor. Halbuki insan ilişkileri
vermeden almayı kabul etmiyor. Dolayısıyla insan ilişkilerine olumsuz
etki eder. İnsanı yalnızlaştırır. İlişkiyi derinleştiremez.” Dinç, teknoloji
bağımlılığı sorunu olanlarınYeşilay’amüracaat etmesini tavsiye ediyor.
BAĞIMLILIKTEDAVİSİMÜMKÜNMÜ?
OCAK 2018 23