

“Tarihi filmlerin,
dönem çalışmalarının
en heyecan verici ve
zor tarafı sizi o zamana
götürmesi, size oradaki
havayı solutması.
"
geliyoruz aslında. Bir yönetmen
olarak, oyuncularıyla kurduğu
diyalog, onlardan istediğini
almak ya da onlardaki cevheri
ortaya çıkarmak için nasıl bir
yol izliyor peki Günay? Şöyle
anlatıyor: “Aslında benim belli
bir taktiğim yok oyuncuyu
oynatmak konusunda. Bir
yönetmenin vazifesi oyuncunun
içinde olan, belki onun bile o
anda görmediği cevheri ona
duyumsatmak, hatırlatmak.
Sonrasını oyuncu başarır zaten.
Karakterin layığıyla ete kemiğe
bürünmesi, doğru şekillenmesi
için yönetmen de, oyuncu da,
varını yoğunu ortaya koyarak,
çaba harcamalı. Benim görevim,
oyuncunun içindeki söylediğim
gibi, belki de farkına varamadığı
karakteri ortaya çıkarmasını
sağlamak için yol göstermek,
fikir vermek…”
MİMARLIKTAN
YÖNETMENLİĞE
Günay, mimar kökenli bir
yönetmen. Mimarlığının da
sinemaya elbette ki sayısız
katkıları olmuş. Belki de o
yüzden, sıkılmadan, titizlikle,
hiçbir detayı atlamadan,
vizörün arkasında, setin orta
yerinde içinde ilmek ilmek
örerek büyüttüğü bir sabırla
çalışıyor. Günay mimarlığının
yönetmenliğine aktardığı
melekeleri ise şöyle anlatıyor:
“Mimarlık mekânı, zaman
mefhumunu ve ışığı insanla
birlikte düşünüp, mevcut
malzemeyi doğru işleyerek
işlevi olan bir yapı meydana
getirmektir. Sinemada da, eğer
proje sağlam temeller üzerine
bina edilmezse, sağlam, estetik
bir yapı, güzel bir film çıkmaz
ortaya…”
Peki, beş sezondur, ilk günkü
heyecanını kaybetmeden,
izleyicinin heyecan, aksiyon
ve ‘sinema tadı’ beklentisini
karşılamanın formülü nedir?
Anlatıyor Günay: “Değerli
yapımcımız Mehmet Bozdağ ile
OCAK 2019 67
Diriliş Ertuğrul'un formatını;
her sezon yeni bir hikaye, yeni
bir mekan ve yeni bir dünya
olacak şekilde oluşturduk.
Konu belli bir süreci takip etse
de, kahramanlar, mekanlar ve
olaylar zinciri değişiyor… Bu
bizi de izleyiciyi de, dinamik
kılıyor.”
Çekim tekniği, kurulan
atmosferin inandırıcılığı,
aksiyon sahnelerinin Batı
sinemasına parmak ısırtacak
kusursuzluğu ve hatta
tarihten aldığı ilhamın gücü
dışında, izleyene, yani ekran
karşısında oturan ‘insan’a
birebirde ne hissettiriyor
peki Diriliş Ertuğrul? Attığı
her adımı, düşünerek, bin bir
emek harcayarak atan Metin
Günay’da elbette bu sorunun
da, bir sanatçı, bir yönetmen
süzgecinden geçmiş ustaca bir
cevap var: “Dizide Ertuğrul,
içinde bulunduğu zorlu şartlara,
imkansızlıklara, kurulan
türlü tuzağa rağmen inandığı
değerler uğruna mücadele
ediyor. Bu günümüz insanını da
derinden etkiliyor… Ertuğrul,
her şeyden ötede insana:
‘Sakın umudunuzu bir an bile
yitirmeyin. Mücadele ederseniz
elbette başarırsınız’ mesajını da
veriyor…”